| 1 |
be glad |
memnun olmak |
v. |
|
- I'm glad it was you.
- Onun sen olduğuna memnun oldum.
- I'm really glad I got to meet you.
- Seninle tanıştığıma gerçekten memnun oldum.
- I'm so glad you said that.
- Bunu söylediğine çok memnun oldum.
- I'm glad our paths crossed.
- Yollarımızın kesiştiğine memnun oldum.
- He would be very glad to hear the news.
- Haber duymaktan çok memnun olurdu.
- I was glad to hear his report.
- Onun raporunu duyduğuma memnun oldum.
- I'm glad we're getting married.
- Evlendiğimize memnun oldum.
- I'm glad Tom liked it.
- Tom'un onu sevdiğine memnun oldum.
- I'm glad Tom was there to help us.
- Tom'un bize yardım etmek için orada olduğuna memnun oldum.
- Tom said that he was glad that you're back.
- Tom geri dönmene memnun olduğunu söyledi.
- Tom told me he'd be glad to help me do that.
- Tom bana bunu yapmama yardım etmekten memnun olacağını söyledi.
- Tom said that he was glad that he didn't do that.
- Tom bunu yapmadığı için memnun olduğunu söyledi.
- I'm glad you are happy with your job.
- İşinden memnun olduğuna sevindim.
- I'm really glad we had this opportunity to talk.
- Konuşmak için bu fırsata sahip olduğumuza gerçekten memnun oldum.
- I was glad to see Tom.
- Tom'u gördüğüme memnun oldum.
- I'm glad you're OK.
- İyi olduğuna memnun oldum.
- I'm so glad I met you.
- Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm glad you thought of that.
- Onu düşündüğüne memnun oldum.
- Tom said that he was really glad that he didn't do that.
- Tom bunu yapmadığı için çok memnun olduğunu söyledi.
- I really am glad you're here.
- Burada olduğuna gerçekten memnun oldum.
- I'm so glad that you succeeded.
- Başardığına çok memnun oldum.
- I'm glad that it can be interpreted.
- Bunun yorumlanabilir olmasına memnun oldum.
- I'd be very glad if you came.
- Gelirseniz çok memnun olurum.
- Mary will be very glad she did that.
- Mary bunu yaptığına çok memnun olacak.
- I'll sure be glad to get out of here.
- Buradan çıktığıma elbette memnun olacağım.
- I'm glad you liked it.
- Onu beğendiğine memnun oldum.
- I was very glad to get a present from Tom.
- Tom'dan bir hediye aldığım için çok memnun oldum.
- I'm glad you finally figured that out.
- Sonunda onu anladığına memnun oldum.
- You'll be glad you did that.
- Bunu yaptığına memnun olacaksın.
- I'm glad you're pleased.
- Memnun olmana sevindim.
- I know Tom will be glad to see you.
- Tom'un seni gördüğüne memnun olacağını biliyorum.
- I'm glad I watched it.
- Onu izlediğime memnun oldum.
- I am glad that you have succeeded.
- Başardığına memnun oldum.
- I'm glad you asked me to join you.
- Size katılmamı istediğiniz için memnun oldum.
- I'm glad you're not a coward like Tom.
- Tom gibi bir korkak olmadığına memnun oldum.
- I'm glad you like her.
- Ondan hoşlandığına memnun oldum.
- Tom is going to be glad he didn't do that.
- Tom bunu yapmadığına memnun olacak.
- Tom told everybody that he was glad that that was going to happen.
- Tom herkese bunun olacağından memnun olduğunu söyledi.
- Tom was glad that Mary was able to pass the test.
- Tom Mary'nin testi geçebildiğine memnun oldu.
- I'm glad you're our teacher.
- Öğretmenimiz olduğuna memnun oldum.
- I'm glad to have a roof over my head.
- Başımı sokacak bir evim olduğuna memnun oldum.
- I will be glad if I can serve you in any way.
- Size herhangi bir şekilde hizmet edebilirsem memnun olurum.
- I'm very glad to hear that.
- Duyduğuma memnun oldum.
- Tom was glad that Mary understood.
- Tom Mary'nin anladığına memnun oldu.
- I'm glad to know that.
- Onu bildiğime memnun oldum.
- I'm glad I got here on time.
- Zamanında burada olduğum için memnun oldum.
- I'm glad that I didn't eat the food that made you sick.
- Seni hasta eden yemeği yemediğime memnun oldum.
- I'm glad I went to Boston.
- Boston'a gittiğim için memnun oldum.
- I did not notice how glad she was.
- Onun ne kadar memnun olduğunu fark etmedim.
- I'm glad to hear it.
- Onu duyduğuma memnun oldum.
- I'm glad you asked me to come.
- Gelmemi istediğine memnun oldum.
- I'm glad that you've found a job.
