Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | natural beauty n. | doğal güzellik | ||
It expressed its view of the countryside by purchasing areas of outstanding natural beauty. Olağanüstü doğal güzelliğe sahip alanları satın alarak kırsal kesime bakışını ifade etmiştir. More Sentences |
||||
Tourism | ||||
Tourism | natural beauty n. | doğal güzellik | ||
The mountains, lakes, rivers and lush green forests of Ikaria island form a unique natural beauty. Ikaria adasının dağları, gölleri, nehirleri ve yemyeşil ormanları eşsiz bir doğal güzellik oluşturur. More Sentences |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Environment | ||
Environment | area of outstanding natural beauty n. | olağanüstü doğal güzellik bölgesi |
Environment | area of outstanding natural beauty n. | doğal güzelliğin korunması ve geliştirilmesini gerektiren koruma bölgesi |
Abbreviation | ||
Abbreviation | aonb (area of outstanding natural beauty) n. | olağanüstü doğal güzellik bölgesi |
Abbreviation | aonb (area of outstanding natural beauty) n. | olağanüstü doğal güzellik bölgesi |