|
- Tom won't do that anytime soon.
- Tom bunu yakın zamanda yapmayacak.
- Tom won't be going home anytime soon.
- Tom yakın zamanda eve gitmeyecek.
- Do you think that's going to happen anytime soon?
- Sence bu yakın zamanda olacak mı?
- That's not likely to happen anytime soon.
- Bu yakın zamanda olacak gibi görünmüyor.
- Tom said he couldn't do that anytime soon.
- Tom yakın zamanda bunu yapamayacağını söyledi.
- Is Tom planning to do that anytime soon?
- Tom onu yakın zamanda yapmayı planlıyor mu?
- Are you planning a trip anytime soon?
- Yakın zamanda bir gezi planlıyor musun?
- Are you going to get this done anytime soon?
- Bunu yakın zamanda halledecek misin?
- Are you going to do that anytime soon?
- Bunu yakın zamanda yapacak mısın?
- Tom said he wouldn't do that anytime soon.
- Tom bunu yakın zamanda yapmayacağını söyledi.
- I'm not leaving anytime soon.
- Yakın zamanda gitmeyeceğim.
- Are you planning to do that anytime soon?
- Bunu yakın zamanda yapmayı planlıyor musun?
- Do you think that's going to happen anytime soon?
- Bunun yakın zamanda olacağını düşünüyor musun?
- I have no intention of retiring anytime soon.
- Yakın zamanda emekli olmaya niyetim yok.
- I think Tom won't do that anytime soon.
- Bence Tom bunu yakın zamanda yapmayacak.
- I think Tom isn't going to do that anytime soon.
- Bence Tom bunu yakın zamanda yapmayacak.
- I don't expect that to happen anytime soon.
- Bunun yakın zamanda olmasını beklemiyorum.
- Tom won't do that anytime soon.
- Tom yakın zamanda onu yapmayacak.
- You won't get another chance to do that anytime soon.
- Yakın zamanda bunu yapmak için başka bir şansın olmayacak.
- That's not going to happen anytime soon.
- Bu yakın zamanda olmayacak.
- Tom isn't going home anytime soon.
- Tom yakın zamanda eve gitmiyor.
- I have no intention of retiring anytime soon.
- Yakın zamanda emekli olmak gibi bir niyetim yok.
- Do you plan on going home anytime soon?
- Yakın zamanda eve gitmeyi planlıyor musun?
- Tom likely won't die anytime soon.
- Tom muhtemelen yakın zamanda ölmeyecek.
- Are you going back to Boston anytime soon?
- Yakın zamanda Boston'a dönecek misin?
- Do you plan on going home anytime soon?
- Yakın zamanda eve dönmeyi düşünüyor musun?
- It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.
- Tom'un yakın zamanda hapisten çıkması pek olası değil.
- I won't come back here anytime soon.
- Yakın zamanda buraya dönmeyeceğim.
- I won't come back here anytime soon.
- Yakın zamanda buraya geri gelmeyeceğim.
- I don't think things will change anytime soon.
- İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum.
- We won't be going back to Boston anytime soon.
- Yakın zamanda Boston'a geri dönüyor olmayacağız.
- Will Tom be back anytime soon?
- Tom yakın zamanda dönecek mi?
- Tom said he couldn't do that anytime soon.
- Tom bunu yakın zamanda yapamayacağını söyledi.
- I don't think this rain will let up anytime soon.
- Bu yağmurun yakın zamanda dineceğini sanmıyorum.
- Are you planning a trip anytime soon?
- Yakın zamanda bir seyahat planlıyor musun?
- Tom isn't going to leave anytime soon.
- Tom yakın zamanda gitmeyecek.
- Tom will eventually do that, but probably not anytime soon.
- Tom eninde sonunda bunu yapacaktır ama muhtemelen yakın zamanda değil.
- Tom is unlikely to die anytime soon.
- Tom'un yakın zamanda ölme ihtimali yok.
- Tom isn't going home anytime soon.
- Tom yakın zamanda eve gitmeyecek.
- Are you planning to do that anytime soon?
- Onu yakın zamanda yapmayı planlıyor musun?
- I'm not sure that's going to happen anytime soon.
- Bunun yakın zamanda olacağından emin değilim.
- Is Tom planning to do that anytime soon?
- Tom bunu yakın zamanda yapmayı planlıyor mu?
- I think Tom won't stop crying anytime soon.
- Bence Tom yakın zamanda ağlamayı bırakmayacak.
- I think Tom won't stop doing that anytime soon.
- Bence Tom yakın zamanda bunu yapmaktan vazgeçmeyecek.
- We won't be going back to Boston anytime soon.
- Yakın zamanda Boston'a geri dönmeyeceğiz.
- Tom likely won't die anytime soon.
- Tom muhtemelen yakın zamanda ölmeyecektir.
- Tom won't leave anytime soon.
- Tom yakın zamanda gitmeyecek.
- Tom won't be able to do that anytime soon.
- Tom bunu yakın zamanda yapamayacak.
- It'll happen, but just not anytime soon.
- Olacak ama yakın zamanda değil.
Show More (46)
|