potential - Turc Anglais Dictionnaire

potential

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "potential" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 46 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
potential adj. potansiyel
That gives us enormous potential leverage, and we should be using it.
Bu bize muazzam bir potansiyel kaldıraç sağlıyor ve bunu kullanmalıyız.

More Sentences
potential adj. olası
Who will gain from potential forum-hopping other than litigation lawyers?
Olası forum atlamalarından dava avukatları dışında kim kazançlı çıkacak?

More Sentences
General
potential n. potansiyel
The Northern Dimension offers immense potential in the area of energy policy.
Kuzey Boyutu enerji politikası alanında muazzam bir potansiyel sunmaktadır.

More Sentences
Trade/Economic
potential adj. olası
Mr Simpson has pointed out the potential consequences of this.
Bay Simpson bunun olası sonuçlarına işaret etti.

More Sentences
potential adj. potansiyel
We simply cannot allow scientific progress and the potential treatments that result to erode ethical boundaries.
Bilimsel ilerlemenin ve bunun sonucunda ortaya çıkan potansiyel tedavilerin etik sınırları aşındırmasına izin veremeyiz.

More Sentences
Technical
potential adj. potansiyel
There is no more urgent subject for us and our debates than the potential future impact of climate change.
Bizim ve tartışmalarımız için iklim değişikliğinin gelecekteki potansiyel etkilerinden daha acil bir konu yoktur.

More Sentences
Electric
potential adj. potansiyel
Article 23 of the Basic Law, however, is a potential time bomb under all of this.
Ancak Anayasa'nın 23. Maddesi tüm bunların altında potansiyel bir saatli bombadır.

More Sentences
Automotive
potential adj. potansiyel
First of all, there is the issue of the common external borders and potential immigration problems.
Her şeyden önce ortak dış sınırlar ve potansiyel göç sorunları söz konusudur.

More Sentences
Food Engineering
potential adj. potansiyel
Perhaps more significantly, what signal does this send to potential enemies?
Belki de daha önemlisi, bu durum potansiyel düşmanlara nasıl bir sinyal gönderiyor?

More Sentences
General
potential n. güç
potential n. gizli güç
potential n. iktidar
potential n. imkan
potential n. ihtimal
potential n. gizil güç
potential n. gerilim
potential adj. gizli
potential adj. muhtemel
potential adj. gizil
Trade/Economic
potential n. gizli güç
potential n. varolan imkan
potential adj. henüz ortaya çıkmamış olan
potential adj. mümkün olan
potential adj. muhtemel
potential adj. kuvvetli
potential adj. mümkün
potential adj. potansiyeli olan
Technical
potential n. gerilim farkı
potential n. potansiyel farkı
Construction
potential n. gerilim
Physics
potential n. gizilgüç
potential adj. gizil
Linguistics
potential n. olasılık bildiren çekim
potential n. olasılık bildiren yapı
potential n. olasılık bildiren kip
potential adj. olasılık bildiren fiil yapısına ait
potential adj. olasılık bildiren fiil yapısı ile ilgili
potential adj. (fiil yapısı) olasılık bildiren
potential adj. yardımcı sözcüklü fiil yapısına ait
potential adj. yardımcı sözcüklü fiil yapısı ile ilgili
potential adj. (fiil yapısı) yardımcı sözcüklü
Ottoman Turkish
potential adj. bilkuvve
Archaic
potential adj. etkili
potential adj. tesirli
potential adj. güçlü
potential adj. kudretli

Sens de "potential" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 492 résultat(s)

Anglais Turc
General
human potential n. insan potansiyeli
This represents a loss not only of human potential, but also of the future potential of Europe.
Bu sadece insan potansiyelinin değil aynı zamanda Avrupa'nın gelecek potansiyelinin de kaybı anlamına gelmektedir.

