masum

Sens de "masum" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 53 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	masum	innocent adj.
It is rightly the case as too many innocent persons lose their lives as a result of inadequate transport measures. Yetersiz ulaşım önlemleri nedeniyle çok sayıda masum insan hayatını kaybettiği için bu haklı bir durumdur. More Sentences
General
2	General	masum	unsuspecting adj.
Predators always prey on unsuspecting victims. Yırtıcılar her zaman masum kurbanları avlar. More Sentences
3	General	masum	harmless adj.
Tom's harmless. Tom masum. More Sentences
4	General	masum	innocent adj.
What is Israel expected to do about that almost daily assault on its innocent citizens? İsrail'in masum vatandaşlarına yönelik neredeyse her gün gerçekleşen bu saldırı karşısında ne yapması bekleniyor? More Sentences
Law
5	Law	masum	innocent adj.
The first is that of justice, taking responsibility for compensating innocent farmers. Birincisi, masum çiftçileri tazmin etme sorumluluğunu üstlenen adalettir. More Sentences
Politics
6	Politics	masum	innocence adj.
She pretended innocence. O, masum numarası yaptı. More Sentences
General
7	General	masum	childlike adj.
8	General	masum	sackless adj.
9	General	masum	crimeless adj.
10	General	masum	pure adj.
11	General	masum	wideeyed adj.
12	General	masum	immaculate adj.
13	General	masum	lamblike adj.
14	General	masum	ingenuous adj.
15	General	masum	maiden adj.
16	General	masum	sinless adj.
17	General	masum	clean adj.
18	General	masum	guiltless adj.
19	General	masum	blameless adj.
20	General	masum	white adj.
21	General	masum	unsophisticated adj.
22	General	masum	wide eyed adj.
23	General	masum	dove-like adj.
24	General	masum	dewey-eyed adj.
25	General	masum	innocuous adj.
26	General	masum	cast [obsolete] adj.
27	General	masum	lamblike adj.
28	General	masum	lamb-like adj.
29	General	masum	unculpable adj.
30	General	masum	undebauched adj.
31	General	masum	unguilty adj.
32	General	masum	unremorseful adj.
33	General	masum	cherubic adj.
34	General	masum	sackless [obsolete] adj.
35	General	masum	virginly adj.
36	General	masum	witeless adj.
37	General	masum	ignorant adj.
38	General	masum	offenseless adj.
39	General	masum	dewy-eyed adj.
40	General	masum	infelonious adj.
41	General	masum	ingenious [obsolete] adj.
42	General	masum	irreprehensible adj.
43	General	masum	inguilty [obsolete] adj.
Colloquial
44	Colloquial	masum	twinkly-eyed adj.
Idioms
45	Idioms	masum	blue-eyed adj.
46	Idioms	masum	lily-white adj.
Law
47	Law	masum	not guilty adj.
48	Law	masum	inculpable adj.
49	Law	masum	clean adj.
Religious
50	Religious	masum	impeccant adj.
Archaic
51	Archaic	masum	distrustless adj.
52	Archaic	masum	seely adj.
53	Archaic	masum	sely adj.

Sens de "masum" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 115 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	masum olma	innocence n.
I have a firm belief in his innocence. Onun masum olduğuna dair değişmez bir inancım var. More Sentences
2	General	masum kurban	innocent victim n.
Of course, the fact that there are innocent victims represents a direct attack on human rights. Elbette masum kurbanların olması insan haklarına doğrudan bir saldırı anlamına gelmektedir. More Sentences
3	General	masum insanlar	innocent people n.
So why should EU arms producers profit at the expense of innocent people? Öyleyse neden AB silah üreticileri masum insanların zararına kar etsinler? More Sentences
4	General	masum görünmek	seem innocent v.
The lyrics seem innocent enough, but if you listen to them closely, you'll realize how subversive they really are. Şarkı sözleri yeterince masum görünüyor ancak onları yakından dinlerseniz, gerçekte ne kadar yıkıcı olduklarını fark edeceksiniz. More Sentences
5	General	masum görünmek	look innocent v.
Layla looked innocent but she was dangerous to love. Leyla masum görünüyordu ama sevmek için tehlikeliydi. More Sentences
6	General	kadar masum	as innocent as adj.
As far as politics is concerned, he's still as innocent as a child. Siyaset söz konusu olduğunda, o hala bir çocuk kadar masum. More Sentences
