weapon - Turc Anglais Dictionnaire

weapon

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "weapon" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 8 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
weapon n. silah
It is also a clear violation of the code of conduct regarding the export of weapons.
Aynı zamanda silah ihracatına ilişkin davranış kurallarının da açık bir ihlalidir.

More Sentences
General
weapon n. silah
How long will you continue to monitor the effects of these weapons?
Bu silahların etkilerini izlemeye daha ne kadar devam edeceksiniz?

More Sentences
Military
weapon n. silah
I turn to weapons of mass destruction.
Kitle imha silahları konusuna dönüyorum.

More Sentences
General
weapon n. pusat
Zoology
weapon n. (hayvan vücudunda) saldırı veya savunmada kullanılan kısım
Military
weapon n. herhangi bir harp aleti
weapon v. silahlandırmak
Slang
weapon n. penis

Sens de "weapon" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 285 résultat(s)

Anglais Turc
General
conventional weapon n. konvansiyonel silah
The UN register for conventional weapons should be opened to this category of weapons.
BM konvansiyonel silahlar sicili bu silah kategorisine açılmalıdır.

More Sentences
murder weapon n. cinayet silahı
Against this background, it is unwise to supply murder weapons to Nepal.
Bu çerçevede, Nepal'e cinayet silahları tedarik etmek akıllıca değildir.

More Sentences
Colloquial
holster your weapon expr. silahını kılıfına koy
Holster your weapon.
Silahını kılıfına koy.

More Sentences
Law
deadly weapon n. ölümcül silah
Tom was convicted of assault with a deadly weapon.
Tom ölümcül silahla saldırıdan hüküm giydi.

More Sentences
Military
sophisticated weapon n. sofistike silah
They're making very sophisticated weapons.
Çok sofistike silahlar yapıyorlar.

More Sentences
toxin weapon n. toksin silahı
I wish to speak about the negotiations on the Biological and Toxin Weapons Convention.
Biyolojik ve Toksin Silahlar Sözleşmesi müzakereleri hakkında konuşmak istiyorum.

