|
- We are accustomed to wearing shoes.
- Ayakkabı giymeye alışığız.
- Tom is accustomed to getting up early.
- Tom erken kalkmaya alışık.
- The people here are accustomed to the cold.
- Buradaki insanlar soğuğa alışık.
- Tom is accustomed to winning.
- Tom kazanmaya alışık.
- Tom is accustomed to being on his own.
- Tom tek başına durmaya alışık.
- Tom is accustomed to sitting on the floor.
- Tom yere oturmaya alışıktır.
- Tom can no longer afford to live in the style he is accustomed to.
- Tom'un artık alıştığı tarzda yaşamaya parası yetmez.
- He is accustomed to the work.
- O, işe alışıktır.
- She was accustomed to drinking beer.
- Bira içmeye alışmıştı.
- I am accustomed to the climate.
- Ben iklime alışığım.
- I was accustomed to hard work.
- Çok çalışmaya alışmıştım.
- Tom is accustomed to working outside.
- Tom dışarıda çalışmaya alışıktır.
- I was accustomed to heat.
- Sıcağa alışmıştım.
- Tom is accustomed to the cold.
- Tom soğuğa alışıktır.
- He is accustomed to calling up girls on the telephone.
- Kızlara telefon etmeye alışık.
- Tom is accustomed to being on his own.
- Tom yalnızlığa alışık.
- I am accustomed to the climate.
- Bu iklime alıştım.
Show More (14)
|
