Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
sole
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Sens de
"sole"
dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 80 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
sole
n.
ayak tabanı
2
Common Usage
sole
n.
taban
3
Common Usage
sole
adj.
yegane
4
Common Usage
sole
adj.
tek
General
5
General
sole
n.
taban (ayakkabıya ait)
6
General
sole
n.
ayak tabanı
7
General
sole
n.
kaide
8
General
sole
n.
taban
9
General
sole
n.
dilbalığı
10
General
sole
n.
pençe
11
General
sole
n.
ayakkabıya ait taban
12
General
sole
n.
pençe (ayakkabı)
13
General
sole
n.
ayakkabı tabanı
14
General
sole
n.
ayak
15
General
sole
n.
pencere pervazı
16
General
sole
n.
kapı pervazı
17
General
sole
n.
pencere eşiği
18
General
sole
n.
kapı eşiği
19
General
sole
n.
topuk betonu
20
General
sole
n.
kertik tabanı
21
General
sole
n.
karık tabanı
22
General
sole
v.
taban koymak
23
General
sole
v.
ayakkabıya pençe vurmak
24
General
sole
v.
pençe vurmak
25
General
sole
v.
ayakkabıyı pençelemek
26
General
sole
v.
pençelemek (ayakkabıyı)
27
General
sole
v.
pençe vurmak (ayakkabıya)
28
General
sole
v.
ayakkabıya taban koymak
29
General
sole
v.
temeli olmak
30
General
sole
v.
dayanağı olmak
31
General
sole
v.
taban görevi üstlenmek
32
General
sole
v.
sertçe çekmek
33
General
sole
v.
tabanlı olmak
34
General
sole
adj.
sadece
35
General
sole
adj.
özel
36
General
sole
adj.
bekar
37
General
sole
adj.
yalnız
38
General
sole
adj.
biricik
39
General
sole
adj.
bağımsız çalışan
40
General
sole
adj.
bağımsız faaliyet gösteren
41
General
sole
adj.
ayrı işleyen
42
General
sole
adj.
destek almayan
43
General
sole
adj.
yardım almayan
44
General
sole
adj.
ayrı
45
General
sole
adj.
müdahale edilmeyen
46
General
sole
adj.
kişiye ait olan
47
General
sole
adj.
bir kişiye tahsis edilen
48
General
sole
adj.
bir gruba ayrılan
49
General
sole
adj.
gruba ait olan
50
General
sole
adj.
gruba atfedilen
51
General
sole
adj.
bütün
52
General
sole
adj.
paylaşımsız
53
General
sole
adj.
bölüştürülmeyen
54
General
sole
adj.
yegâne
55
General
sole
adv.
ancak
56
General
sole
adv.
yalnızca
57
General
sole
adv.
sadece
58
General
sole
adv.
salt
Technical
59
Technical
sole
n.
duvar dikmesini destekleyen yatay plaka
60
Technical
sole
n.
planya tezgahının alt yüzeyi
61
Technical
sole
n.
pulluk tabanı
62
Technical
sole
n.
saban tabanı
63
Technical
sole
n.
araçta alt çerçeve
64
Technical
sole
n.
gaz imbiğinin iç yüzeyinin tabanı
Marine
65
Marine
sole
n.
(gemide) topuk
66
Marine
sole
n.
gemi kaplaması
67
Marine
sole
n.
(gemide) kabin zemini
Mining
68
Mining
sole
n.
(madende) tünel zemini
Anatomy
69
Anatomy
sole
n.
ayak tabanı
70
Anatomy
sole
n.
at toynağına ait taban
71
Anatomy
sole
n.
(atlarda) solea ungulae
Gastronomy
72
Gastronomy
sole
n.
dil balığı
Marine Biology
73
Marine Biology
sole
n.
yassı gövdeli balık
Environment
74
Environment
sole
n.
alt toprak
75
Environment
sole
n.
toprakaltı
76
Environment
sole
n.
birbirine karışmış bitki köklerinin oluşturduğu tabaka
77
Environment
sole
n.
tezek tabanı
78
Environment
sole
n.
vadi tabanı
Sport
79
Sport
sole
n.
gol sopasının alt yüzeyi
80
Sport
sole
v.
