Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | punish v. | cezaya çarptırmak | ||
He will be punished. Cezaya çarptırılacak. More Sentences |
||||
Common Usage | punish v. | ceza vermek | ||
He will certainly be punished. Ona kesinlikle ceza verilecektir. More Sentences |
||||
Common Usage | punish v. | cezalandırmak | ||
If we want to talk about punishing terrorists, then we have, in fact, already missed the boat. Teröristleri cezalandırmaktan bahsetmek istiyorsak aslında çoktan gemiyi kaçırmışız demektir. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | punish v. | ceza vermek | ||
He will be punished. Ona ceza verilecektir. More Sentences |
||||
Law | punish v. | cezalandırmak | ||
We must be ready to prevent and punish these crimes as and when they appear. Bu suçları ortaya çıktıkları anda önlemeye ve cezalandırmaya hazır olmalıyız. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | punish v. | silip süpürmek | ||
General | ||||
General | punish v. | hesabını görmek | ||
General | punish v. | yalayıp yutmak | ||
General | punish v. | dövmek | ||
General | punish v. | hırpalamak | ||
General | punish v. | azarlamak | ||
General | punish v. | dayak atmak | ||
General | punish v. | ceza uygulamak | ||
General | punish v. | incitmek | ||
General | punish v. | zedelemek | ||
General | punish v. | hasar vermek | ||
General | punish v. | zarar vermek | ||
General | punish v. | ıstırap vermek | ||
General | punish v. | eziyet çektirmek | ||
General | punish v. | rakibinin hatasından yararlanmak | ||
Slang | ||||
Slang | punish v. | oymak |