More Sentences
General
weapon systems n. silah sistemleri
edged weapon n. sivri uçlu silah (kılıç, bıçak vb)
shoulder weapon n. dipçikli silah
heavy weapon n. ağır silah
antiaircraft weapon n. uçaksavar
multiple weapon control panel n. çoklu silah kontrol panel
weapon system n. silah sistemi
murder weapon n. suç aleti (cinayet)
electroshock weapon n. şok tabancası
siege weapon n. kuşatma silahı
edged weapon n. kesici silah
earthquake weapon n. deprem silahı
a psychic weapon n. psişik bir silah
a deadly weapon n. ölümcül bir silah
massacre weapon n. katliam silahı
melee weapon n. yakın dövüş silahı
precision weapon n. hassas silah
oil weapon n. petrol silahı
service weapon n. beylik silahı
service weapon n. beylik tabancası
dangerous weapon n. tehlikeli silah
primitive weapon n. ilkel silah
have a weapon on v. silah bulundurmak
shoot a weapon at close range v. yakın mesafeden ateş etmek
(shoot a weapon) at close range v. yakın mesafeden ateş etmek
aim a weapon v. silah yöneltmek
aim a weapon v. silahı bir şahsa yöneltmek
(one's fingerprints) be on the murder weapon v. cinayet silahında parmak izleri olmak
disassemble the weapon v. silahı sökmek
Colloquial
secret weapon n. gizli silah
lethal weapon n. ölümcül silah
holster your weapon expr. silahını kılıfına sok
Idioms
a double-edged weapon n. hem iyi hem kötü tarafı olan durum
a double-edged weapon n. hem avantajlı hem dezavantajlı durum
a double-edged weapon n. hem yararlı hem zararlı durum
a double-edged weapon n. iki tarafı keskin kılıç
be a double-edged weapon v. hem iyi hem kötü yanı olmak
be a double-edged weapon v. hem avantajı hem de dezavantajı olmak
be a double-edged weapon v. hem iyi hem kötü yanı olmak
be a double-edged weapon v. hem avantajı hem dezavantajı olmak
Speaking
your fingerprints are on the murder weapon expr. cinayet silahında parmak izleriniz var
their secret weapon expr. onların gizli silahı
toss the weapon expr. silahı at
put the weapon down expr. silahı yere bırak
do you have a weapon on you? expr. üstünde silah var mı?
Trade/Economic
weapon industry n. silah endüstrisi
Law
dangerous weapon n. ölümcül silah
lethal weapon n. öldürücü silah
deadly weapon n. öldürücü silah
offensive weapon n. saldırı silahı
carrying weapon n. silah taşıma
offensive weapon n. suç aleti
deadly weapon n. tehlikeli silah
dangerous weapon n. tehlikeli silah
electroshock weapon v. elektro şok cihazı
by weapon expr. silahla
Politics
offensive weapon n. tehlikeli silah
offensive weapon n. taarruz silahı
doomsday weapon n. yıkıcı taktik
doomsday weapon n. tehlikeli silah
doomsday weapon n. yıkıcı strateji
doomsday weapon n. son çare
doomsday weapon n. son vuruş
Institutes
section of weapon, ammunition, rocket and missile systems n. silah mühimmat roket ve füze sistemleri şubesi
department of weapon systems n. silah sistemleri dairesi
section of weapon systems and ammunition n. silah sistemleri ve mühimmat şubesi
Technical
earthquake weapon n. deprem silahı
automatic weapon n. otomatik silah
weapon system video n. uçak veya gemilerdeki video kamera sistemlerinin kaydettiği görüntüler
weapon system video n. silah sistemi görüntüleme sürecinde işlemleme, düzenleme ve iletim
weapon system video (wsv) n. silah sistemi görüntüleme sürecinde kullanılan gerçek teçhizat
Computer
weapon change n. silah değiştirme
Medical
chemical weapon n. kimyasal silah
Psychology
weapon-focus effect n. silah odağı etkisi
Physics
atomic weapon n. atom silahı
weapon-grade plutonium n. demonte edilen nükleer silahlardan elde edilip plütonyum kuyularında depolanan plütonyum 239
Chemistry
buried chemical weapon n. gömülü kimyasal silah
abandoned chemical weapon n. terkedilmiş kimyasal silah
Biology
mass casualty biological weapon n. biyolojik kitle imha silahı
Social Sciences
traditional weapon [south african] n. (güney afrika'da) kabile törenlerinde sergilenen önemli bir silah
History
weapon salve n. sempati tozu
weapon salve n. (ortaçağ'da) yarayı iyileştirmesi için silaha merhem uygulama
Environment
minimum residual radioactivity weapon n. asgari kalıcı radyoaktivite silahı
fission weapon n. fisyon silahı
nominal weapon n. itibari silah
subkiloton weapon n. kiloton altı silah
nuclear weapon exercise n. nükleer silah kullanma denemesi
nuclear weapon employment time n. nükleer silah kullanım zamanı
nuclear weapon deficiency n. nükleer silah açığı
non-nuclear electromagnetic pulse weapon n. nükleer olmayan elektromanyetik puls silahı
nuclear weapon incident n. nükleer silah olayı
nuclear weapon accident n. nükleer silah kazası
