|
- Tom can't afford to buy a house at this time.
- Tom'un şu anda bir ev alacak parası yok.
- The family wants to buy a house.
- Aile bir ev almak istiyor.
- As soon as I can afford to buy a house, I will.
- Bir ev almaya param yeter yetmez, alacağım.
- What Tom really wanted was enough money to buy a house.
- Tom'un gerçekten istediği şey bir ev alacak kadar paraydı.
- Tom would like to buy a house.
- Tom bir ev almak istiyor.
- I wanted to buy a house in downtown Boston, but I couldn't afford it.
- Boston şehir merkezinde bir ev almak istedim ama param yetmedi.
- Tom and Mary want to buy a house with at least three bedrooms.
- Tom ve Mary en az üç yatak odalı bir ev almak istiyorlar.
- He is saving up to buy a house.
- Bir ev almak için para biriktiriyor.
- I would never buy a house on Park Street.
- Park Caddesi'nde asla bir ev almazdım.
- He should buy a house.
- Bir ev almalı.
- Tom is saving money to buy a house.
- Tom bir ev almak için para biriktiriyor.
- Tom wants to buy a house in Boston.
- Tom Boston'da bir ev almak istiyor.
- I want to buy a house.
- Bir ev almak istiyorum.
- I can't afford to buy a house.
- Ev almaya gücüm yok.
- Tomo and Manjo want to buy a house with at least three bedrooms.
- Tomo ve Manjo en az üç yatak odalı bir ev almak istiyorlar.
- You want to buy a house.
- Bir ev almak istiyorsun.
- He's got enough money to buy a house.
- Bir ev alacak kadar parası var.
- Tom says he wants to buy a house on Park Street.
- Tom, Park Caddesi'nde bir ev almak istediğini söyledi.
- Tom wants to buy a house in this neighborhood.
- Tom bu mahalleden bir ev almak istiyor.
- I'd like to buy a house.
- Bir ev almak istiyorum.
- I think it's time for me to buy a house.
- Sanırım bir ev almamın zamanı geldi.
- I should buy a house.
- Bir ev almalıyım.
- There's no way Tom can save up enough money in one year to buy a house.
- Bir yıl içinde bir ev almak için Tom'un gerekli parayı biriktirebilmesinin bir yolu yok.
- Is this a good time to buy a house?
- Ev almak için iyi bir zaman mı?
- We aren't rich enough to buy a house on Park Street.
- Park Caddesi'nde bir ev alacak kadar zengin değiliz.
- He took out a mortgage from the bank in order to buy a house.
- Bir ev almak için bankadan ipotek aldı.
- Not everyone can buy a house.
- Herkes ev alamaz.
- Tom wants to buy a house.
- Tom bir ev almak istiyor.
- If I was rich I'd buy a house by the sea.
- Zengin olsaydım deniz kenarında bir ev alırdım.
- I wish I had enough money to buy a house like that.
- Keşke böyle bir ev almak için yeterli param olsaydı.
- Tom wanted to buy a house.
- Tom bir ev almak istedi.
- Tom and Mary can't afford to buy a house.
- Tom ve Mary bir ev almayı göze alamıyor.
- We're saving money to buy a house.
- Ev almak için para biriktiriyoruz.
- I think it's time for me to buy a house.
- Sanırım yeni bir ev almamın zamanıdır.
- Tom has decided to buy a house.
- Tom bir ev almaya karar verdi.
- If you happen to hear of anybody that wants to buy a house, please let me know.
- Ev almak isteyen birini duyarsan, lütfen bana bildir.
- We want to buy a house, but we need to save money for that.
- Bir ev almak istiyoruz ama bunun için para biriktirmemiz gerekiyor.
- At this rate, we won't be able to buy a house.
- Böyle giderse ev alamayız.
- I still don't have enough money to buy a house.
- Hâlâ ev alacak kadar yeterli param yok.
- Tom is saving up to buy a house.
- Tom ev almak için para biriktiriyor.
- Mennad is trying to buy a house.
- Mennad ev almaya çalışıyor.
- Tom took out a loan from the bank, so he could buy a house.
