advocate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
advocate savunmak v.
  • Do the advocates of a weak policy believe that such a flood will yield more fish?
  • Yetersiz bir politikayı savunanlar böyle bir sel baskınının daha fazla balık getireceğine mi inanıyor?
  • The Jarzembowski report advocates speeding up the liberalisation of both freight and passenger services.
  • Jarzembowski raporu, hem yük hem de yolcu hizmetlerinin serbestleştirilmesinin hızlandırılmasını savunuyor.
  • Paragraph 14 advocates the possibility of creating a Euro-Mediterranean Development Bank.
  • Paragraf 14, bir Avrupa-Akdeniz Kalkınma Bankası kurulması olasılığını savunmaktadır.
Show More (17)
advocate savunucu n.
  • I remain a strong advocate for the provision of a high-quality European public service.
  • Yüksek kaliteli bir Avrupa kamu hizmetinin sağlanmasının güçlü bir savunucusu olmaya devam ediyorum.
  • He is a true advocate for European film.
  • Kendisi tam anlamıyla bir Avrupa sineması savunucusudur.
  • We must also be an advocate for the rights of the Chechen people, within the Russian Federation of course.
  • Elbette Rusya Federasyonu içinde de Çeçen halkının haklarının savunucusu olmalıyız.
Show More (7)
advocate avukat n.
  • You are our advocate Tom.
  • Avukatımız sensin, Tom.
  • I believe he is not an advocate.
  • Ben onun bir avukat olmadığına inanıyorum.
  • You are our advocate Tom.
  • Sen bizim avukatımızsın, Tom.
Show More (3)