Colloquial
7	Colloquial	masum bir seyirci	an innocent bystander n.
I'm just an innocent bystander. Ben sadece masum bir seyirciyim. More Sentences
Law
8	Law	masum siviller	innocent civilians n.
Human life is precious and the death of innocent civilians, wherever it occurs, is simply not acceptable. İnsan hayatı değerlidir ve nerede olursa olsun masum sivillerin ölümü kabul edilemez. More Sentences
9	Law	masum taraf	innocent party n.
The authorities need to take action and not take it out on other innocent parties. Yetkililerin harekete geçmesi ve bunun acısını diğer masum taraflardan çıkarmaması gerekmektedir. More Sentences
General
10	General	masum yalan	white lie n.
11	General	masum yüzlü çocuk	cherub n.
12	General	masum aşk	innocent love n.
13	General	masum aşk	pure love n.
14	General	masum ve saf olma	naturalness n.
15	General	masum olmama	unsincerity n.
16	General	masum çocuk	chrisom n.
17	General	masum kimse	impeccable n.
18	General	genç ve masum kadın rolü	ingenue n.
19	General	masum kimse	innocence n.
20	General	masum kimse	innocent n.
21	General	masum şey	innocuity n.
22	General	güzel ve masum bir kisve altında saklamak (kötü bir şeyi)	sugarcoat v.
23	General	(suçu) ispatlanana dek masum olmak	be innocent until proven guilty v.
24	General	masum bir adamı öldürmek	kill an innocent man v.
25	General	masum göstermek	whiten v.
26	General	en masum	winsomest adj.
27	General	-den masum	innocent of adj.
28	General	masum görünüşlü	innocent-looking adj.
29	General	güvercin gibi masum	innocent as dove adj.
30	General	iri ve masum gözlü	doe-eyed adj.
31	General	masum olmayan	unsincere adj.
32	General	masum bakışları olan	dewy-eyed adj.
33	General	sanığın masum olduğuna tanıklık eden	compurgatorial [obsolete] adj.
34	General	masum ve saf numarası yapan	faux-naïf adj.
35	General	masum döneme özgü	prelapsarian adj.
36	General	masum dönem ile ilgili	prelapsarian adj.
37	General	masum bir şekilde	harmlessly adv.
38	General	masum olarak	innocently adv.
39	General	masum bir şekilde	unsuspectingly adv.
40	General	masum bir şekilde	guiltlessly adv.
41	General	masum bir şekilde	inculpably adv.
Phrasals
42	Phrasals	masum bulmak/olduğuna karar vermek	find for v.
43	Phrasals	(birini) masum bulmak/olduğuna karar vermek	find for (someone or something) v.
Phrases
44	Phrases	melek kadar masum	as innocent as a lamb expr.
Proverb
45	Proverb	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz	let he that is without sin cast the first stone
46	Proverb	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz	let he who is without sin cast the first stone
47	Proverb	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz	let him that is without sin cast the first stone
48	Proverb	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz	let him who is without sin cast the first stone
Colloquial
49	Colloquial	masum yalan	white lie n.
50	Colloquial	genç ve masum kişi	virgin ears n.
51	Colloquial	masum adam	quality joe n.
52	Colloquial	masum erkek	quality joe n.
53	Colloquial	sevimli, masum genç kız	sweet young thing n.
54	Colloquial	bebek kadar masum	babe in the wood expr.
Idioms
55	Idioms	eskiden sanıkların masum olup olmadığını anlamak için yakılarak yargılandığı (masumsa tanrı'nın onu kurtaracağı düşünülürdü) bir yöntem	ordeal by fire n.
