offender

Sens de "offender" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 14 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	offender n.	suçlu
On a large scale, offenders are given the death penalty after a very brief trial. Büyük ölçekte, suçlulara çok kısa bir yargılamanın ardından ölüm cezası verilmektedir. More Sentences
Law
2	Law	offender n.	suçlu
There is no doubt that the European authorities are repeat offenders. Avrupalı yetkililerin sürekli suçlu olduklarına şüphe yok. More Sentences
3	Law	offender n.	suç işleyen
This will avoid penalising those who comply while offenders get off scot-free. Bu, suç işleyenler cezasız kalırken uyum gösterenlerin cezalandırılmasını önleyecektir. More Sentences
General
4	General	offender n.	fail
5	General	offender n.	kabahatli
6	General	offender n.	zarar veren şey
7	General	offender n.	gıcık eden şey
8	General	offender n.	sinir eden şey
9	General	offender n.	dini hukuku ihlal eden kimse
10	General	offender n.	günah işleyen kimse
11	General	offender n.	kızdıran kimse
12	General	offender n.	gıcık eden kimse
Law
13	Law	offender n.	fail
14	Law	offender n.	mücrim

Sens de "offender" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 29 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Law
1	Law	juvenile offender n.	çocuk suçlu
Juvenile offenders, pregnant women and nursing mothers were also excluded. Çocuk suçlular, hamile kadınlar ve emziren anneler de kapsam dışı bırakılmıştır. More Sentences
Psychology
2	Psychology	sex offender n.	cinsel suçlu
Sami was an accused sex offender. Sami cinsel suçtan sabıkalıydı. More Sentences
General
3	General	joint offender n.	suç ortağı
4	General	joint offender n.	suçortağı
5	General	young offender n.	bir suç nedeniyle hüküm giymiş veya ihtar almış genç kimse
Trade/Economic
6	Trade/Economic	drug offender n.	uyuşturucu suçlusu
Law
7	Law	serious offender n.	azılı suçlu
8	Law	principal offender n.	asli fail
9	Law	extradition of offender n.	failin iadesi
10	Law	public offender n.	halka karşı işlenen suçun faili
11	Law	first offender n.	ilk kez hüküm giyen kimse
12	Law	first offender n.	ilk defa suç işleyen kimse
13	Law	repeat offender n.	mükerrer suçlu
14	Law	age of offender n.	mücrimin yaşı
15	Law	inveterate offender n.	müzmin suçlu
16	Law	repeat offender n.	mükerrir suçlu
17	Law	sex offender n.	seks suçlusu
18	Law	extradition of offender n.	suçlunun iadesi
19	Law	incidental offender n.	tesadüfi suçlu
20	Law	accidental offender n.	tesadüfi suçlu
21	Law	breach of the conditions to be observed by the offender n.	uyulması gereken şartların fail tarafından ihlal edilmesi
22	Law	young offender institution [uk] n.	ıslahevi
23	Law	habitual offender n.	azılı suçlu
24	Law	repeat offender n.	azılı suçlu
25	Law	law offender n.	kanunları çiğneyen kimse
26	Law	law offender n.	suçlu
27	Law	dangerous offender [us/canada] n.	müebbet hapis cezasına çarptırılan suçlu
Politics
28	Politics	habitual offender n.	mükerrer suçlu
29	Politics	political offender n.	siyasi suçlu