attractiveness - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
attractiveness çekicilik n.
  • The strength of the euro itself will depend on the strength and attractiveness of the financial markets.
  • Avronun gücü, mali piyasaların gücüne ve çekiciliğine bağlı olacaktır.
  • The attractiveness of his charisma made other people listen.
  • Karizmasının çekiciliği diğer insanların onu dinlemesini sağladı.
  • The thought of rating people by attractiveness does not seem fair to me.
  • İnsanları çekiciliklerine göre değerlendirme düşüncesi bana adil gelmiyor.
Show More (0)
attractiveness cazibe n.
  • I therefore welcome a programme which will enhance and strengthen the attractiveness of European higher education.
  • Bu nedenle Avrupa yükseköğretiminin cazibesini arttıracak ve güçlendirecek bir programı memnuniyetle karşılıyorum.
Show More (-2)