More Sentences
potential problems n. potansiyel sorunlar
I can confirm that the Commission will address the Parliament's concerns by looking into this potential problem.
Komisyon'un bu potansiyel sorunu inceleyerek Parlamento'nun endişelerini gidereceğini teyit edebilirim.

More Sentences
potential danger n. potansiyel tehlike
We in Europe reject the theory of preventive strikes against potential dangers.
Biz Avrupa'da potansiyel tehlikelere karşı önleyici grev teorisini reddediyoruz.

More Sentences
potential relationship n. potansiyel ilişki
The first is the potential relationship between the Barcelona Process and the situation in the Middle East.
Bunlardan ilki Barselona Süreci ile Orta Doğu'daki durum arasındaki potansiyel ilişkidir.

More Sentences
full potential n. tam potansiyel
Are you sure you are aware of our full potential?
Tam potansiyelimizin farkında olduğunuzdan emin misiniz?

More Sentences
have potential v. potansiyeli olmak
Tom clearly has potential.
Tom'un potansiyeli olduğu açık.

More Sentences
see the potential v. potansiyeli görmek
It is also important because we too see the potential for problems arising.
Bu aynı zamanda önemli çünkü biz de sorunların ortaya çıkma potansiyelini görüyoruz.

More Sentences
Trade/Economic
growth potential n. büyüme potansiyeli
The answer is unquestionably to increase our growth potential, that is to say, to implement Lisbon.
Bunun cevabı hiç şüphesiz büyüme potansiyelimizi arttırmak, yani Lizbon'u uygulamaktır.

More Sentences
potential customer n. potansiyel müşteri
It also interacts with potential customers through its website or through industry events.
Ayrıca web sitesi veya sektör etkinlikleri aracılığıyla potansiyel müşterilerle etkileşime girer.

More Sentences
potential market n. potansiyel pazar
This is a vast potential market.
Bu çok büyük bir potansiyel pazar.

More Sentences
potential buyer n. potansiyel alıcı
I met another potential buyer for our house.
Evimiz için başka bir potansiyel alıcıyla tanıştım.

More Sentences
potential risk n. potansiyel risk
You will be aware that this includes a comprehensive free-market assessment of the potential risks.
Bunun potansiyel risklere ilişkin kapsamlı bir serbest piyasa değerlendirmesini de içerdiğini biliyorsunuzdur.

More Sentences
production potential n. üretim potansiyeli
Hopefully, it will then be possible to exploit its production potential.
Umarım, o zaman üretim potansiyelinden faydalanmak mümkün olur.

More Sentences
Politics
growth potential n. büyüme potansiyeli
Such an investment is crucial for Europe's growth potential.
Böyle bir yatırım Avrupa'nın büyüme potansiyeli için hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
economic potential n. ekonomik potansiyel
All current surveys show the great economic potential of electronic business.
Tüm güncel araştırmalar elektronik ticaretin büyük ekonomik potansiyelini göstermektedir.

More Sentences
Tourism
potential market n. potansiyel pazar
The potential market is huge.
Potansiyel pazar çok büyük.

More Sentences
Education
potential users n. potansiyel kullanıcılar
That is why I am in favour of accepting the existing offer and not deluding potential users with illusions.
Bu nedenle mevcut teklifi kabul etmekten ve potansiyel kullanıcıları yanılsamalarla kandırmamaktan yanayım.