- Bir iş bulduğuna memnun oldum.
- I'm glad you reminded me about the meeting.
- Bana toplantıyı hatırlattığın için memnun oldum.
- I'll be glad to help you.
- Ben size yardımcı olmaktan memnun olurum.
- I'll be glad when this is over.
- Bu bittiğinde memnun olacağım.
- I'm glad to see the two of you are getting along.
- İkinizin geçindiğini gördüğüme memnun oldum.
- I'm very glad you didn't get hurt.
- Yaralanmadığına çok memnun oldum.
- I'm glad I'm not like that.
- Öyle olmadığıma memnun oldum.
- The entire nation was glad at the news.
- Tüm ulus haberden memnun oldu.
- I'm glad I lied to Tom about where I'd been.
- Nerede olduğum hakkında Tom'a yalan söylediğim için memnun oldum.
- I'm glad to meet you.
- Sizinle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm glad that you can come.
- Gelebilmene memnun oldum.
- I'd be glad to help.
- Yardım etmekten memnun olurdum.
- He will be only too glad to help you.
- Size yardım etmekten çok memnun olacaktır.
- Tom said he'd be glad to do that for Mary.
- Tom, Mary için bunu yapmaktan memnun olacağını söyledi.
- I'm glad you made it.
- Onu yaptığına memnun oldum.
- I'm glad we did that together.
- Bunu birlikte yaptığımıza memnun oldum.
- I'm glad I'm alive.
- Hayatta olduğuma memnun oldum.
- I'm glad you had fun.
- Ben eğlendiğine memnun oldum.
- I'll be glad to get it for you.
- Bunu senin için almaktan memnun olacağım.
- Tom said he's glad to help.
- Tom yardımcı olmaktan memnun olduğunu söyledi.
- Mary told me that she was glad to see me.
- Mary bana, beni gördüğüne memnun olduğunu söyledi.
- Glad to meet you!
- Memnun oldum!
- I'm so glad you like it.
- Onu beğendiğine çok memnun oldum.
- I'm glad you like me.
- Beni sevdiğine memnun oldum.
- Tom said that he was really glad that Mary didn't do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmadığına gerçekten memnun olduğunu söyledi.
- I'm glad to see you still have your sense of humor.
- Hâlâ mizah duygusuna sahip olduğunu gördüğüme memnun oldum.
- She clasped my hands and said she was glad to see me.
- O, ellerimi tuttu ve beni gördüğüne memnun olduğunu söyledi.
- I'm glad you invited me.
- Beni davet ettiğine memnun oldum.
Show More (76)
|
| 2 |
be glad |
sevinmek |
v. |
|
- I'll be glad if you will help me.
- Bana yardım ederseniz sevinirim.
- Tom said he was glad to see you.
- Tom seni gördüğüne sevindiğini söyledi.
- Tom's teammates were glad to see him.
- Tom'un takım arkadaşları onu gördüklerine sevindiler.
- Tom told Mary that he was glad to see her.
- Tom, Mary'ye onu gördüğüne sevindiğini söyledi.
- He was glad the peace treaty was signed.
- Barış anlaşmasının imzalanmasına sevinmişti.
- I was glad to see him.
- Onu gördüğüme sevindim.
- Tom was glad that Mary understood.
- Tom, Mary'nin anlamasına sevindi.
- I really am glad you're here.
- Burada olmana gerçekten sevindim.
- They will be glad to see you, I am sure.
- Eminim sizi gördüklerine sevineceklerdir.
- Tom is glad the school year is finally over.
- Tom okul yılının nihayet bittiğine seviniyor.
- Tom said he was glad you did that.
- Tom bunu yaptığına sevindiğini söyledi.
- Tom said he was glad he did that.
- Tom bunu yaptığına sevindiğini söyledi.
- I was glad I could help.
- Yardım edebildiğime sevindim.
- Tom told Mary that he was glad to see her.
- Tom Mary'ye onu gördüğüne sevindiğini söyledi.
- Tom said that Mary was glad that John didn't do that.
- Tom, Mary'nin John'un bunu yapmadığına sevindiğini söyledi.
- Tom told everybody that he was glad that was going to happen.
- Tom herkese, bunun olacağına sevindiğini söyledi.
- I sure am glad you weren't hurt.
- Yaralanmadığına sevindim.
- I was glad I was there.
- Orada olduğuma sevindim.
- I am glad to know you.
- Seni tanıdığıma sevindim.
- He is glad about his son's love of books.
- Oğlunun kitap sevgisine çok sevinmiş.
Show More (17)
|
| 3 |
be glad |
mutluluk duymak |
v. |
|
- Tom, who is kind, will be glad to do anything for me.
- Kibar bir insan olan Tom benim için her şeyi yapmaktan mutluluk duyacaktır.
Show More (-2)
|
