arrange - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
arrange ayarlamak v.
  • A new election date could help; and we have tried to arrange this, but without success.
  • Yeni bir seçim tarihi yardımcı olabilir; bunu ayarlamaya çalıştık ama başarılı olamadık.
  • So it is hard to arrange finance for the new cars.
  • Bu yüzden yeni araçlar için finansman ayarlamak zor.
  • Convince them you're a black market arms dealer and arrange a buy.
  • Onları karaborsa silah tüccarı olduğuna ikna et ve bir alım ayarla.
Show More (43)
arrange düzenlemek v.
  • This occasion was no exception, and a meeting was indeed arranged.
  • Bu olay bir istisna değildi ve gerçekten de bir toplantı düzenlendi.
  • That is not how we should arrange matters.
  • Meseleleri bu şekilde düzenlememeliyiz.
  • The Group of the European Liberal, Democrat and Reform Party has arranged a meeting for Thursday in this building.
  • Avrupa Liberal, Demokrat ve Reform Partisi Grubu Perşembe günü için bu binada bir toplantı düzenledi.
Show More (37)
arrange düzenleme n.
  • My mother teaches flower arranging.
  • Annem çiçek düzenleme öğretiyor.
  • Flower arranging is a traditional craft in Japan.
  • Çiçek düzenleme Japonya'da geleneksel bir zanaattır.
  • My mother teaches flower arranging.
  • Annem çiçek düzenleme öğretir.
Show More (0)
arrange düzeltmek v.
  • I must arrange my hair.
  • Saçımı düzeltmeliyim.
  • I have to arrange my hair.
  • Saçımı düzeltmeliyim.
Show More (-1)
arrange sağlamak v.
  • Please arrange for that report's immediate publication.
  • Lütfen bu raporun derhal yayınlanmasını sağlayın.
Show More (-2)
arrange dizmek v.
  • You arranged the chairs in a row.
  • Sandalyeleri sıraya dizmişsin.
Show More (-2)