More Sentences
General
potential difference n. anlaşmazlık
damage potential n. hasar potansiyeli
deformation potential n. deformasyon potansiyeli
potential reality n. potansiyel gerçeklik
drum potential n. dram voltajı
grand potential n. büyük potansiyel
magnetic potential n. manyetik potansiyel
vector potential n. vektör gerilimi
magnetic vector potential n. manyetik vektör potansiyeli
excitation potential n. uyarma potansiyeli
excitation potential n. uyarım potansiyeli
potential cooperation n. olası işbirliği
financial potential n. maddi olanak
potential danger n. olası tehlike
potential problems n. potansiyel problemler
potential danger n. gizli tehlike
potential risk factors n. olası risk faktörleri
secret/hidden potential n. birisindeki gizli cevher
secret/hidden potential n. gizli cevher
the potential victims n. muhtemel kurbanlar
potential liability n. olası yükümlülük
potential developments n. olası gelişmeler
potential developments n. muhtemel gelişmeler
pot (potential) n. potansiyel
wasted potential n. harcanmış potansiyel
have a potential v. potansiyel taşımak
have potential v. potansiyel teşkil etmek
show potential v. potansiyel teşkil etmek
show potential v. potansiyel sergilemek
show potential v. potansiyel göstermek
be aware of one's potential v. potansiyelinin farkında olmak
prevent a potential disaster v. olası bir facianın önüne geçilmek
prevent a potential disaster v. olası bir facianın önüne geçmek
see someone's potential v. birinde potansiyel görmek
see someone's potential v. potansiyelini görmek
see someone's potential v. birisinde potansiyel görmek
realize one's potential v. potansiyelinin farkına varmak
fulfil one's potential v. potansiyelini gerçekleştirmek
flood damage potential adj. sel hasarı potansiyeli
rich potential adj. zengin potansiyel
Phrasals
realize potential v. potansiyelinin farkına varmak
realize potential v. potansiyelini gerçekleştirmek
Colloquial
pfd (potential formal date) abrev. resmi bir yere birlikte gidilebilecek/davet edilebilecek kadar iyi görünümlü biri
Idioms
potential formal date n. muhtemel dans partneri
potential formal date n. kolej balosuna gidilecek olası partner
realize one's potential v. potansiyelini gerçekleştirmek
Speaking
you got potential expr. sende potansiyel var
Trade/Economic
potential foreign deficit n. büyük açık
appreciation potential n. değer artış beklentisi
economic potential n. ekonomik güç
potential stock n. ihraç edilmemiş hisse senedi
potential bidders n. ilgilenen teklif sahipleri
earning potential n. kazanç potansiyeli
motivating potential score n. motive edici potansiyel göstergesi
potential demand n. muhtemel talep
potential investor n. muhtemel yatırımcı
potential voting rights n. olası oy hakları
potential ordinary share n. olası adi hisse senedi
potential demand n. olası talep
lending potential n. ödünç verme potansiyeli
potential competition n. potansiyel rekabet
potential production level n. potansiyel üretim seviyesi
potential output n. potansiyel üretim
potential labor force n. potansiyel işgücü
potential stock n. potansiyel hisse senedi
potential saving n. potansiyel tasarruf
potential demand n. potansiyel talep
potential gross national product n. potansiyel verim
potential benefit n. potansiyel yarar
potential foreign deficit n. potansiyel dış açık
market potential n. piyasa potansiyeli
potential benefit n. potansiyel fayda
potential buyer n. potansiyel müşteri
market potential n. pazar potansiyeli
potential ordinary share n. potansiyel adi hisse senedi
potential market n. pazar imkanı
a potential customer n. potansiyel müşteri
potential output n. potansiyel çıktı
potential acquisition transactions n. potansiyel satın alma işlemleri
potential deficit n. potansiyel açık
potential gnp n. potansiyel gayrı safı milli hasıla
potential voting rights n. potansiyel oy hakları