56	Idioms	sonu ciddiye dönüşebilecek, masum görünen küçük eylem	a camel's nose (under the tent) n.
57	Idioms	küçük masum yalan	little white lie n.
58	Idioms	daha mutlu, masum, dertsiz gösterme	lip gloss n.
59	Idioms	masum yıllar/zamanlar	salad years n.
60	Idioms	masum ve tecrübesiz olunan gençlik zamanları	salad days n.
61	Idioms	aptal, masum vs. rolü yapmak	come the (something) v.
62	Idioms	aptal, masum vs. rolü yapmak	come the… v.
63	Idioms	birini masum bulmak	find someone innocent v.
64	Idioms	birini masum bulmak	find someone not guilty v.
65	Idioms	masum bulmak	find someone innocent v.
66	Idioms	masum bulmak	find someone not guilty v.
67	Idioms	masum görünmek	smell like a rose v.
68	Idioms	suçlu olduğu halde masum görünmek	look as if butter wouldn't melt in one's mouth v.
69	Idioms	masum olduğunu kanıtlamak	clear somebody's name v.
70	Idioms	(birini) masum bulmak	find (one) innocent v.
71	Idioms	(birinin) masum/suçsuz olduğuna karar vermek	find (one) innocent v.
72	Idioms	(birini) masum bulmak	find (one) not guilty v.
73	Idioms	(birinin) masum/suçsuz olduğuna karar vermek	find (one) not guilty v.
74	Idioms	birini masum/suçsuz kabul etmek	give somebody the benefit of the doubt v.
75	Idioms	suçlu olduğu halde masum görünmek	look as if butter wouldn't melt in mouth v.
76	Idioms	görünürde masum/kibar olmak	look as if butter wouldn't melt in mouth v.
77	Idioms	suçlu olduğu halde masum görünmek	look as if butter wouldn't melt in your mouth v.
78	Idioms	görünürde masum/kibar olmak	look as if butter wouldn't melt in your mouth v.
79	Idioms	(kötü bir şeyi) güzel ve masum bir kisve altında sunmak	sugarcoat (something) v.
80	Idioms	(küçük) masum bir yalan söylemek	tell a (little) white lie v.
81	Idioms	masum/saf görünen	blue eyed adj.
82	Idioms	masum olan	(as) clean as a whistle adj.
83	Idioms	bebek kadar masum	as innocent as a lamb expr.
84	Idioms	bebek kadar masum	as innocent as a newborn babe expr.
85	Idioms	masum olarak	clean hands expr.
86	Idioms	görünüşte masum/mütevazı/mesafeli	butter won't melt (in one's mouth) expr.
87	Idioms	görünüşte masum/mütevazı/mesafeli	butter wouldn't melt expr.
88	Idioms	görünüşte masum	butter wouldn't melt (in someone's mouth) expr.
89	Idioms	sözde masum	butter wouldn't melt (in someone's mouth) expr.
90	Idioms	görünüşte masum/mütevazı/mesafeli olmak	looks as if butter wouldn't melt (in his/her mouth) expr.
91	Idioms	görünüşte masum/mütevazı/mesafeli olan	butter wouldn't melt in one's mouth expr.
Speaking
92	Speaking	görünüşte masum	seemingly innocent expr.
93	Speaking	görünüşte masum	seemingly innocuous expr.
Law
94	Law	masum olma	nonguilt n.
95	Law	kişinin davada masum olduğunu iddia etmemesi ya da suçlu olduğunu kabul etmemesi	no contest n.
96	Law	masum sivillerin öldürülmesi	killing of innocent civilians n.
97	Law	sanığın daha önceden aynı suç nedeniyle masum bulunduğunu gösteren defi	plea of autrefois acquit n.
98	Law	sanığın masum olduğuna inandığını yeminle beyan eden kimse	compurgator n.
99	Law	suçluluğu ispat edilene kadar şüpheli ya da sanık da olsa herkesin masum ve suçsuz olduğu ilkesi	presumption of innocence n.
100	Law	şüphelilerin suçluluğu kanıtlanana kadar masum olduğu/olması ilkesi	the principle of suspects being innocent until proved guilty n.
101	Law	sanığın olay esnasında akli dengesizlik yaşadığı için masum olduğunu öne sürdüğü savunma türü	insanity plea n.
102	Law	masum birini dolandırmak	pull a finch v.
103	Law	masum olduğunu iddia etmek	claim to be innocent v.
104	Law	masum olduğunu iddia etmek	claim to be not guilty v.
Medical
105	Medical	masum üfürüm	innocent heart murmur n.
Religious
106	Religious	masum çocuklar yortusu	childermas n.
107	Religious	masum çocuklar yortusu	childermas day n.
Cinema
108	Cinema	genç ve masum kadın rolü oynayan oyuncu	ingenue n.
Archaic
109	Archaic	masum çocuk	chrisom child n.
110	Archaic	masum fikir	innocency n.
111	Archaic	masum şey	innocency n.
112	Archaic	masum olmayan	unmaidenly adj.
Slang
113	Slang	masum birini suçlama	fit-up [uk] n.
British Slang
114	British Slang	masum birini suçlu göstermek	fit up v.
Modern Slang
115	Modern Slang	bunun dışında masum	an otherwise blameless life expr.