1 |
be confused |
kafası karışmak |
v. |
|
- Both of them are confused.
- İkisinin de kafası karışmış.
- I was confused and I felt stupid.
- Kafam karışmıştı ve kendimi aptal gibi hissediyordum.
- Tom looked like he was confused.
- Tom kafası karışmış gibi görünüyordu.
- I think Tom is confused.
- Sanırım Tom'un kafası karışmış.
- Tom was confused.
- Tom'un kafası karışmıştı.
- Tom is confused now.
- Tom'un kafası karıştı.
- Everybody is confused.
- Herkesin kafası karıştı.
- Tom doesn't think Mary will be confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışacağını düşünmüyor.
- The people are confused.
- İnsanların kafası karıştı.
- Dan must have been confused.
- Dan'in kafası karışmış olmalı.
- Sami was confused by Layla's erratic behavior.
- Layla'nın dengesiz davranışları Sami'nin kafasını karıştırdı.
- Tom says he was confused.
- Tom kafasının karıştığını söylüyor.
- Tom may be confused.
- Tom'un kafası karışmış olabilir.
- Tom looked like he was confused.
- Tom'un kafası karışmış gibiydi.
- I was confused by her expression.
- Kızın ifadesi kafamı karıştırdı.
- Tom won't likely be confused.
- Tom'un kafası karışmayacaktır.
- Tom could've been confused.
- Tom'un kafası karışmış olabilir.
- I think Tom will be confused.
- Bence Tom'un kafası karışacak.
- Tom was confused and didn't know what to say.
- Tom'un kafası karışıktı ve ne diyeceğini bilmiyordu.
- Tom must be confused.
- Tom'un kafası karışmış olmalı.
- Tom was confused by Mary's question.
- Mary'nin sorusu Tom'un kafasını karıştırdı.
- I think both Tom and Mary are confused.
- Sanırım hem Tom'un hem de Mary'nin kafası karışık.
- You must be confused.
- Kafan karışmış olmalı.
- They were confused.
- Kafaları karışmıştı.
- Everyone is confused.
- Herkesin kafası karışık.
- The young soldier was confused.
- Genç askerin kafası karışmıştı.
- We were confused as well.
- Bizim de kafamız karışmıştı.
- Tom will probably be confused.
- Tom'un muhtemelen kafası karışacaktır.
- I was confused.
- Kafam karıştı.
- Tom was confused at first.
- Tom'un başta kafası karışmıştı.
- Tom is likely to be confused.
- Tom'un muhtemelen kafası karışmış olabilir.
- You'll be confused.
- Kafan karışacak.
- Everybody was confused.
- Herkesin kafası karıştı.
- I think that Tom will be confused.
- Bence Tom'un kafası karışacak.
- Tom is confused, isn't he?
- Tom'un kafası karışık, değil mi?
- He was confused by the abrupt question.
- Ani soru karşısında kafası karıştı.
- Tom told me that he thought Mary would be confused.
- Tom bana Mary'nin kafasının karışacağını düşündüğünü söyledi.
- We were confused as well.
- Bizim de kafamız karıştı.
- The young soldier was confused.
- Genç askerin kafası karıştı.
- Tom will be confused.
- Tom'un kafası karışacak.
- You looked like you were confused.
- Kafan karışmış gibiydi.
- Tom is likely to be confused.
- Tom'un kafası karışmış olabilir.
- Tom is confused about what just happened.
- Tom, ne olduğu hakkında kafası karıştı.
- I know that Tom is confused.
- Tom'un kafasının karıştığını biliyorum.
- Tom told me he was confused.
- Tom bana kafasının karıştığını söyledi.
- Tom thinks Mary will be confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışacağını düşünüyor.
- I was confused by the expression on her face.
- Yüzündeki ifade kafamı karıştırdı.
- Tom told me that he thought Mary would be confused.
- Tom bana Mary'nin kafasının karışmış olacağını düşündüğünü söyledi.
- Everybody is confused.
- Herkesin kafası karışık.
- Tom was confused, but Mary wasn't.
- Tom'un kafası karışık ama Mary'nin değil.
- Tom is confused.