potential gross national product n. potansiyel gayri safi milli hasıla
potential tax number n. potansiyel vergi numarası
sales potential n. satış potansiyeli
dilutive potential ordinary shares n. sulandırma etkisi olan potansiyel hisse senetleri
dilutive potential ordinary shares n. sulandırılmış yeni adi hisse senetleri
production potential n. üretim gücü
potential investor n. yatırım yapabilecek kişi
Law
potential criminal n. potansiyel suçlu
Politics
economic potential n. ekonomik güç
potential zones of conflict n. olası ihtilaf bölgeleri
potential impact n. olası etki
long-run growth potential n. uzun vadeli büyüme potansiyeli
Tourism
potential tourist n. potansiyel turist
tourism potential n. turizm potansiyeli
Technical
adsorption potential n. adsorpsiyon potansiyeli
activation potential n. aktivasyon potansiyeli
firing potential n. ateşleme potansiyeli
streaming potential n. akıntı potansiyeli
current potential curve n. akım gerilim eğrisi
current-potential curve n. akım-gerilim eğrisi
active potential n. aktif gerilim
anode potential n. anot gerilimi
positive potential n. artı erkil
anode potential n. artıuç gerilimi
junction potential n. bağlantı gerilimi
potential equilibrium n. bir sistemi dengede tutan sıcaklık ve basınç gibi dış koşullar
discharge potential n. boşaltım gerilimi
deformation potential n. bozulma potansiyeli
sedimentation potential n. çökme potansiyeli
equilibrium potential n. denge potansiyeli
wave energy potential n. dalga enerjisi potansiyeli
contact potential n. değme voltajı
equilibrium potential n. denge gerilimi
potential equilibrium n. denge noktası
diffusion potential n. difüzyon potansiyeli
donnan potential n. donnan potansiyeli
rest potential n. durgunluk gerilimi
stopping potential n. durdurma potansiyeli
negative potential n. eksi erki
striking potential n. elektrik akımı boşaltma seviyesi
potential barrier n. enerji engeli
electrode potential n. elektrot gerilimi
electric potential n. elektriksel potansiyel
electric potential n. elektrik potansiyeli
electrolytic potential n. elektroliz gerilimi
electrode potential measurement n. elektrot gerilimi ölçümü
barrier potential n. engel gerilimi
energy potential n. enerji potansiyeli
electrostatic potential n. elektrostatik potansiyel
electrokinetic potential n. elektriksel devinim potansiyeli
electrode potential n. elektrot potansiyeli
electrolytic potential n. elektrolitik potansiyel
electrokinetic potential n. elektro kinetik potansiyel
interaction potential n. etkileşim potansiyeli
potential drop n. gerilim düşümü
potential energy n. gizilgüç
potential energy n. gizil erk
potential rise n. gerilim yükselmesi
velocity potential n. hız potansiyeli
accelerating potential n. hızlandırıcı potansiyel
hydrogen electrode potential n. hidrojen elektrot potansiyeli
cell potential n. hücre gerilimi
ionic potential n. iyonsal gerilim
inner potential n. iç potansiyel
ionization potential n. iyonlaşma gerilimi
ionic potential n. iyonik potansiyel
calorific potential n. ısı potansiyeli
grid potential n. ızgara gerilimi
ionization potential n. iyonlanma potansiyeli
internal potential n. iç potansiyel
capillary potential n. kapiler potansiyel
potential residue method n. kalıntı miktarı yöntemi
carbon potential n. karbon gücü
seeding potential n. kabarcıklanma yatkınlığı
chemical potential n. kimyasal potansiyel
sparking potential n. kıvılcım gerilimi
capillary potential n. kılcal gizilgüç
coulomb potential n. kulomb potansiyeli
critical potential n. kritik potansiyel
critical ionization potential n. kritik yükünleme erki
corrosion potential n. korozyon potansiyeli
contact potential n. kontak potansiyeli
polarization potential n. kutuplaşma gerilimi
magnetic potential difference n. manyetik gerilim
magnetic vector potential n. manyetik vektör potansiyeli
