Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | mutilation n. | sakatlama | ||
But we also have to take action where the crime of mutilation has already occurred, with penal measures and sanctions. Ama aynı zamanda sakatlama suçunun işlendiği yerlerde de cezai tedbirler ve yaptırımlarla harekete geçmeliyiz. More Sentences |
||||
General | mutilation n. | sakatlanma | ||
The main victims of violence, trafficking and mutilation are women and girls. Şiddet, insan ticareti ve sakatlanmanın başlıca mağdurları kadınlar ve kız çocuklarıdır. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | mutilation n. | mutilasyon | ||
Genital mutilation is not a religious phenomenon, it is a violation of a fundamental human right. Genital mutilasyon dini bir olgu değil, temel bir insan hakkının ihlalidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | mutilation n. | kesme (vücudun bir uzvunu bütünüyle) | ||
General | mutilation n. | bozma | ||
General | mutilation n. | kötürüm etme | ||
General | mutilation n. | kötürüm olma | ||
General | mutilation n. | hükümsüz bir hal alma | ||
Medical | ||||
Medical | mutilation n. | sakatlanma | ||
Psychology | ||||
Psychology | mutilation n. | sakatlama fiili |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Medical | ||||
Medical | female genital mutilation n. | kadın sünneti | ||
Female genital mutilation causes irreparable damage to health and can even lead to death. Kadın sünneti sağlığa onarılamaz zararlar verir ve hatta ölüme bile yol açabilir. More Sentences |
||||
Medical | genital mutilation n. | kadın sünneti | ||
In Kenya, in one particular community, the incidence of genital mutilation was as high as 97%. Kenya'da, belirli bir toplulukta, kadın sünnetinin görülme sıklığı %97 gibi yüksek bir orandaydı. More Sentences |
||||
Medical | fgm (female genital mutilation) abrev. | kadın sünneti | ||
Fifteen states have already banned FGM, including nine African countries. Dokuz Afrika ülkesi de dahil olmak üzere on beş devlet halihazırda kadın sünnetini yasaklamıştır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | mutilation of corpse n. | bir cesedin tahrip edilmesi | ||
General | self mutilation n. | kendi kendini sakatlama | ||
Law | ||||
Law | self mutilation n. | kendisini sakatlama | ||
Law | self mutilation n. | kendi kendini yaralama | ||
Medical | ||||
Medical | female genital mutilation n. | klitorisin çıkartılması | ||
Medical | genital mutilation n. | cinsel organların kesilmesi | ||
Medical | genital mutilation n. | kliteridektomi | ||
Medical | genital mutilation n. | erkek sünneti | ||
Medical | female genital mutilation n. | kadınlarda genital mutilasyon | ||
Medical | female genital mutilation n. | kadın genital bölgesinin belirli bir bölümünün kesilmesi | ||
Psychology | ||||
Psychology | self-mutilation n. | bilerek kendini sakatlama | ||
Psychology | self-mutilation n. | kendine zarar verme | ||
Psychology | self-mutilation n. | kendini sakatlama | ||
Military | ||||
Military | mutilation table n. | değiştirme çizelgesi |