nuclear weapon debris n. nükleer silah atığı
nuclear weapon significant incident n. nükleer silah önemli olayı
nuclear weapon manoeuvre n. nükleer sila manevrası
nuclear weapon effect n. nükleer silah etkisi
radiation dispersal weapon n. radyasyon saçan herhangi bir silah
weapon component n. silah bileşeni
weapon debris n. silah atığı
weapon residue n. silah kalıntısı
gun-type weapon n. top veya tüfek tipi silah
salted weapon n. tuzlanmış silah
boosted fission weapon n. yükseltilmiş fisyon silahı
high power microwave weapon n. yüksek güçlü mikrodalga silahı
Military
cew (conducted electrical weapon) n. elektroşok tabancası
nominal weapon n. yaklaşık 20 kilotonluk verim üreten bir nükleer silah
nuclear weapon maneuver n. nükleer silah manevrası
nuclear weapon maneuver n. nükleer operasyonel hazırlıkla doğrudan ilgili olmayan işlem
nuclear weapon(s) accident n. nükleer silah olayı
theatre nuclear weapon n. harekat alanı nükleer silahları
thermonuclear weapon n. gerekli yüksek sıcaklıkların fisyon aracılığıyla elde edildiği bir silah
close-in weapon system (ciws) n. bir tür kısa menzilli gemi hava savunma sistemi
heavy weapon ammunition n. ağır silah cephanesi
aerodynamic weapon system n. aerodinamik silah sistemi
heavy antitank weapon n. ağır tanksavar silahı
weapon alfa n. alfa silahı
major weapon system n. ana silah sistemi
heavy assault weapon n. ağır hücum silahı
atomic weapon n. atom silahı
antipersonnel weapon n. antipersonel silah
minimum residual radioactivity weapon n. asgari kalıcı etkisi olan silah
militarily significant weapon n. askeri önemde silah
ballistic weapon n. balistik silah
antiplant weapon n. bitki yokedici silah
area saturation weapon n. bölgeyi yoğun ateş altında tutan silah
biological and toxic weapon convention n. biyolojik ve toksik silahlar konvansiyonu
major-calibre weapon n. büyük çaplı silah
biological weapon n. biyolojik silah
concealed weapon n. bilerek saklanan silah
dual-purpose weapon n. çifte amaçlı silah
dual purpose weapon n. çift maksatlı silah
multipurpose close support weapon n. çok maksatlı yakıt destek silahı
dual capable weapon n. çift maksatlı silah
very short-range air defence weapon system n. çok kısa mesafe hava savunma silah sistemi
implosion weapon n. çökertme silahı
multiple antiaircraft weapon n. çok namlulu hava savunma silahı
dual-purpose weapon n. çift maksatlı silah
multi capable weapon n. çok maksatlı silah
antisubmarine weapon n. denizaltı tahrip silahı
sea-dumped chemical weapon n. denize dökülen kimyasal silah
supporting weapon n. destek silahı
shoulder weapon n. dipçik tabanlı silah
mobile hostile weapon locating radar n. düşman silahlarının yerini tespit eden seyyar radar
primary weapon n. esas silah
all purpose hand held weapon n. elde taşınan genel maksat silahı
old chemical weapon n. eski kimyasal silah
fusion weapon n. füzyon silahı
recoilless weapon n. geri tepmesiz silah
concealed weapon n. gizli olarak taşınan veya saklanan silah
genetic weapon n. genetik silah
recoil operated weapon n. geri tepmeli silah
light anti-tank weapon n. hafif tanksavar silahı
weapon selector n. hedef selektörü
air-to-air weapon n. hava-hava silahı
air delivered weapon n. havadan sevk edilen silah
anti-animal weapon n. hayvan öldürücü silah
aerospace weapon n. hava-uzay silahı
airborne assault weapon n. havadan taşınan taarruz silahı
anti-aircraft weapon n. hava savunma silahı
light weapon ammunition n. hafif silah cephanesi
weapon selector n. hedef seçici
light weapon n. hafif silah
air-to-ground weapon n. hava-yer silahı
binary chemical weapon n. ikili kimyasal silah
binary weapon n. ikili silah
implosion weapon n. içte tetikleyici silah
beam weapon n. ışın silahı
enclosed weapon system n. kapalı silah sistemi
enclosed weapon station n. kapalı silah istasyonu
subkiloton weapon n. kiloton altı silah
chemical weapon n. kimyasal silah
chemical weapon production facility n. kimyasal silah üretim tesisi
kiloton weapon n. kiloton silah
chemical weapon destruction facility n. kimyasal silah imha tesisi
chemical weapon storage facility n. kimyasal silah depolama tesisi
weapon of mass destruction n. kitle imha silahı
chemical warfare weapon n. kimyasal harp silahı
conventional weapon n. konvansiyonel silah
weapon platform n. kundak ve kundak kolları
self-propelled weapon n. kundağı motorlu silah
minor-calibre weapon n. küçük çaplı kıyı silahı
megaton weapon n. megatonluk silah
laser guided weapon n. lazer güdümlü silah
megaton weapon n. megaton silahı
laser-guided weapon n. lazer güdümlü silah