magnetic potential n. manyetik potansiyel
determination of potential hydrocarbon liquid content n. muhtemel sıvı hidrokarbon muhtevasının tayini
potential gradient n. mesafe ile potansiyelin değişim miktarı
negative anode potential n. negatif anot gerilimi
oxidation potential n. oksitlenme potansiyeli
normal electrode potential n. normal elektrot gerilimi
nuclear potential energy n. nükleer potansiyel enerji
negative potential n. negatif potansiyel
glow potential n. parlama potansiyeli
potential drop n. potansiyel düşüşü
positive potential n. pozitif potansiyel
potential coil n. potansiyel bobini
potential galvanometer n. potansiyel galvanometre
potential surface of sliding n. potansiyel kayma yüzeyi
potential divider n. potansiyel bölücü
potential degradation products n. potansiyel indirgeme ürünleri
potential equation n. potansiyel denklem
potential barrier n. potansiyel erk engeli
potential plateau n. potansiyel platosu
potential coefficient n. potansiyel katsayısı
difference of potential n. potansiyel farkı
potential scattering n. potansiyel saçılma
potential attenuator n. potansiyel zayıflatıcı
potential difference n. potansiyel farkı
potential degradation products n. potansiyel bozunma ürünleri
potential transformer n. potansiyel transformatörü
potential energy n. potansiyel enerji
potential gradient n. potansiyel gradyanı
constant potential n. sabit potansiyel
radiation potential n. radyasyon potansiyeli
streaming potential n. sıvı akımı potansiyel farkı
ground potential n. sıfır potansiyel
schottky potential barrier n. schottky gerilim engeli
seebeck potential n. seebeck gerilimi
zero potential n. sıfır potansiyeli
oxidation-reduction potential of water n. suyun yükseltgenme indirgenme potansiyeli
driving potential n. sürücü gerilim
standard electrode potential n. standart elektrot gerilimi
potential energy of strain n. şekil değiştirme potansiyel enerji
contact potential difference n. temas potansiyeli farkı
contact potential n. temas gerilimi
scanning surface potential microscopy n. taramalı yüzey gerilimi mikroskopisi
ground potential n. toprak potansiyeli
noble potential n. tepkisiz gerilim
contact potential barrier n. temas potansiyeli engeli
thermodynamic potential n. termodinamik potansiyel
scanning chemical potential microscopy n. taramalı kimyasal gerilim mikroskopisi
scanning electrochemical potential microscopy n. taramalı elektrokimyasal gerilim mikroskopisi
self-potential n. tabii gerilim
vector potential n. vektör potansiyel
tip-surface potential n. uç-yüzey gerilimi
tip-sample potential n. uç-numune gerilimi
excitation potential n. uyarım gerilimi
tip-sample interaction potential n. uç-numune etkileşim gerilimi
vector potential n. vektör potansiyeli
excitation potential n. uyarım voltajı
corrosion potential n. yenim potansiyeli
half cell potential n. yarıgöze gerilimi
potential corrosion damage by fire effluent n. yangın sonucu oluşabilecek korozyon hasarı
steady-state potential n. yatışkın durum gerilimi
oxidation potential n. yükseltgenme potansiyeli
vector potential n. yöneysel potansiyel
surface potential n. yüzey potansiyeli
oxidation-reduction potential n. yükseltgenme-indirgenme gerilimi
surface potential microscopy n. yüzey gerilimi mikroskopisi
oxidation-reduction potential n. yükseltgeme-indirgeme potansiyeli
high potential test n. yüksek gerilim testi
oxidation potential n. yükseltgenme gerilimi
surface potential n. yüzey gerilimi
elastic potential energy n. esneklik potansiyel enerjisi
reversed potential n. tersine çevrilmiş potansiyel
potential unit n. elektrik potansiyeli
potential unit n. bir potansiyel enerji birimi
bio potential adj. biyopotensiyel
Computer
radiation potential n. ışınım potansiyeli
potential plateau n. potansiyel platosu
potential hill n. potansiyel engel
potential barrier n. potansiyel engeli
