|
- The attackers checked the passengers' religious identity.
- Saldırganlar yolcuların dini kimliklerini kontrol etmişler.
- The easiest way for an attacker is to replace the whole software product.
- Bir saldırgan için en kolay yol yazılım ürününü tamamıyla değiştirmektir.
- The easiest way for an attacker is to replace the whole software product.
- Bir saldırgan için en kolay yol, tüm yazılım ürününü değiştirmektir.
- The easiest way for an attacker is to replace the whole software product.
- Bir saldırgan için en kolay yol, yazılım ürününün tamamını değiştirmektir.
- Sami was the attacker.
- Saldırgan Sami idi.
- The attackers were led by John Brown.
- Saldırganlar John Brown tarafından yönetiliyordu.
- We think that Tom probably knew his attacker.
- Tom'un muhtemelen saldırganı tanıdığını düşünüyoruz.
- Do you remember what the attacker looked like?
- Saldırganın neye benzediğini hatırlıyor musun?
- They pushed back the attackers.
- Saldırganları geri püskürttüler.
- Layla was shot by an unidentified attacker.
- Leyla, kimliği belirsiz bir saldırgan tarafından vuruldu.
- Tom was the attacker.
- Tom saldırgandı.
- Do you remember what your attacker looked like?
- Saldırganın neye benzediğini hatırlıyor musun?
- From the position of the wounds on the body, the police could tell that the attacker was left-handed.
- Yaraların vücuttaki konumundan, polis saldırganın solak olduğunu tespit etti.
- They pushed back the attackers.
- Onlar saldırganları geri püskürttü.
- Sami's pursuit of his attacker was in vain.
- Sami'nin saldırganı kovalaması boşunaydı.
- Layla was shot by an unidentified attacker.
- Layla kimliği belirsiz bir saldırgan tarafından vuruldu.
- Layla accused Sami of being the attacker.
- Leyla, Sami'yi saldırgan olmakla suçladı.
- Tom hit his attacker with a hammer.
- Tom saldırgana çekiçle vurdu.
- Three of the attackers were killed.
- Saldırganlardan üçü öldürüldü.
- Three attackers were confirmed killed.
- Üç saldırganın öldürüldüğü doğrulandı.
- Sami was the attacker.
- Sami saldırgandı.
- Tom hit his attacker with a hammer.
- Tom kendisine saldırana çekiçle vurdu.
- We don't know who the attacker was.
- Saldırganın kim olduğunu bilmiyoruz.
- The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunmacılar saldırganların saldırısını kontrol etti.
- The attacker escaped.
- Saldırgan kaçtı.
- The attacker ran away.
- Saldırgan kaçtı.
- We think that Tom probably knew his attacker.
- Tom'un muhtemelen saldırganını tanıdığını düşünüyoruz.
- The attacker escaped easily.
- Saldırgan kolayca kaçtı.
- He wrestled his attacker to the ground.
- Saldırganını yere serdi.
- From the position of the wounds on the body, the police could tell that the attacker was left-handed.
- Polis, vücuttaki yaraların pozisyonundan saldırganın solak olduğunu anlayabildi.
- The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
- Sami has never been able to describe his attacker.
- Sami saldırganı asla tarif edemedi.
- Layla accused Sami of being the attacker.
- Layla Sami'yi saldırgan olmakla suçladı.
- Layla escaped her attackers.
- Leyla saldırganlarından kaçtı.
- Tom raised the crowbar intending to smash his attacker's head.
- Tom, saldırganın kafasını ezmek niyetiyle levyeyi kaldırdı.
Show More (32)
|
