|
- The biggest problem is mainly with liver and heart transplants.
- En büyük sorun karaciğer ve kalp nakillerinde yaşanıyor.
- This is a fact of life and it is not the biggest problem we are facing.
- Bu hayatın bir gerçeği ve karşı karşıya olduğumuz en büyük sorun da bu değil.
- One of the biggest problems for the European fishing industry is, specifically, that the fleet is too big.
- Avrupa balıkçılık endüstrisinin en büyük sorunlarından biri, özellikle de filonun çok büyük olmasıdır.
- That was the big problem.
- Büyük sorun buydu.
- Transport remains the biggest problem.
- Ulaştırma en büyük sorun olmaya devam ediyor.
- Our big problem is the application in the field, and that is in the hands of the social partners.
- Bizim en büyük sorunumuz sahadaki uygulamadır ve bu da sosyal ortakların elindedir.
- The big problem is that meat is marketed anonymously and no one actually understands how.
- En büyük sorun etin anonim olarak pazarlanması ve kimsenin bunun nasıl yapıldığını anlamamasıdır.
- The biggest problem with EU budgetary policy is outstanding appropriations.
- AB bütçe politikasıyla ilgili en büyük sorun ödeneklerin yetersizliğidir.
- The biggest problem with the draft budget concerns the reconstruction of Iraq.
- Taslak bütçe ile ilgili en büyük sorun Irak'ın yeniden inşası ile ilgilidir.
- The biggest problem with the budget is the outstanding RAL appropriations.
- Bütçeyle ilgili en büyük sorun, ödenmemiş RAL ödenekleridir.
- Transport remains the biggest problem.
- Taşımacılık en büyük sorun olmaya devam etmektedir.
- The biggest problem is with category 4.
- En büyük sorun kategori 4 ile ilgili.
- For our big problem is not the legislator.
- Çünkü bizim büyük sorunumuz yasa koyucu değil.
- Controls of official exports are important, but the illegal trade in arms is our biggest problem.
- Resmi ihracatın kontrolü önemlidir ancak yasa dışı silah ticareti en büyük sorunumuzdur.
- One of the biggest problems for the European fishing industry is, specifically, that the fleet is too big.
- Avrupa balıkçılık endüstrisinin en büyük sorunlarından biri, özellikle filonun çok büyük olmasıdır.
- The biggest problem with the travelling circus, however, is political.
- Ancak gezici sirkle ilgili en büyük sorun siyasi.
- For us in the rich part of the world, it is resistance to antibiotics which will be the big problem.
- Dünyanın zengin kesimindeki bizler için en büyük sorun antibiyotiklere karşı direnç olacaktır.
- Biting insects are small, but they can cause big problems.
- Isıran böcekler küçüktür, ancak büyük sorunlara neden olabilirler.
- Biting insects are small, but they can cause big problems.
- Isıran böcekler ufaktır ancak büyük sorunlara neden olabilirler.
- And that was my biggest problem with my first company.
- İlk şirketimdeki en büyük sorunum da buydu.
- And that was my biggest problem with my first company.
- İlk şirketimle yaşadığım en büyük sorun da buydu.
- He has big problems.
- Onun büyük sorunları var.
- We have bigger problems that need to be taken care of right away.
- Derhal ilgilenilmesi gereken daha büyük sorunlarımız var.
- The biggest problem is water.
- En büyük sorun su.
- I know they've got big problems.
- Büyük sorunları olduğunu biliyorum.
- This is our biggest problem.
- Bu en büyük sorunumuz.
- We've got much bigger problems to deal with.
- Uğraşmamız gereken çok daha büyük sorunlarımız var.
- Which is your biggest problem?
- En büyük sorunun ne?
- We've got bigger problems.
- Daha büyük sorunlarımız var.
- We've got bigger problems to deal with.
- Üstesinden gelmemiz gereken daha büyük sorunlarımız var.
- The biggest problem is water.
- En büyük sorun sudur.
- Which is your biggest problem?
- En büyük sorunun hangisi?
- We've got bigger problems than that.
- Ondan daha büyük sorunlarımız var.
- We've got bigger problems than that.
- Bundan daha büyük sorunlarımız var.
- That can cause big problems.
- Bu büyük sorunlara neden olabilir.
- This is our biggest problem.
- Bu bizim en büyük sorunumuz.
- That was our biggest problem.
- En büyük sorunumuz buydu.
- The bleeding isn't Tom's biggest problem.
- Tom'un en büyük sorunu kanama değil.
- Right now, we've got bigger problems.
- Şu anda daha büyük sorunlarımız var.
- We have bigger problems to deal with.
- Uğraşacak daha büyük sorunlarım var.
- The health sector is one of the biggest problems for the country.
- Sağlık sektörü ülke için en büyük sorunlardan biridir.
- That was our biggest problem.
- Bu bizim en büyük sorunumuzdu.