potential trough n. potansiyel çukuru
potential energy n. potansiyel enerji
contact potential barrier n. temas potansiyeli engeli
contact potential difference n. temas potansiyeli farkı
Informatics
space potential n. uzay potansiyeli
Telecom
action potential n. işlem potansiyeli
potential well n. potansiyel kuyusu
Electric
firing potential n. ateşleme potansiyeli
anode potential n. anot potansiyeli
positive potential n. artı erkil
pipe-to-soil potential n. boru çevresindeki toprakta bulunan gerilim
cutoff voltage sticking potential n. blokaj gerilimi
electric potential n. elektrik potansiyeli
extinction potential n. ekstinksiyon potansiyeli
electric potential n. elektrik gerilimi
electrical potential n. elektrik potansiyeli
negative potential n. eksi erkil
electric potential n. elektriksel potansiyel
electrolytic potential n. elektrolitik potansiyel
electric potential n. elektrik voltajı
electrostatic potential n. elektrostatik potansiyel
electrical potential n. elektrik gerilimi
electrode potential n. elektrot gerilimi
potential gradient n. gerilim gradyani
potential difference n. gerilim farkı
potential indicator n. gerilim göstericisi
ionic potential n. iyonik potansiyel
contact potential n. kontak potansiyeli
negative anode potential n. negatif anot gerilimi
negative potential n. negatif potansiyel
potential difference n. potansiyel farkı
difference of potential n. potansiyel farkı
potential attenuator n. potansiyel zayıflatıcı
potential transformer n. potansiyel transformatörü
positive potential n. pozitif potansiyel
potential divider n. potansiyel bölücü
constant potential n. sabit potansiyel
zero potential n. sıfır potansiyeli
ground potential n. sıfır potansiyel
zero potential n. sıfır gerilim
zero potential n. sıfır gizilgüç
driving potential n. sürücü gerilim
extinction potential n. sönüm gerilimi
ground potential n. toprak potansiyeli
contact potential n. temas gerilimi
vector potential n. vektör potansiyeli
vector potential n. vektör potansiyel
potential-free adj. gerilimsiz
potential-free adj. potansiyelsiz
high-potential adj. yüksek voltajla çalışan
Construction
well potential n. potansiyel kuyusu
Automotive
ozone depletion potential n. ozon tükenme potansiyeli
potential energy n. potansiyel enerji
potential difference n. potansiyel farkı
potential hazard n. potansiyel tehlike
ground return potential n. şasi dönüş devresi
ground potential n. şasi potansiyeli
vector potential n. vektör potansiyeli
high potential n. yüksek potansiyel
Railway
railway potential capability n. demiryolu hat kabiliyeti
railway potential capability n. demiryolu işletme ve inşa kabiliyeti
Marine
tide generating potential n. gel-git oluşma potansiyeli
velocity potential theory n. hız potansiyeli teorisi
velocity potential equation n. hız potansiyeli denklemi
potential of hydrogen n. hidrojen potansiyeli
potential of damage n. hasar potansiyeli
potential head n. mevcut basınç yüksekliği
potential temperature n. sıcaklık değeri
Medical
action potential n. aksiyon potansiyeli
proarrhytmic potential n. aritmi oluşturma potansiyeli
brain-stem auditory-evoked potential n. beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyel
brainstem auditory-evoked potential n. beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyel
reproductive potential n. doğurganlık potansiyeli
slow-growing tumor with low malignant potential n. düşük malignite potansiyeli taşıyan yavaş büyüyen tümör
excitatory postsynaptic potential n. eksitatör postsinaptik potansiyel
potential early complications n. erken dönemde potansiyel komplikasyonlar
potential late complications n. geç dönemde potansiyel komplikasyonlar
visual evoked potential n. görsel uyarılmış potansiyel
inhibitor postsynaptic potential n. inhibitör postsinaptik potansiyel
capillary potential n. kılcal potansiyel