- Tom ev alabilmek için bankadan kredi çekti.
- I'd like to buy a house in Boston.
- Boston'da bir ev almak istiyorum.
- I still don't have enough money to buy a house.
- Hâlâ bir ev alacak kadar param yok.
- He can afford to buy a house, to say nothing of a car.
- Araba bir yana, ev almaya bile parası yeter.
- Do you want to buy a house in Germany?
- Almanya'da bir ev almak istiyor musun?
- If you happen to hear of anybody that wants to buy a house, please let me know.
- Eğer ev almak isteyen birini duyarsan, lütfen bana haber ver.
- We don't have enough money to buy a house.
- Bir ev alacak kadar paramız yok.
- I can't afford to buy a house.
- Ev alacak param yok.
- Tom and I aren't rich enough to buy a house on Park Street.
- Tom ve ben Park Caddesi'nde bir ev alacak kadar zengin değiliz.
- Tom says he has enough money to buy a house.
- Tom bir ev almak için yeterli parası olduğunu söylüyor.
- I wish I had enough money to buy a house like that.
- Keşke öyle bir ev almak için yeterli param olsa.
- Not everyone can buy a house.
- Herkes ev alamıyor.
- We're saving money to buy a house.
- Bir ev almak için para biriktiriyoruz.
- Tom and Mary can't afford to buy a house.
- Tom ve Mary'nin ev alacak paraları yok.
- Tom doesn't have enough money to buy a house.
- Tom'un bir ev almak için yeterli parası yok.
- Tom just can't afford to buy a house at this time.
- Tom'un şu anda bir ev almaya gücü yetmiyor.
- There's no way Tom can save up enough money in one year to buy a house.
- Tom'un bir yıl içinde ev alacak kadar para biriktirmesine imkan yok.
- Tom doesn't have enough money to buy a house.
- Tom'un ev almak için yeterli parası yok.
- I'd like to buy a house on Park Street.
- Park Caddesi'nde bir ev almak istiyorum.
- Now, I finally have enough money to buy a house.
- Sonunda bir ev alacak kadar param var.
- He can afford to buy a house, to say nothing of a car.
- Araba bir yana, bir ev almaya bile gücü yetiyor.
- We want to buy a house in Boston.
- Boston'dan bir ev almak istiyoruz.
- Tom is sufficiently well off to buy a house anywhere he wants.
- Tom istediği yerde ev alabilecek kadar iyi durumda.
- Tom and Mary don't have enough money to buy a house.
- Tom ve Mary'nin ev almak için yeterli paraları yok.
- Nobody wanted to buy a house in my country.
- Kimse benim ülkemde ev almak istemedi.
- I have nowhere near enough money to buy a house.
- Bir ev alacak kadar param yok.
- Tom thought he was going to be able to afford to buy a house by the time he was thirty.
- Tom otuz yaşına geldiğinde bir ev alabileceğini düşünüyordu.
- Now, I finally have enough money to buy a house.
- Şimdi, sonunda bir ev almak için yeterli paraya sahibim.
- Tom should buy a house.
- Tom bir ev almalı.
- We want to buy a house in Boston.
- Boston'da bir ev almak istiyoruz.
Show More (68)
|
|
- Tom can't afford to buy a house at this time.
- Tom'un şu anda bir ev satın almaya gücü yetmez.
- We don't have enough money to buy a house.
- Bir ev satın almak için yeterli paramız yok.
- You want to buy a house.
- Bir ev satın almak istiyorsun.
- Tom thought he was going to be able to afford to buy a house by the time he was thirty.
- Tom, otuz yaşına kadar bir ev satın alabileceğini düşündü.
- I would never buy a house on Park Street.
- Asla Park Caddesi'nde bir ev satın almazdım.
- He should buy a house.
- Onun bir ev satın alması gerekir.
- Tom and Mary don't have enough money to buy a house.
- Tom ve Mary'nin bir ev satın alacak kadar parası yok.
- If I was rich I'd buy a house by the sea.
- Zengin olsaydım deniz kenarında bir ev satın alırdım.
- Did you buy a house in Germany?
