bargaining - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
bargaining pazarlık n.
  • I fear that once again pressure and bargaining will carry the day and that a bad decision will be taken.
  • Bir kez daha baskı ve pazarlığın ağır basacağından ve kötü bir karar alınacağından korkuyorum.
  • Then comes the hard bargaining during conciliation as to where the money will come from.
  • Daha sonra paranın nereden geleceği konusunda uzlaşma sırasında zorlu pazarlıklar yapılacaktır.
  • I am afraid that, yet again, pressure and bargaining will carry the day and that a bad decision will be taken.
  • Korkarım ki yine baskı ve pazarlıklar ağır basacak ve kötü bir karar alınacak.
Show More (4)
bargaining pazarlık etme n.
  • She's good at bargaining the price down.
  • Fiyat düşürmek için pazarlık etmede iyidir.
Show More (-2)