(golf sopasının tabanını) yere koymak
Sens de
"sole"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 196 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
General
1
General
sole corporation
n.
tek kişi firması
2
General
half sole
n.
yarım pençe
3
General
gray sole
n.
gri dilbalığı
4
General
outer sole
n.
dış taban
5
General
half sole
n.
gizli pençe
6
General
shoe sole
n.
ayakkabı pençesi
7
General
outer sole
n.
ayakkabı tabanının en dış bölümü
8
General
lemon sole
n.
kızıldil
9
General
sole plate
n.
tabanlık
10
General
sole agent
n.
tek yetkili mümessil
11
General
sole risk
n.
tek risk
12
General
sole discretion
n.
sorumluluğu tamamen kendisinde olma
13
General
sole discretion
n.
yegane takdir yetkisi
14
General
sole responsible
n.
tek sorumlu
15
General
sole responsibility
n.
tek sorumluluk
16
General
sole responsible
n.
yegane sorumlu
17
General
sole agent
n.
tek temsilci
18
General
sole representative
n.
tek temsilci
19
General
outer-sole
n.
ayakkabı tabanının en dış bölümü
20
General
sole responsibility
n.
yegane sorumluluk
21
General
inner sole
n.
ayakkabı keçesi
22
General
sole perpetrator
n.
tek fail
23
General
sole remedy
n.
tek çare
24
General
sole remedy
n.
tek çıkar yol
25
General
shoe with soft sole
n.
yumuşak tabanlı ayakkabı
26
General
sole benefit
n.
yegane fayda/yarar
27
General
sole factor
n.
tek faktör
28
General
sole source
n.
yegane kaynak
29
General
sole source
n.
tek kaynak
30
General
sole purpose
n.
yegane amaç
31
General
sole purpose
n.
tek amaç
32
General
one's sole wish
n.
yegane isteği
33
General
one's sole wish
n.
tek arzusu
34
General
sole survivor
n.
tek kurtulan
35
General
sole survivor
n.
tek kazazede
36
General
sole survivor
n.
bir kazadan veya felaketten sağ kurtulan tek kişi
37
General
sole participant
n.
yegane iştirakçi
38
General
sole [obsolete]
n.
bina temeli
39
General
sole [obsolete]
n.
şehir temeli
40
General
sole a shoe
v.
pençe vurmak
41
General
half-sole
v.
yarım pençe vurmak (ayakkabıya)
42
General
half-sole
v.
ayakkabıya yarım pençe vurmak
43
General
half-sole
v.
yarım pençe vurmak
44
General
be the sole judge of
v.
tek yargılayıcısı olmak
45
General
at one’s sole discretion
adv.
tamamen kendi takdirinde
46
General
at one’s sole discretion
adv.
uygun göreceği biçimde
47
General
at one’s sole discretion
adv.
kendi takdirine bağlı olarak
48
General
under our sole responsibility
adv.
sadece bizim sorumluluğumuzda
49
General
under our sole responsibility
adv.
tek sorumlusu biz olarak
50
General
under our sole responsibility
adv.
bizim yegane sorumluluğumuzda
51
General
at its sole discretion
adv.
kendi karar yetkisi dahilinde
52
General
at its sole discretion
adv.
kendi takdirine bağlı
53
General
at its sole discretion
adv.
kendi inisiyatifine göre
54
General
at its sole discretion
adv.
sadece kendi keyfiyetine göre
55
General
at its sole discretion
adv.
kendi takdirine göre
56
General
at its sole discretion
adv.
kendi takdirinde
57
General
at its sole discretion
adv.
sırf kendi keyfiyetine göre
Phrases
58
Phrases
at its sole cost and expense
expr.
masrafı kendisine ait olmak üzere
59
Phrases
at its sole discretion
expr.
tamamen kendi takdirine bağlı olarak
60
Phrases
from sole to crown
expr.
tepeden tırnağa
61
Phrases
under our sole responsibility
expr.
tek sorumluluk sahibi taraf olarak
62
Phrases
under our sole responsibility
expr.
tüm sorumluluğu üstlenerek
Speaking
63
Speaking
you are my sole heir
expr.
sen benim tek mirasçımsın
Trade/Economic
64
Trade/Economic
sole trader
n.
şahıs işletmesi
65
Trade/Economic
sole trader
n.
şahıs şirketi
66
Trade/Economic
sole proprietorship
n.
şahıs işletmesi
67
Trade/Economic
sole proprietorship
n.
şahıs şirketi
68
Trade/Economic
sole trader
n.
bağımsız tüccar
69
Trade/Economic
sole distributor
n.
genel dağıtıcı
70
Trade/Economic
sole agency
n.
genel acentelik
71
Trade/Economic
sole agent
n.
genel acente
72
Trade/Economic
sole trader
n.
kendi hesabına çalışan girişimci
73
Trade/Economic
sole proprietorship
n.
şahıs işletmesi
74
Trade/Economic
sole proprietorship
n.
