|
- I could not dream of answering that question.
- Bu soruya cevap vermeyi hayal bile edemezdim.
- I have no intention of answering that question.
- O soruya cevap vermeye niyetim yok.
- Mary pretended to have a headache to avoid answering her cousin's questions.
- Mary kuzeninin sorularına cevap vermemek için başım ağrıyor numarası yaptı.
- Sami doesn't like answering numbers he doesn't know.
- Sami bilmediği numaralara cevap vermeyi sevmiyor.
- I put off answering the letter for a week.
- Mektuba cevap vermeyi bir hafta erteledim.
- Will you stop answering my questions with a question?
- Sorularıma soruyla cevap vermeyi keser misin?
- Tom hesitated before answering.
- Tom cevap vermeden önce tereddüt etti.
- Tom avoided answering our questions.
- Tom sorularımıza cevap vermekten kaçındı.
- He hesitated before answering.
- O cevap vermeden önce duraksadı.
- That was a question Tom dreaded answering.
- O, Tom'un cevap vermeye korktuğu bir soruydu.
- She avoided answering my questions.
- Sorularıma cevap vermekten kaçındı.
- I'm tired of answering questions.
- Sorulara cevap vermekten yoruldum.
- I'm not answering that question.
- Bu soruya cevap vermeyeceğim.
- He delayed answering the letter.
- Mektuba cevap vermeyi geciktirdi.
- I'm not answering that.
- Buna cevap vermeyeceğim.
- Tom hesitated a moment before answering.
- Tom cevap vermeden önce bir an tereddüt etti.
- Tom hesitated for a moment before answering Mary.
- Tom, Mary'ye cevap vermeden önce bir an tereddüt etti.
- Don't put off answering the letter.
- Mektuba cevap vermeyi erteleme.
- She sometimes hesitates before answering.
- Cevap vermeden önce kimi zaman tereddüt eder.
- He delayed answering the letter.
- O mektuba cevap vermeyi erteledi.
- He hesitated before answering.
- Cevap vermeden önce tereddüt etti.
- Fadil quickly realized that answering that question would be no simple task.
- Fadıl bu soruya cevap vermenin hiç de kolay olmayacağını kısa sürede anladı.
- Tom hesitated for a moment before answering Mary.
- Tom Mary'ye cevap vermeden önce bir an için tereddüt etti.
- I'm tired of answering questions.
- Sorulara cevap vermekten usandım.
- I have no intention of answering that question.
- Bu soruya cevap vermeye niyetim yok.
- Tom avoided answering Mary's question.
- Tom, Mary'nin sorusuna cevap vermekten kaçındı.
Show More (23)
|
