Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | wow n. | muhteşem | ||
The new product launch was an absolute wow. Yeni ürün lansmanı muhteşem geçti. More Sentences |
||||
General | wow v. | büyülemek | ||
The talented singer's performance wowed the audience. Yetenekli şarkıcının performansı izleyicileri büyüledi. More Sentences |
||||
General | wow interj. | vay canına | ||
Wow! Good catch. Vay canına! İyi yakaladın. More Sentences |
||||
General | wow n. | olağanüstü başarı | ||
General | wow n. | muhteşem başarı | ||
General | wow n. | üstün başarı | ||
General | wow n. | heyecan | ||
General | wow n. | ilgi uyandırma | ||
General | wow n. | merak uyandırma | ||
General | wow n. | büyük zevk | ||
General | wow n. | muhteşem olay | ||
General | wow v. | birisini çok etkilemek ve heyecanlandırmak | ||
General | wow interj. | vay be | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | wow n. | çok komik şaka | ||
Electric | ||||
Electric | wow n. | ses reprodüksiyonunun perdesinde kayıt veya çoğaltma cihazının hızındaki değişikliklerden kaynaklanan yavaş değişiklik | ||
Slang | ||||
Slang | wow n. | şaşırtıcı derecede başarılı, çekici vb. kimse veya şey |