şahıs şirketi
75
Trade/Economic
sole bill
n.
tek nüsha düzenlenen bono
76
Trade/Economic
sole proprietorship
n.
tek kişilik şahıs işletmesi
77
Trade/Economic
sole director
n.
tek yönetici
78
Trade/Economic
sole proprietor
n.
tek başına işletme kuran kişi
79
Trade/Economic
sole proprietor
n.
tek malik
80
Trade/Economic
corporation sole
n.
tek kişili tüzelkişi
81
Trade/Economic
sole stockholder
n.
tek hissedar
82
Trade/Economic
sole proprietor
n.
tek mal sahibi
83
Trade/Economic
sole agency
n.
tek acente
84
Trade/Economic
sole owner
n.
tek sahip
85
Trade/Economic
sole heir
n.
tek mirasçı
86
Trade/Economic
sole right
n.
tek hak
87
Trade/Economic
sole proprietorship
n.
tek sahiplik
88
Trade/Economic
sole shareholder
n.
tek hissedar
89
Trade/Economic
sole signing authority
n.
tek imza yetkisi
90
Trade/Economic
corporation sole
n.
tek kişili tüzel kişi
91
Trade/Economic
sole distributor
n.
tek dağıtıcı
92
Trade/Economic
sole and exclusive liability
n.
tek ve yegane sorumluluk
93
Trade/Economic
sole bargaining agent
n.
toplu sözleşme yapmaya yetkili tek sendika
94
Trade/Economic
sole corporation
n.
tek kişilik şirket
95
Trade/Economic
sole representative
n.
tek temsilci
96
Trade/Economic
sole trustee
n.
tek yediemin
97
Trade/Economic
sole trade
n.
tekel
98
Trade/Economic
sole distributor
n.
umumi müvezzi
99
Trade/Economic
sole agent
n.
umumi acente
100
Trade/Economic
sole agent
n.
yegane temsilci
101
Trade/Economic
sole stockholder
n.
yegane hissedar
102
Trade/Economic
sole distributor
n.
yegane dağıtıcı
Law
103
Law
sole custody
n.
boşanmalarda çocuğun velayetinin mahkeme kararıyla ebeveynlerinden (annesine veya babasına) birine verilmesi
104
Law
sole right
n.
imtiyaz
105
Law
sole bargaining agent
n.
işçiler ve işverenler adına toplu sözleşme yapmaya yetkili tek sendika
106
Law
sole proprietor
n.
tek malik
107
Law
sole heir
n.
tek mirasçı
108
Law
sole and exclusive remedy
n.
tek ve yeğane çare/çözüm
109
Law
sole ownership
n.
tek mülkiyet
110
Law
sole proprietor
n.
tek sahip
111
Law
sole proprietorship
n.
tek sahiplik
112
Law
sole proprietorship
n.
tek sahipli şirket
113
Law
sole proprietorship
n.
tek mülkiyet
114
Law
sole arbitrator
n.
tek hakem
115
Law
sole proprietorship
n.
tek maliklik
116
Law
sole and exclusive owner of
n.
tek ve yegane sahibi
117
Law
sole heir
n.
umumi mirasçı
118
Law
sole property right
n.
yegane mülkiyet hakkı
119
Law
sole property owner
n.
yegane malik
120
Law
sole heir
n.
yegane mirasçı
121
Law
feme sole
n.
bekar kadın
122
Law
feme sole
n.
dul kadın
123
Law
feme sole
n.
boşanmış kadın
124
Law
feme sole
n.
evlenmemiş kadın
125
Law
feme sole
n.
evliliği feshedilmiş kadın
126
Law
feme sole
n.
eşinden bağımsız kadın
127
Law
feme sole trader
n.
iş kadını evli kadın
128
Law
feme sole trader
n.
kocasından bağımsız ticari faaliyette bulunan kadın
129
Law
in its sole discretion
expr.
tamamen kendi takdirine bağlı olarak
Politics
130
Politics
sole article
n.
tek madde
Technical
131
Technical
lower sole bar member
n.
alt bağlantı
132
Technical
bogie sole bar
n.
beşik boy kirişi
133
Technical
bogie sole bar
n.
boji kirişi
134
Technical
test sole
n.
deney tabanı
135
Technical
oven sole-brick
n.
fırın taban tuğlası
136
Technical
moulded rubber sole
n.
kalıplanmış lastik ayakkabı tabanı
137
Technical
neolith sole sheet
n.
neolit taban levha
138
Technical
sole plate
n.
selet
139
Technical
sole plate
n.
taban plakası
140
Technical
top sole bar member
n.
