opposition - Turc Anglais Dictionnaire

opposition

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "opposition" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 54 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
opposition n. muhalefet
We should heed the words of the leader of the opposition in Zimbabwe.
Zimbabve'deki muhalefet liderinin sözlerine kulak vermeliyiz.

More Sentences
General
opposition n. direniş
The army faced little opposition.
Ordu çok az direnişle karşılaştı.

More Sentences
opposition n. karşı çıkma
Hence our unequivocal and steadfast opposition to the majority of its aims.
Bu nedenle, amaçlarının çoğuna kesin ve kararlı bir şekilde karşı çıkıyoruz.

More Sentences
opposition n. karşıtlık
Intra-capitalist oppositions are becoming more acute.
Kapitalizm içi karşıtlıklar daha da keskinleşiyor.

More Sentences
opposition n. itiraz
Is there any opposition to the addition of "and by the Council"?
"ve Konsey tarafından" ifadesinin eklenmesine itiraz eden var mı?

More Sentences
Law
opposition n. itiraz
Is there any opposition to the addition of "and by the Council"?
"ve Konsey tarafından" ifadesinin eklenmesine itiraz eden var mı?

More Sentences
opposition n. muhalefet
We should heed the words of the leader of the opposition in Zimbabwe.
Zimbabve'deki muhalefet liderinin sözlerine kulak vermeliyiz.

More Sentences
opposition n. muhalefet
We should heed the words of the leader of the opposition in Zimbabwe.
Zimbabve'deki muhalefet liderinin sözlerine kulak vermeliyiz.

More Sentences
Politics
opposition n. itiraz
Is there any opposition to the addition of "and by the Council"?
"ve Konsey tarafından" ifadesinin eklenmesine itiraz eden var mı?

More Sentences
opposition n. muhalefet
We should heed the words of the leader of the opposition in Zimbabwe.
Zimbabve'deki muhalefet liderinin sözlerine kulak vermeliyiz.

More Sentences
Technical
opposition n. karşıtlık
Intra-capitalist oppositions are becoming more acute.
Kapitalizm içi karşıtlıklar daha da keskinleşiyor.

More Sentences
Common Usage
opposition n. aykırılık
opposition n. karşı koyma
General
opposition n. başkaldırma
opposition n. aleyhtarlık
opposition n. mücadele
opposition n. karşıtçılık
opposition n. aleyh
opposition n. düşmanlık
opposition n. zıtlaşma
opposition n. rekabet
opposition n. karşı konum
opposition n. karşı koyma
opposition n. zıtlık
opposition n. direnme
opposition n. engel teşkil eden şey
opposition n. engel
opposition n. kılıç tokuşturma sırasında kılıcı rakibin kılıcını çarpışma hizasına isabet ettiremeyeceği pozisyonda tutma
opposition n. birbirinin çaprazında bulunan kol ve bacakların hareket etmesi
Trade/Economic
opposition n. (iflas işlemlerinde) alacaklının borcun silinmesi talebini reddetmesi
Law
opposition n. karşı durma
opposition n. mukavemet
opposition n. ticari markanın tescilini resmi olarak önleyen faaliyet
Politics
opposition n. karşı durma
opposition n. mukavemet
opposition n. muhalefet partisi
Technical
opposition n. zıtlık
Medical
opposition n. opozisyon
Psychology
opposition n. direngi
Math
opposition n. özne ve yüklemleri aynı olup nicelik veya nitelik olarak veya her ikisi bakımından farklılık gösteren iki önerme arasındaki ilişki
opposition n. birinin doğruluğunun veya yanlışlığının diğerininkine bağlı olduğu iki önerme arasındaki ilişki
Astronomy
opposition n. karşı konum
opposition n. güneş'ten bakıldığında bir dış gezegenin veya ay'ın dünya ile aynı hizada olup dünya'ya neredeyse en yakın konumunda bulunması
opposition n. iki gök cisminin gökkürede taban tabana zıt göründüğü konum
Astrology
opposition n. iki gezegen arasındaki yaklaşık 180°'lik açı
Linguistics
opposition n. aynı dil sistemi içinde yer alan herhangi iki alternatif birim arasındaki ilişki
opposition n. aynı dil sistemi içinde yer alıp asgari derecede farklılık gösteren iki fonem arasındaki ilişki
opposition n. aynı dil sistemi içinde yer alan herhangi iki alternatif birim arasındaki farkı oluşturan özellik
Philosophy
opposition n. karşıolum
Military
opposition n. silahlı düşman
opposition n. düşman kuvvetlerine mensup kimse
Chess
opposition n. (oyun sonunda) şahların hamle sırası gelen oyuncuya dezavantaj getirecek şekilde konumlanması
Ottoman Turkish
opposition n. mümanaat
Electricity
opposition n. aynı frekansa sahip iki dalganın yarım periyot faz dışı olduklarında meydana gelen durum

Sens de "opposition" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 87 résultat(s)

Anglais Turc
General
the opposition party n. muhalefet partisi
The opposition parties are of course currently not yet ready for the elections and could be manipulated.
Muhalefet partileri elbette şu anda seçimlere henüz hazır değiller ve manipüle edilebilirler.