potential of forming colonies n. koloni oluşturma potansiyeli
cortical auditory-evoked potential n. kortikal işitsel uyarılmış potansiyel
exposure potential n. maruziyet potansiyeli
potential serious side effects n. potansiyel ciddi yan etkiler
years of potential life lost n. potansiyel yaşam yılı kaybı
potential epidemic n. potansiyel epidemi
postsynaptic potential n. postsinaptik potansiyel
potential risk factor n. potansiyel risk faktörü
inflammatory response to potential pathogens n. potansiyel patojen oluşumlara karşı inflamatuvar yanıt
radiopharmaceutical potential n. radyofarmösitik potansiyel
somatosensory evoked potential n. somatosensoriyel uyarılmış potansiyel
end plaque potential n. son plak potansiyeli
exciting potential n. uyarma potansiyeli
stimulating potential n. uyarma potansiyeli
membrane potential n. zar potansiyeli
zeta potential n. zeta potansiyeli
electric potential gradient n. elektrik potansiyel gradyanı
have malignant potential v. malinite potansiyeli taşımak
minimize potential factors leading to a wound infection v. potansiyel yara enfeksiyonu oluşturacak faktörleri en aza indirmek
after potential adj. art potansiyel
after-potential adj. art potansiyel
Psychology
coping potential n. altından kalkma potansiyeli
receptor potential n. alıcı potansiyeli
coping potential n. başa çıkma potansiyeli
equilibrium potential n. denge potansiyeli
resting potential n. eylemsizlik potansiyeli
action potential n. eylem potansiyeli
human potential movement n. insan potansiyeli hareketi
postsynaptic potential n. postsinaptik potansiyel
vertex potential n. tepe potansiyeli
graded receptor potential n. tedrici alıcı potansiyeli
evoked potential n. tepkisel potansiyel
excitatory potential n. uyarıcı potansiyel
excitatory postsynaptic potential n. uyarıcı postsinaptik potansiyel
Physiology
cortical potential n. kortikal potansiyel
cortical potential n. beyin zarının bölgeleri arasında elektroensefalografla tespit edilebilen hızlı voltaj dalgalanmaları
Food Engineering
suction potential n. emme gücü
chemical potential n. kimyasal potansiyel
chemical potential n. kimyasal çekicilik
capillary potential n. kılcal çekicilik
humidity potential n. nem çekicilik gücü
humidity potential n. nem çekicilik düzeyi
potential energy n. potansiyel enerji
Math
external potential n. dış potansiyel
conditional and potential symmetry n. koşullu ve potansiyel simetri
potential theory  n. potansiyel teori 
Physics
nuclear potential well n. çekirdek potansiyel kuyusu
deformation potential n. deformasyon potansiyeli
critical potential n. dönüşül potansiyel
donnan potential n. donnan potansiyeli
stopping potential n. durdurma potansiyeli
electric potential energy n. elektriksel potansiyel enerji
potential energy n. gizilgüç
gravitational potential n. gravitasyon potansiyeli
ionization potential n. iyonlaşma potansiyeli
radiation potential n. ışınım potansiyeli
steady-state potential n. kararlı hal potansiyeli
critical potential n. kritik potansiyel
polarization potential n. kutuplanma gerilimi
coulomb potential n. kulomb potansiyeli
nuclear potential energy n. nükleer potansiyel enerji
potential well n. potansiyel kuyusu
potential energy n. potansiyel enerji
potential trough n. potansiyel çukuru
potential trough n. potansiyel teknesi
potential barrier n. potansiyel engeli
potential scattering n. potansiyel saçılma
potential theory n. potansiyel teori
radiation potential n. radyasyon potansiyeli
liquefaction potential n. sıvılaşma potansiyeli
polarization potential n. ucaylanma gerilimi
potential energy of spring n. yayın potansiyel enerjisi
gravitational potential energy n. yerçekimi potansiyel enerjisi
gravitational potential n. yerçekimi potansiyeli
Chemistry
current-potential curve n. akım’-gerilim eğrisi
diffusion potential n. difüzyon potansiyeli