üst bağlantı
141
Technical
full-sole
n.
yekpare taban
142
Technical
soft molded rubber sole
n.
yumuşak kalıplanmış lastik taban
143
Technical
lug sole
n.
(kalın kauçuk) ayakkabı tabanı
144
Technical
half sole
v.
(ayakkabı veya botu) yarım pençe ile yenilemek
145
Technical
half-sole
v.
(ayakkabı veya botu) yarım pençe ile yenilemek
Textile
146
Textile
upper sole adhesion
n.
üst taban yapışması
147
Textile
half-sole
n.
yarı taban
148
Textile
mousseline de sole
n.
tüle benzer ipek veya reyon kumaş
149
Textile
plastic sole
adj.
lastik tabanlı
Construction
150
Construction
sole-piece
n.
dayak yastığı
151
Construction
sole-flue
n.
taban kanalı
152
Construction
sole leather
n.
taban köselesi
153
Construction
sole plate
n.
taban plakası
Automotive
154
Automotive
sole proprietorship
n.
şahıs şirketi
Veterinary
155
Veterinary
dropped sole
n.
at ayağının çukur yerine bombeli olması
156
Veterinary
convex sole
n.
at ayağının çukur yerine bombeli olması
157
Veterinary
convex sole
n.
düz taban
Gastronomy
158
Gastronomy
fried sole
n.
dil balığı tavası
159
Gastronomy
fillets of sole
n.
dil balığı filetosu
160
Gastronomy
sole fish
n.
dil balığı
161
Gastronomy
smoked sole
n.
dil balığı füme
162
Gastronomy
english sole
n.
çok değerli bir beyaz et
163
Gastronomy
lemon sole
n.
amerika pisi balığı eti
164
Gastronomy
lemon sole
n.
kış dil balığının çok değerli beyaz eti
165
Gastronomy
fillet of sole
n.
dil balığı gibi çeşitli yassı balıkların yağsız eti
Marine Biology
166
Marine Biology
tongue sole
n.
dil balığı
167
Marine Biology
foureyed sole
n.
benekli dilbalığı
168
Marine Biology
thickback sole
n.
dil balığı
169
Marine Biology
foureyed sole
n.
dil balığı
170
Marine Biology
sand sole
n.
dil balığı
171
Marine Biology
wedge sole
n.
dil balığı
172
Marine Biology
adriatic sole
n.
dil balığı
173
Marine Biology
whiskered sole
n.
dil balığı
174
Marine Biology
klein's sole
n.
dil balığı
175
Marine Biology
common sole
n.
dil balığı
176
Marine Biology
thickback sole
n.
lekeli dil balığı
177
Marine Biology
whiskered sole
n.
tekyüzgeçli dilbalığı
178
Marine Biology
amerikan sole (hippoglossoides platessoides)
n.
amerikan pisibalığı
179
Marine Biology
american sole
n.
atlantik'in kuzey kıyılarında bulunan küçük ve kahverengimsi bir pisi balığı
180
Marine Biology
english sole
n.
ingiliz dil balığı
181
Marine Biology
european sole (solea solea)
n.
bayağı dil balığı
182
Marine Biology
lemon sole
n.
amerika pisi balığı
183
Marine Biology
lemon sole
n.
kış dil balığı
184
Marine Biology
lemon sole
n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında görülen kahverengi, popüler bir sofra balığı
185
Marine Biology
english sole
n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında görülen kahverengi, popüler bir sofra balığı
186
Marine Biology
lemon sole (solea lascaris)
n.
benekli dil balığı
187
Marine Biology
lemon sole (microstomus kitt)
n.
limon dil balığı
188
Marine Biology
lemon sole (microstomus kitt)
n.
avrupa'ya özgü değerli bir sofralık balık
189
Marine Biology
dover sole
n.
avrupa'ya özgü av balığı olarak tüketilen bir dil balığı
190
Marine Biology
dover sole
n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarına özgü kahverengimsi benekleri olan bir yassı balık
191
Marine Biology
smooth sole
n.
bir yassı balık türü
192
Marine Biology
sole leather
n.
laminaria cinsi balık
193
Marine Biology
sole-leather kelp
n.
laminaria cinsi balık
Fishery
194
Fishery
grey sole
n.
yassı balığın grimsi beyaz eti
Education
195
Education
sole-charge school [new zealand]
n.
tek öğretmenli köy okulu
Military
196
Military
sole storage and issue responsibility
n.
depolama ve dağıtma esas sorumluluğu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sole
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy