servant

Sens de "servant" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 20 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	servant n.	hizmetçi
You are a servant, who has now adopted a position on matters that are the business of your masters. Siz, efendilerinizin işi olan konularda görüş belirleyen bir hizmetkârsınız. More Sentences
General
2	General	servant n.	kul
Shut up, servant of hell! Kapa çeneni, cehennemin kulu! More Sentences
3	General	servant n.	hizmetli
This part concerns Community officials seconded to the agency, and other servants recruited by the executive agency. Bu bölüm, ajansa atanan Topluluk görevlileri ve yürütme ajansı tarafından işe alınan diğer hizmetlilerle ilgilidir. More Sentences
4	General	servant n.	köle
The Emperor ordered one of his servants to kill himself. İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti. More Sentences
5	General	servant n.	hizmetçi
We are loyal partners and not servants. Bizler hizmetkâr değil sadık ortaklarız. More Sentences
Trade/Economic
6	Trade/Economic	servant n.	hizmetçi
No, servant, I will kill you and let you go first. Hayır hizmetçi, seni öldüreceğim ve önce senin gitmene izin vereceğim. More Sentences
7	Trade/Economic	servant n.	uşak
You are my servant. Sen benim uşağımsın. More Sentences
General
8	General	servant n.	hademe
9	General	servant n.	ayvaz
10	General	servant n.	odacı
11	General	servant n.	müstahdem
12	General	servant n.	abd
13	General	servant n.	belli bir ücretle ev işlerini yapmak için tutulan kadın
14	General	servant n.	besleme
15	General	servant n.	bende
16	General	servant n.	devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli
Trade/Economic
17	Trade/Economic	servant n.	memur
Religious
18	Religious	servant n.	tanrı'nın temsilcisi
19	Religious	servant n.	kendini tanrı'ya adamış kimse
20	Religious	servant n.	yehova şahidi

Sens de "servant" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 82 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	civil servant n.	memur
Today, 70% of all laws are passed by junior civil servants in working groups. Bugün, tüm yasaların %70'i çalışma gruplarındaki kıdemsiz memurlar tarafından kabul edilmektedir. More Sentences
General
2	General	civil servant n.	devlet memuru
We do not say they should be made Italian civil servants. İtalyan devlet memurları olsun demiyoruz. More Sentences
3	General	public servant n.	devlet memuru
Public servants also obtained the right to establish trade unions but no the right to strike or to bargain collectively. Devlet memurları da, sendika kurma hakkını kazandılar, fakat grev veya toplu pazarlık hakkını elde edemediler. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	civil servant n.	devlet memuru
All that to increase the number of civil servants responsible for noting breaches of environmental legislation. Tüm bunlar, çevre mevzuatının ihlallerini tespit etmekten sorumlu devlet memurlarının sayısını arttırmak içindir. More Sentences
5	Trade/Economic	public servant n.	devlet memuru
I was a public servant. Ben bir devlet memuruydum. More Sentences
Law
6	Law	civil servant n.	devlet memuru
If there are abuses they must be penalised just like other civil servants. Eğer suistimaller varsa, diğer devlet memurları gibi cezalandırılmalıdırlar. More Sentences
Politics
7	Politics	public servant n.	devlet memuru
Tom was a public servant. Tom bir devlet memuruydu. More Sentences
8	Politics	public servant n.	kamu görevlisi
Yes, indeed we are special, we are public servants. Evet, gerçekten de biz özeliz, biz kamu görevlileriyiz. More Sentences
Common Usage
9	Common Usage	male servant n.	uşak
General
10	General	adopted girl brought up as a servant n.	ahretlik
11	General	maid servant n.	hizmetçi kız
12	General	servant girl n.	besleme
13	General	servant boy n.	uşak
