Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
particle ejection
compact something (road building)
to absorb something
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
authentic
otantik
adj.
It isn't
authentic,
Tom.
Bu
otantik
değil, Tom.
This restaurant serves
authentic
Neapolitan pizza.
Bu restoran
otantik
Napoliten pizza sunuyor.
This restaurant serves
authentic
French cuisine.
Bu restoran
otantik
Fransız yemeklerini servis ediyor.
This restaurant serves
authentic
French cuisine.
Bu restoran
otantik
Fransız mutfağı sunuyor.
This restaurant serves
authentic
Neapolitan pizza.
Bu restoran
otantik
Napoliten pizza servis ediyor.
This is an
authentic
Suzhou embroidery.
Bu,
otantik
Suzhou nakışıdır.
Her laughter is an
authentic
expression of the joy of living.
Onun kahkahası yaşamanın keyfinin
otantik
bir ifadesi.
This is an
authentic
Suzhou embroidery.
Bu
otantik
bir Suzhou işlemesi.
Where can I find an
authentic
food restaurant?
Otantik
bir yemek restoranını nerede bulabilirim?
Show More (6)
2
authentic
gerçek
adj.
It isn't
authentic,
Tom.
Bu
gerçek
değil, Tom.
It's not
authentic,
Tom.
Bu
gerçek
değil, Tom.
Her laughter is an
authentic
expression of the joy of living.
Gülüşü, yaşama sevincinin
gerçek
bir ifadesidir.
Show More (0)