- Tom'un kafası karışık.
- Tom is confused and scared.
- Tom'un kafası karışık ve korkmuş durumda.
- I was confused about that at first.
- İlk başta bu konuda kafam karışmıştı.
- Tom must've been confused.
- Tom''un kafası karışmış olmalı.
- You looked like you were confused.
- Kafası karışmış gibi görünüyorsun.
- Tom and Mary are confused.
- Tom ve Mary'nin kafası karıştı.
- Tom and I were confused.
- Tom ve benim kafamız karışmıştı.
- Tom is confused about what just happened.
- Tom'un az önce olanlar hakkında kafası karışık.
- The people are confused.
- İnsanların kafası karışık.
- Tom and Mary are confused.
- Tom ve Mary'nin kafası karışık.
- Everyone is confused.
- Herkesin kafası karıştı.
- I don't think we were confused.
- Kafamızın karıştığımızı sanmıyorum.
- I was confused by her expression.
- Onun ifadesi tarafından kafam karıştı.
- Tom must've been confused.
- Tom'un kafası karışmış olmalı.
- Sami was confused.
- Sami'nin kafası karışmıştı.
- I think Tom is confused.
- Bence Tom'un kafası karışık.
- Tom will likely be confused.
- Tom muhtemelen kafası karışmış olacak.
- They are confused, aren't they?
- Onların kafası karışık, değil mi?
- Tom was confused at first.
- Başlangıçta Tom'un kafası karıştı.
- Mr Hashimoto was confused by Ken's question.
- Ken'in sorusuyla Bay Hashimoto'nun kafası karıştı.
- I was confused by the expression on her face.
- Onun yüzündeki ifadeden kafam karıştı.
- Tom was confused and didn't know what to say.
- Tom'un kafası karıştı ve ne diyeceğini bilemedi.
- Dan must have been confused.
- Dan'ın kafası karışmış olmalı.
- Everyone was confused.
- Herkesin kafası karışıktı.
- I wonder if Tom is confused.
- Acaba Tom'un kafası karışık mı?
- Everybody was confused.
- Herkesin kafası karışmıştı.
- Tom was confused.
- Tom'un kafası karıştı.
- No wonder Tom was confused.
- Tom'un kafasının karışmasına şaşmamalı.
- Tom is confused and scared.
- Tom'un kafası karışmış ve korkmuş.
- Tom is confused now.
- Tom'un şimdi kafası karışmış.
Show More (77)
|
2 |
be confused |
kafası karışık olmak |
v. |
|
- They said they were confused.
- Kafası karışık olduklarını söylediler.
- I think that Tom will be confused.
- Bence Tom kafam karışık olacak.
- Tom told me he was confused.
- Tom bana kafasının karışık olduğunu söyledi.
- Tom told me that he thought Mary was confused.
- Tom bana Mary'nin kafasının karışık olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom doesn't think Mary will be confused.
- Tom Mary'nin kafasının karışık olacağını düşünmüyor.
- Tom didn't think Mary was confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu düşünmüyordu.
- Tom said Mary was confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu söyledi.
- Tom thought Mary was confused.
- Tom Mary'nin kafası karışık olduğunu düşündü.
- I wonder if Tom is confused.
- Tom kafasının karışık olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom knew that I was confused.
- Tom kafamın karışık olduğunu biliyordu.
- Tom said he was confused.
- Tom kafasının karışık olduğunu söyledi.
- Tom said that he was confused.
- Tom kafasının karışık olduğunu söyledi.
- Tom thinks Mary is confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu düşünüyor.
- Tom said that Mary was confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu söyledi.
- I said that I was confused.
- Kafamın karışık olduğunu söyledim.
- I think Tom will be confused.
- Bence Tom kafam karışık olacak.
- Tom thought Mary was confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu düşündü.
- Tom doesn't think Mary is confused.
- Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu düşünmüyor.
- They said they were confused.
- Kafalarının karışık olduğunu söylediler.
Show More (16)
|
3 |
be confused |
şaşırmak |
v. |
|
- I was confused and I felt stupid.
- Ben şaşırdım ve kendimi aptal hissettim.
Show More (-2)
|