- We have bigger problems that need to be taken care of right away.
- Hemen halledilmesi gereken daha büyük sorunlarımız var.
- My biggest problem is deciding what to do next.
- Benim en büyük sorunum bundan sonra ne yapacağıma karar vermek.
- The biggest problem in Tom and Mary's marriage is Mary's mother's interference.
- Tom ve Mary'nin evliliğindeki en büyük sorun Mary'nin annesinin müdahalesidir.
- The bleeding isn't Tom's biggest problem.
- Kanama Tom'un en büyük sorunu değil.
- Tom said that's not his biggest problem.
- Tom en büyük sorununun bu olmadığını söyledi.
- The health sector is one of the biggest problems for the country.
- Sağlık sektörü ülkenin en büyük sorunlarından biri.
- The broken leg isn't Tom's biggest problem.
- Kırık bacak Tom'un en büyük sorunu değil.
- It looks like you have bigger problems.
- Görünüşe göre daha büyük sorunlarınız var.
- The biggest problem of the hour is unemployment.
- Günümüzün en büyük sorunu işsizlik.
- I know they've got big problems.
- Onların büyük sorunları olduğunu biliyorum.
- That was my biggest problem.
- O benim en büyük sorunumdu.
- We've got bigger problems to deal with.
- İlgilenmemiz gereken daha büyük sorunlarımız var.
- We know we've got big problems.
- Büyük sorunlarımız olduğunu biliyoruz.
- We have bigger problems to worry about.
- Endişelenecek daha büyük sorunlarımız var.
- We have bigger problems.
- Daha büyük sorunlarımız var.
- My biggest problem is deciding what I should do next.
- En büyük sorunum bundan sonra ne yapacağıma karar vermek.
- Which is your biggest problem?
- En büyük sorununuz ne?
- We have bigger problems to deal with.
- Başa çıkmamız gereken daha büyük sorunlarımız var.
- My biggest problem is deciding what I should wear.
- Benim en büyük sorunum ne giyeceğime karar vermek.
- What's the world's biggest problem?
- Dünyanın en büyük sorunu nedir?
- Sami is our next big problem.
- Sami; bizim gelecek büyük sorunumuz.
- He has big problems.
- Büyük sorunları var.
- That's one of my biggest problems.
- Bu benim en büyük sorunlarımdan biri.
- We've got much bigger problems to deal with right now.
- Şu anda uğraşmamız gereken çok daha büyük sorunlarımız var.
- That was Tom's biggest problem.
- Bu Tom'un en büyük sorunuydu.
- The biggest problem in Tom and Mary's marriage is Mary's mother's interference.
- Tom ve Mary'nin evliliğindeki en büyük sorun Mary'nin annesinin karışmasıdır.
- Our biggest problem is we only have three days to finish this.
- En büyük sorunumuz bu işi bitirmek için sadece üç günümüzün olması.
- It looks like you have bigger problems.
- Daha büyük sorunların var gibi görünüyor.
- One of the biggest problems in our modern society is that the people don't see the world as I do.
- Modern toplumumuzdaki en büyük sorunlardan biri, insanların dünyayı benim gördüğüm gibi görmemeleri.
- Truman's first big problem was the economy.
- Truman'ın ilk büyük sorunu ekonomiydi.
- Not knowing what to do is the biggest problem.
- Ne yapacağını bilmemek en büyük sorun.
- One of the biggest problems guys have talking to girls is running out of things to say.
- Kızlarla konuşan erkeklerin en büyük sorunlardan biri, söylenecek şeylerin tükenmesidir.
- Not knowing what to do is the biggest problem.
- Ne yapacağını bilmemek en büyük sorundur.
- We have bigger problems to worry about.
- Endişelenmemiz gereken daha büyük sorunlarımız var.
- We've got much bigger problems to deal with.
- İlgilenecek çok daha büyük sorunlarımız var.
- That was Tom's biggest problem.
- Tom'un en büyük sorunu buydu.
- That was my biggest problem.
- En büyük sorunum buydu.
- Tom said that's not his biggest problem.
- Tom bunun en büyük sorunu olmadığını söyledi.
- One of the biggest problems guys have talking to girls is running out of things to say.
- Erkeklerin kızlarla konuşurken yaşadığı en büyük sorunlardan biri söyleyecek bir şey bulamamaktır.
- Sami is our next big problem.
- Sami bir sonraki büyük sorunumuz.
- Tom has big problems.
- Tom'un büyük sorunları var.
- The biggest problem of the hour is unemployment.
- Zamanın en büyük sorunu işsizliktir.
- We've got much bigger problems to deal with right now.
- Şu anda uğraşacak çok daha büyük sorunlarımız var.
- It's my biggest problem.
- Bu benim en büyük sorunum.
- That's always been our biggest problem.
- Bu her zaman en büyük sorunumuz olmuştur.
Show More (84)
|