missile weapon n. menzilli silah
weapon storage structure sensor n. mühimmat depolarında kullanılan sensör
ranged weapon n. menzilli silah
point air defence weapon n. nokta hava savunma silahı
nuclear weapon state n. nükleer silaha sahip devleti
nuclear weapon employment time n. nükleer silah kullanma zamanı
nominal weapon n. nominal silah
nuclear weapon degradation n. nükleer başlık bozukluğu
nuclear weapon n. nükleer silah
nuclear weapon manoeuvre n. nükleer silah manevrası
nuclear weapon surety n. nükleer silah emniyeti
nuclear weapon exercise n. nükleer silah tatbikatı
nuclear weapon accident n. nükleer silah kazası
nuclear weapon system n. nükleer silah sistemi
nuclear weapon debris n. nükleer silah kalıntısı
nuclear weapon allocation n. nükleer silah tahsisi
automatic weapon n. otomatik silah
non-lethal weapon n. öldürücü olmayan silahlar
non-lethal chemical weapon n. öldürücü olmayan kimyasal silah
infantry support weapon n. piyade destek silahı
particle beam weapon n. parçacık ışın silahı
field artillery general support weapon n. sahra topçusu genel destek silahı
radiological weapon n. radyoaktif silah
radiological weapon n. radyolojik silah
assault weapon n. saldırı silahı
weapon station n. savaş istasyonu
field artillery direct support weapon n. sahra topçusu doğrudan destek silahı
pole weapon n. sırıklı silah
weapon platform n. silah sehpaları
weapon locating radar n. silah tespit radarı
weapon training n. silah eğitimi
weapon system trainer set n. silah sistem eğitimi araç gereç takımı
weapon security and survivability system n. silah güvenlik ve beka sistemi
weapon storage site n. silah depolama bölgesi
weapon debris (nuclear) n. silah kalıntısı (nükleer)
weapon system officer n. silah sistem subayı
weapon system n. silah sistemi
weapon system logistic officer n. silah sistemi lojistik subayı
weapon control order n. silah kontrol emri
weapon-target line n. silah-hedef hattı
weapon pit n. silah mevzii
rapid fire weapon n. seri ateşli silah
weapon and ammunition smuggling n. silah-mühimmat kaçakçılığı
weapon engagement zone n. silah hedef karşılama bölgesi
weapon acceptance test n. silah kabul deneyi
weapon system operator n. silah sistem operatörü
weapon sight n. silah dürbünü
weapon debris n. silah kalıntısı
weapon system employment concept n. silah sistemi kullanma konsepti
weapon and pay load identification n. silah ve taşınabilir yük tanımlaması
weapon target line n. silah hedef hattı
weapon emplacement n. silah mevzii
weapon signature n. silah tanıma özelliği
weapon system manager n. silah sistem yöneticisi
nominal weapon n. sonuç alıcı silah
static weapon n. statik silah
strategic nuclear weapon n. stratejik nükleer silah
salted weapon n. takviye edilmiş silah
tactical nuclear weapon n. taktik nükleer silah
secondary weapon n. tali silah
thermonuclear weapon n. termonükleer silah
nuclear weapon suballocation n. tali nükleer silah tahsisi
single shot weapon n. tek ateşli silah
antitank weapon n. tanksavar silahı
gun type weapon n. top tipi silah
antimechanized weapon n. tanksavar silahı
antitank weapon n. tanksavar silah
tactical nuclear weapon employment n. taktik nükleer silah kullanımı
long barreled weapon n. uzun namlulu silah
anti-satellite weapon n. uydusavar silah
anti-aircraft weapon n. uçaksavar silahı
secondary weapon n. yardımcı silah
semi-automatic weapon n. yarı otomatik silah
flat trajectory weapon n. yatık mermi yollu silah
directed energy weapon n. yönlendirilmiş enerji silahı
boosted rocketfield artillery weapon n. zengin karışımlı roket topçu silahı
smooth-bore weapon n. yivsiz silah
atomic weapon n. nükleer reaksiyondan güç alan kitle imha silahı
enhanced radiation weapon n. nötron bombası
enhanced radiation weapon n. gelişmiş radyasyon silahı
weapon and payload identification n. silah ve taşınabilir yük tanımlaması
weapon and payload identification n. atmosfere dönüş aracının kendisiyle birlikte kullanılan yarma taarruzu yardımlarından ayırt edilmesi
weapon and payload identification n. taarruz değerlendirmesi
doomsday weapon n. süper silah
doomsday weapon n. geniş çaplı tahribat gücüne sahip silah
doomsday weapon n. ölümcül silah
doomsday weapon n. caydırıcı silah
doomsday weapon n. her iki tarafı da yok edecek kapasitede silah
surface-to-air weapon n. karadan havaya füze
surface-to-air weapon n. karadan havaya güdümlü silah
surface-to-air weapon n. satıhtan havaya füze
Hunting
assault weapon n. suikast tüfeği
holographic weapon sight n. holografik nişangah
Slang
wep (weapon) n. silah