solution potential n. çözünme gerilimi
equilibrium potential n. denge potansiyeli
electrokinetic potential n. elektrokinetik potansiyel
electrokinetic potential n. elektriksel devinim potansiyeli
reduction potential n. indirgenme potansiyeli
chemical potential n. kimyasal gerilim
chemical potential n. kimyasal potansiyel
chemical potential n. kimyasal erk
absolute potential n. mutlak potansiyel
nernst potential n. nernst gerilimi
standard electrode potential n. standart elektrot potansiyeli
half-wave potential n. yarı dalga potansiyeli
potential cautery n. kimyasal faaliyet ile doku yıkımı sağlayan bir madde
Biology
biological potential n. biyolojik potansiyel
biotic potential n. biyolojik potansiyel
morphogenetic potential n. genetik potansiyel
membrane potential n. membran potansiyeli
biotic potential n. biyotik potansiyel
Biochemistry
halfcell potential n. yarı hücre gerilimi
Marine Biology
fishery potential n. balıkçılık potansiyeli
maximum potential yield n. en yüksek potansiyel ürün
osmotic potential n. geçişim gerilimi
current potential yield n. güncel potensiyel ürün
maximum potential yield n. maksimum potansiyel ürün
potential yield n. potansiyel ürün
potential fecundity n. potansiyel doğurganlık
redox potential n. redoks potansiyeli
long-term potential yield n. sürdürülebilir potansiyel ürün
spawning potential ratio n. spr
long-term potential catch n. uzun süreçli potansiyel av
spawning potential ratio n. üreme potansiyeli oranı
long-term potential yield n. uzun süreçli potansiyer ürün
reproductive potential n. üreme potansiyeli
halfcell potential n. yarıgöze gerilimi
half cell potential n. yarıgöze gerilimi
Agriculture
irrigation potential n. sulama potansiyeli
leaf water potential (lwp) n. yaprak oransal su kapsamı
Linguistics
meaning potential n. olası anlam
potential mood n. olasılık kipi
Environment
biohydrogen production potential n. biyohidrojen üretim potansiyeli
co2 emission mitigation potential n. co2 emisyonu azaltma potansiyeli
self-potential exploration n. doğal gerilim açma ölçümleri
energy raw material potential n. enerji hammaddeleri potansiyeli
velocity potential n. hız potansiyeli
zeta potential of colloids n. koloidlerin zeta potansiyeli
global warming potential n. küresel ısınma potansiyeli
potential dermal exposure n. potansiyel cilt teması
contaminate of potential concern (copc) n. potansiyel kaygı verici kirletici
potential dose n. potansiyel doz
potential exposure n. potansiyel maruz kalma
earth potential n. toprak potansiyeli
high disturbance potential n. yüksek bozunum potansiyeli
Geography
tsunamigenic potential n. tsunamijenik potansiyel
Meteorology
equivalent potential temperature n. eşdeğer potansiyel sıcaklık
damage-potential scale n. hasar potansiyel ıskalası
ionization potential n. iyonizasyon potansiyeli
partial potential temperature n. kısmi potansiyel sıcaklık
convective available potential energy n. konvektif yeterlikli potansiyel enerji
potential energy n. potansiyel enerji
potential gradient n. potansiyel gradyan
potential gradient n. potansiyel sıkışma
potential instability n. potansiyel kararsızlık
potential temperature n. potansiyel sıcaklık
Geology
liquefaction potential of the alluvial soil n. alüvyal zeminin sıvılaşma potansiyeli
weathering-potential index n. ayrışma potansiyel indeksi
hydrocarbon potential of the bituminous shales n. bitümlü şeyllerin hidrokarbon potansiyeli
collapse potential n. çökme potansiyeli
hydrocarbon-generation potential n. hidrokarbon türetim potansiyeli
geothermal potential n. jeotermal potansiyel
geothermal energy potential n. jeotermal enerji potansiyeli
liquefaction potential n. sıvılaşma potansiyeli
free gas potential n. serbest gaz potansiyeli
Military
economic potential for war n. ekonomik harp potansiyeli
potential vacant space n. muhtemel boş depo sahası