refuge - Turc Anglais Dictionnaire

refuge

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "refuge" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 32 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
refuge n. sığınak
US Secretary of Defense, Donald Rumsfeld, is proclaiming that Iraq is giving refuge to al-Qa'ida terrorists.
ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Irak'ın El Kaide teröristlerine sığınak olduğunu ilan ediyor.

More Sentences
General
refuge n. sığınak
He couldn't find any refuge.
Hiçbir sığınak bulamadı.

More Sentences
refuge v. sığınmak
Was it the lack of places of refuge?
Sığınma yerlerinin olmaması mıydı?

More Sentences
Technical
refuge n. sığınak
Violence is the last refuge of the incompetent.
Şiddet, beceriksizlerin son sığınağıdır.

More Sentences
Archaic
refuge v. sığınmak
It is difficult for people from third countries seeking refuge to enter the EU.
Üçüncü dünya ülkelerinden sığınma talep eden insanların AB'ye girmesi zordur.

More Sentences
Common Usage
refuge n. refüj
refuge n. iltica
General
refuge n. kaçamak
refuge n. kalacak yer
refuge n. sığınacak yer
refuge n. korunak
refuge n. barınak
refuge n. güvenlik adası
refuge n. melce
refuge n. kuş veya vahşi hayvan barınağı
refuge n. dağcılar için uyku alanı olarak hizmet veren dağ kulübesi
refuge n. zor durumda başvurulacak çare
refuge n. yaya korunağı
refuge n. sığınma
refuge v. kalmak
Trade/Economic
refuge n. denizde barınak
refuge n. sığınılacak yer
Politics
refuge n. iltica
Technical
refuge n. ayırıcı
refuge n. barınak
Traffic
refuge n. retüj
refuge n. refüj
Marine Biology
refuge n. refüj
Military
refuge n. sığınacak yer
Archaic
refuge v. sığındırmak
refuge v. sığınacak yer sağlamak
refuge v. başka bir yere/ülkeye sığınmak

Sens de "refuge" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 65 résultat(s)

Anglais Turc
General
take refuge v. sığınmak
Layla took refuge at her parents' house.
Layla ebeveynlerinin evine sığındı.

More Sentences
take refuge in v. sığınmak
That is why it takes refuge in ‘lying on a massive scale’, as we say in Greece.
Bu nedenle Yunanistan'da söylediğimiz gibi 'büyük ölçekte yalan söylemeye' sığınıyor.

More Sentences
take refuge behind v. arkasına sığınmak
We must not take refuge behind the reports published last year, because the linearity is no longer what it was.
Geçen yıl yayınlanan raporların arkasına sığınmamalıyız çünkü doğrusallık artık eskisi gibi değil.

More Sentences
Insurance
port of refuge n. sığınma limanı
Would it impose the designation of ports of refuge?
Sığınma limanlarının belirlenmesini zorunlu kılacak mı?

More Sentences
Technical
port of refuge n. sığınma limanı
As far as I know, the Viking was not denied access to a port of refuge.
Bildiğim kadarıyla, Viking'in bir sığınma limanına erişimi reddedilmedi.

More Sentences
Marine
port of refuge n. sığınma limanı
What point have we reached in preparing the European map of ports of refuge?
Avrupa sığınma limanları haritasını hazırlarken hangi noktaya ulaştık?

More Sentences
General
place of refuge for women n. kadın misafirhanesi
refuge site n. sığınmacı bölgesi
taking refuge n. sığınma
place of refuge for women n. kadın sığınma evi
street refuge n. ortakaldırım
port of refuge n. sığınak limanı
street refuge n. röfüj
a place of refuge n. sığınacak liman
temporary refuge center n. geçici barınma merkezi
refuge [dialect] n. posa
refuge [dialect] n. atık
refuge [dialect] n. süprüntü
take refuge in v. iltica etmek
take refuge in v. kapağı atmak
take refuge in v. -e sığınmak
take refuge v. başka bir ülkeye sığınmak
seek refuge in wine v. kendini şaraba vurmak
seek refuge in drink v. kendini içkiye vurmak
seek refuge in drink v. teselliyi içkide aramak
seek refuge in God v. Allah'a sığınmak
take refuge in Allah v. Allah'a sığınmak
take refuge in Allah v. yaradana sığınmak
seek refuge in God v. yaradana sığınmak
take refuge behind v. ardına sığınmak
Idioms
take refuge in (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) sığınmak
Trade/Economic
port of refuge n. barınma limanı
port of refuge n. sığınılacak liman
Technical
central refuge n. orta refüj
refuge niche n. refüj girintisi
harbour of refuge n. sığınma limanı
refuge station n. sığınma istasyonu
pedestrian refuge n. yaya refüjü
Construction
disabled refuge call system n. engelli yardım çağrı sistemi
Automotive
central refuge island n. trafik adası
Traffic
central refuge n. orta refüj
street refuge n. ortakaldırım
street refuge n. röfüj
Marine
refuge facilities n. barınak tesisleri
refuge place n. barınak yeri
refuge street n. barınak caddesi
port of refuge n. barınma limanı
harbor of refuge n. barınma limanı
ship refuge n. gemi barınağı
Mining
refuge chamber n. kaçış odası
refuge chamber n. sığınma istasyonu
refuge chamber n. sığınma odası
refuge chamber n. yaşam odası
Marine Biology
marine refuge n. denizel korunak
marine refuge n. denizel refüj
Social Sciences
women's refuge n. şiddet gören kadınlar ve çocuklarının şiddet gösterenden korunmak için gidebilecekleri ev
women's refuge n. kadın ve çocuk sığınma evi
History
cities of refuge n. (antik dönemde) adam öldüren suçluların kolay saklandığı şehirler
Environment
arctic national wildlife refuge n. kuzey kutup bölgesi milli yaban hayatı sığınağı
Military
refuge area n. sığınma bölgesi
Ottoman Turkish
the two takings of refuge n. muavvizeteyn
Star Wars
b'ankor refuge n. b'ankor sığınağı
panteer refuge n. panteer refüj
refuge city n. mülteci şehri
subterranean refuge n. yer altı sığınağı