14	General	being a civil servant n.	memurluk
15	General	female servant n.	halayık
16	General	body servant n.	uşak
17	General	foot servant n.	ayakçı
18	General	domestic servant n.	hizmetçi
19	General	master and servant n.	efendi ve köle
20	General	male servant in charge of a boy n.	lala
21	General	house servant n.	hizmetçi
22	General	civil servant n.	kamu personeli
23	General	servant girl n.	hizmetçi kız
24	General	servant maid n.	hizmetçi
25	General	civil servant n.	memur
26	General	public servant n.	memur
27	General	female civil servant n.	memure
28	General	civil servant n.	kamu hizmetlisi
29	General	civil servant mind-set n.	memur zihniyeti
30	General	civil servant mentality n.	memur zihniyeti
31	General	faithful servant n.	sadık uşak
32	General	bond servant n.	köle
33	General	bond servant n.	maaşsız çalışmakla yükümlü kimse
34	General	bond-servant n.	köle
35	General	bond-servant n.	maaşsız çalışmakla yükümlü kimse
36	General	bond-servant n.	köle
37	General	bond-servant n.	maaşsız çalışmakla yükümlü kimse
38	General	fellow servant n.	iş arkadaşı
39	General	fellow servant n.	(üst kademe olmayan) çalışma arkadaşı
40	General	servant [obsolete] n.	talip
41	General	servant [obsolete] n.	metres
42	General	servant [obsolete] n.	oynaş
43	General	servant [obsolete] n.	cariye
44	General	servant [obsolete] n.	evlenmek isteyen erkek
45	General	servant [obsolete] n.	bir kadına itaat eden erkek
46	General	servant of servants n.	kölelerin kölesi
47	General	servant of servants n.	en alt tabaka hizmetçi
48	General	ring for a servant v.	hizmetçiyi çağırmak
49	General	servant [obsolete] v.	bağlı kılmak
50	General	servant [obsolete] v.	tabi tutmak
51	General	servant [obsolete] v.	yardımcı sağlamak
52	General	servant [obsolete] v.	hizmetçi göndermek
53	General	servant [obsolete] v.	görevli göndermek
54	General	servant [obsolete] v.	hizmetçiliğini yapmak
55	General	servant [obsolete] v.	yardımcı olmak
56	General	servant [obsolete] v.	kölesi olmak
Proverb
57	Proverb	fire is a good servant but a bad master	ateş iyi bir köle ama kötü bir efendidir
58	Proverb	money is a good servant but a bad master	para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir
59	Proverb	civil servant	devlet personeli
Colloquial
60	Colloquial	what did your last servant die of? expr.	az ye de uşak tut
61	Colloquial	what did your last servant die of? expr.	uşağın mı var burada?
62	Colloquial	what did your last servant die of? expr.	hizmetçin mi var burada?
63	Colloquial	what did your last servant die of? expr.	ben senin uşağın mıyım?
64	Colloquial	what did your last servant die of? expr.	ben senin hizmetçin miyim?
Speaking
65	Speaking	what did your last servant die of? expr.	az ye de uşak tut!
66	Speaking	your humble servant expr.	bendeniz
67	Speaking	your humble servant expr.	hürmetkar kulunuz
68	Speaking	your obedient servant expr.	sadık kulunuz
Trade/Economic
69	Trade/Economic	civil servant n.	kamu çalışanı
70	Trade/Economic	civil servant mentality n.	memur zihniyeti
Law
71	Law	civil servant n.	devlet memuru
72	Law	obligations of servant n.	işçinin yükümlülükleri
73	Law	possessor's servant n.	zilyet vekili
74	Law	fellow-servant rule n.	çalışma arkadaşına ihmal sonucu zarar verme vakalarında işverenin mesuliyeti olmadığını belirten yasa
Politics
75	Politics	civil servant n.	devlet memuru
76	Politics	civil servant n.	idare memuru
77	Politics	public servant n.	kamu çalışanı
Social Sciences
78	Social Sciences	servant leadership n.	hizmetkar liderlik
History
79	History	chevalier servant n.	evli aristokrat hanımların şövalye aşıkları
80	History	indentured servant n.	belirli süreyle biri için çalışmakla yükümlü olan kimse
81	History	indentured servant n.	koloni döneminde amerika'ya gelen zorunlu işçi
Military
82	Military	civil servant n.	sivil memur