yetinmek - Turc Anglais Dictionnaire

yetinmek

Sens de "yetinmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
General
yetinmek do with v.
For foreign and security policy, we could possibly do with fewer.
Dış politika ve güvenlik politikasında ise muhtemelen daha azıyla yetinebiliriz.

More Sentences
yetinmek be contented with v.
Let's be content with what we have.
Elimizdekilerle yetinelim.

More Sentences
Phrasals
yetinmek settle for v.
Every day, innocent people die, and all we do is settle for declarations and meetings.
Her gün masum insanlar ölüyor ve bizim tek yaptığımız açıklama ve toplantılarla yetinmek.

More Sentences
General
yetinmek confine oneself to v.
yetinmek make do v.
yetinmek settle v.
yetinmek content oneself v.
yetinmek content oneself with v.
Colloquial
yetinmek make shift v.

Sens de "yetinmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 35 résultat(s)

Turc Anglais
General
ile yetinmek make do with v.
At the moment, they have to make do with American websites.
Şu anda Amerikan web siteleri ile yetinmek zorundalar.

More Sentences
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) yetinmek content (oneself) with (someone or something) v.
That is why we cannot be content with a minimal definition of a European universal service.
Bu nedenle Avrupa evrensel hizmetinin asgari bir tanımıyla yetinemeyiz.

More Sentences
Idioms
azla yetinmek settle for less v.
We must not settle for less at this great, historic time.
Bu büyük ve tarihi zamanda daha azıyla yetinmemeliyiz.

More Sentences
General
misafirlerin yiyecek ve içeceklerin yalnızca kokularıyla yetinmek zorunda kaldığı ziyafet smell-feast n.
olanla yetinmek let well enough alone v.
azla yetinmek content oneself with v.
ile yetinmek content oneself with v.
kazanılan şöhretle yetinmek rest on one's laurels v.
elindekiyle yetinmek be content with what you have v.
azla yetinmek do with less v.
azla yetinmek content oneself v.
kazandıklarıyla yetinmek rest on one's laurels v.
ile yetinmek do with v.
var olanla yetinmek make do v.
(belirli miktarda bir yiyecek ile) yetinmek ration v.
Phrasals
elde olanla yetinmek/idare etmek struggle on with something v.
ile yetinmek content oneself with v.
(biriyle/bir şeyle) yetinmek settle for (someone or something) v.
Colloquial
elde olanlarla yetinmek make shift v.
elindekilerle yetinmek make shift v.
küçük şeylere yetinmek be thankful for small mercies v.
biriyle/bir şeyle yetinmek do with someone or something v.
(bir şeyle) yetinmek do with (something) v.
Idioms
olanla/verilenle yetinmek take pot luck v.
uyarmakla yetinmek let off with a warning v.
bir şeyin kalanıyla yetinmek zorunda olmak suck hind tit v.
kazandığıyla/elindekiyle yetinmek take the money and run v.
küçük şeylerle yetinmek be thankful for small mercies v.
küçük şeylerle yetinmek be grateful for small mercies v.
kazanılan şöhretle yetinmek rest on your laurels v.
kazandıklarıyla yetinmek rest on your laurels v.
kazanılan şöhretle yetinmek rest on your oars v.
kazandıklarıyla yetinmek rest on your oars v.
kazanılan şöhretle yetinmek lean on your oars [old-fashioned] [uk] v.
kazandıklarıyla yetinmek lean on your oars [old-fashioned] [uk] v.