attentive - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
attentive dikkatli adj.
  • My audience was, and this is striking in this day and age, attentive, interested, and also unperturbed.
  • Dinleyicilerim dikkatli, ilgili ve aynı zamanda sakindiler, ve bu durum günümüzde ve çağımızda çok çarpıcı.
  • The Spanish Presidency was particularly attentive during times of serious crisis in the Middle East.
  • İspanya Dönem Başkanlığı, Orta Doğu'da ciddi krizlerin yaşandığı dönemlerde özellikle dikkatli davranmıştır.
  • My audience was, and this is striking in this day and age, attentive, interested, and also unperturbed.
  • Dinleyicilerim, bugün ve bu çağda dikkat çekici bir şekilde, dikkatli, ilgili ve aynı zamanda tedirgin değildi.
Show More (34)
attentive özenli adj.
  • Tom seemed to be attentive.
  • Tom özenli görünüyordu.
  • He asks me to be attentive.
  • O özenli olmamı istiyor.
  • I think Tom is attentive.
  • Tom'un özenli olduğunu düşünüyorum.
Show More (14)
attentive nazik adj.
  • She is very attentive to her grandmother.
  • Büyük annesine karşı çok naziktir.
Show More (-2)