battered - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
battered hırpalanmış adj.
  • Fadil was very clearly battered.
  • Fadıl çok açık bir şekilde hırpalanmıştı.
  • He had an old pickup truck and a big, battered mower.
  • Eski bir kamyoneti ve büyük, hırpalanmış bir çim biçme makinesi vardı.
  • Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
  • Yaşlı sahne kapıcısı Tom Skeleton, hırpalanmış koltuğunda oturmuş, oyuncuların soyunma odalarından taş merdivenlerden çıkışını dinliyordu.
Show More (0)
battered dövülmüş (kimse) adj.
  • We know that Marie Trintignant was battered to death by her French partner, the musician Bertrand Cantat.
  • Marie Trintignant'ın Fransız partneri müzisyen Bertrand Cantat tarafından ölesiye dövüldüğünü biliyoruz.
Show More (-2)