More Sentences
Politics
main opposition party n. ana muhalefet partisi
The head of the main opposition party in the Spanish State said this recently.
İspanya Devletindeki ana muhalefet partisinin başkanı geçtiğimiz günlerde bunu söyledi.

More Sentences
opposition parties n. muhalefet partileri
Opposition parties are banned or it is made impossible for them to function.
Muhalefet partileri yasaklanır veya faaliyet göstermeleri imkansız hale getirilir.

More Sentences
political opposition n. siyasi muhalefet
It is no wonder, then, that it arouses political opposition.
O halde bunun siyasi muhalefet uyandırması şaşırtıcı değil.

More Sentences
General
mutual opposition n. karşılıklı muhalefet
opposition campaign n. muhalefet kampanyası
opposition to law n. kanuna muhalefet
opposition to law n. hukuka aykırılık
strong opposition n. sert muhalefet
opposition of opinion/thought n. düşünce karşıtlığı
ungradable opposition n. uzlaşmaya kapalı zıtlaşma
ungradable opposition n. ortası olmayan muhalefet
mutual opposition n. iki zıt nitelik arasındaki ilişki
mutual opposition n. iki zıt eğilim arasındaki ilişki
gradable opposition n. derecelendirilebilir muhalefet
public opposition n. toplumsal muhalefet
be in opposition v. aleyhte olmak
solidify in opposition v. cepheleşmek
lodge a statement of opposition v. muhalefet şerhi koymak
make opposition v. muhalefet etmek
file an opposition against v. birine karşı itirazda bulunmak
be in opposition to v. -e karşı çıkmak/durmak
oppose the opposition v. muhalefete muhalefet olmak
oppose the opposition v. muhalefete muhalefet etmek
in opposition adv. aleyhte
in opposition to one's desire adv. zorla
in opposition adv. karşıt evreli
in opposition to prep. aksine
in opposition to prep. -in aksine
in opposition to prep. -e karşı olarak
Phrases
in opposition to one's desire expr. isteği dışında
in opposition to somebody/something expr. birine/bir şeye karşı
in opposition to somebody/something expr. birinin/bir şeyin karşısında
in opposition to somebody/something expr. birinin/bir şeyin karşıtı/zıddı olarak
Speaking
she left home in the face of strong opposition from her parents expr. anne babasının karşı çıkmasına rağmen evi terk etti
he attended the meeting despite the risk of facing opposition of all his friends expr. tüm arkadaşlarını karşısına almak pahasına o toplantıya katıldı
Trade/Economic
theory of opposition n. karşıtlık teorisi
managerial-opposition hypothesis n. yönetim tepkisi hipotezi
Law
violence against or resistance to government forces and opposition to the laws n. hükümete karşı şiddet veya mukavemet ve kanunlara muhalefet
right of opposition n. itiraz hakkı
opposition to the laws n. kanunlara muhalefet
opposition to laws n. kanunlara karşı muhalefet
Politics
main opposition leader n. ana muhalefet lideri
public opposition n. halk muhalefeti
public's opposition n. halkın muhalefeti
public's opposition n. halk muhalefeti
opposition party n. muhalefet partisi
the opposition n. muhalefet cephesi
opposition politician n. muhalefet siyasetçisi
opposition politician n. muhalefet politikacısı
build up opposition block n. muhalif bir cephe oluşturma
leader of the opposition n. muhalefet lideri
intraparty opposition movement n. parti içi muhalefet hareketi
national coalition of the syrian revolutionary and opposition forces n. suriye devrimci muhalif güçler ulusal koalisyonu
opposition benches n. meclisin muhalefet partisi üyelerine ayrılmış bölümü
opposition wing n. muhalefet kanadı
opposition side n. muhalefet kanadı
controlled opposition n. kontrollü muhalefet
controlled opposition n. gizlice iktidar partisi lehine çalışan muhalefet
engage in opposition activities v. muhalefet yürütmek
Computer
in opposition adj. karşıt evreli
Informatics
binary opposition n. ikili karşıtlık
Geometry
diametrical opposition n. bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
antipodal opposition n. bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
orthogonal opposition n. dik açılı unsurlar arasındaki karşıtlık ilişkisi
Logic
square of opposition n. karşıolum karesi
square of opposition n. karşıtlık karesi
square of opposition n. dört mantıksal zıtlığın gösterildiği kare bir görsel
Linguistics
multilateral opposition n. çok yanlı karşıtlık
multilateral opposition n. çokyanlı karşıtlık
equipollent opposition n. eş öğeli karşıtlık
equipollent opposition n. eş ağırlıklı karşıtlık
privative opposition n. eksik öğeli karşıtlık
bilateral opposition n. ikiyanlı karşıtlık
bilateral opposition n. iki yanlı karşıtlık
binary opposition n. ikili karşıtlık
proportional opposition n. orantılı karşıtlık
constant opposition n. sürekli karşıtlık
isolated opposition n. tekil karşıtlık
antipodal opposition n. taban tabana zıtlık
neutralisible opposition n. yansızlaşabilir karşıtlık
polar opposition n. zıt karşıtlık
polar opposition n. karşıt anlamlı bir sözcük çifti arasındaki ilişki
British Slang
bat for the opposition n. gey
bat for the opposition n. homoseksüel
bat for the opposition n. homo
bat for the opposition n. ibne