- Almanya'da bir ev satın aldınız mı?
- Tom will buy a house on Park Street.
- Tom Park Caddesi'nde bir ev satın alacak.
- He is saving in order to buy a house.
- Bir ev satın almak için para biriktiriyor.
- Tom is going to buy a house on Park Street.
- Tom Park caddesinde bir ev satın alacak.
- Tom would like to buy a house.
- Tom bir ev satın almak istiyor.
- Tom wondered how he would ever be able to afford to buy a house.
- Tom bir ev satın almaya nasıl parasının yeteceğini merak ediyordu.
- He took out a mortgage from the bank in order to buy a house.
- O, bir ev satın almak için bankadan ipotek karşılığı para aldı.
- I can't afford to buy a house.
- Bir ev satın almaya gücüm yetmiyor.
- It will be a long time before I can buy a house.
- Bir ev satın alabilmem için uzun zaman geçmesi gerekecek.
- Tom is saving money to buy a house.
- Tom bir ev satın almak için para biriktiriyor.
- Tomo and Manjo want to buy a house with at least three bedrooms.
- Tomo ve Manjo en az üç yatak odası olan bir ev satın almak istiyorlar.
- When you buy a house, read the documents carefully.
- Bir ev satın aldığın zaman belgeleri dikkatli oku.
- Tom wants to buy a house in this neighborhood.
- Tom bu mahallede bir ev satın almak istiyor.
- Is this a good time to buy a house?
- Bu bir ev satın almak için iyi bir zaman mı?
- Tom and Mary want to buy a house with at least 3 bedrooms.
- Tom ve Mary en az üç yatak odalı bir ev satın almak istiyor.
- When you buy a house, read the documents carefully.
- Bir ev satın aldığınızda, belgeleri dikkatlice okuyun.
- I'd like to buy a house on Park Street.
- Park Caddesi'nde bir ev satın almak istiyorum.
- Tom says he wants to buy a house on Park Street.
- Tom'a göre o Park caddesinde bir ev satın almak istiyor.
- We want to buy a house, but we need to save money for that.
- Bir ev satın almak istiyoruz ama bunun için para biriktirmemiz gerekiyor.
- I'd like to buy a house in Boston.
- Boston'da bir ev satın almak istiyorum.
- Did you buy a house in Germany?
- Almanya'da bir ev satın aldın mı?
- Nobody wanted to buy a house in my country.
- Hiç kimse ülkemde bir ev satın almak istemedi.
- Do you want to buy a house in Germany?
- Almanya'da bir ev satın almak istiyor musunuz?
- A mortgage is a kind of loan that people can use to buy a house.
- İpotek, insanların bir ev satın almak için kullanabilecekleri bir tür kredidir.
- We aren't rich enough to buy a house on Park Street.
- Park Caddesi'nde bir ev satın alacak kadar zengin değiliz.
- Tom has decided to buy a house.
- Tom bir ev satın almaya karar verdi.
- Tom would like to buy a house in Boston.
- Tom Boston'da bir ev satın almak istiyor.
- Tom wanted to buy a house.
- Tom bir ev satın almak istedi.
- Tom and Mary want to buy a house with at least 3 bedrooms.
- Tom ve Mary en az 3 yatak odalı bir ev satın almak istiyorlar.
- Tom wants to buy a house.
- Tom bir ev satın almak istiyor.
- Mennad is trying to buy a house.
- Mennad bir ev satın almaya çalışıyor.
- I'd like to buy a house.
- Bir ev satın almak istiyorum.
- At this rate, we won't be able to buy a house.
- Bu gidişle biz bir ev satın alamayacağız.
- I can't afford to buy a house.
- Bir ev satın almaya gücüm yetmez.
- Tom and I aren't rich enough to buy a house on Park Street.
- Tom ve ben Park Caddesi'nde bir ev satın alacak kadar zengin değiliz.
- Tom is going to buy a house on Park Street.
- Tom Park Caddesi'nde bir ev satın alacak.
- Nobody wants to buy a house in my country.
- Hiç kimse benim ülkemde bir ev satın almak istemiyor.
- Tom and Mary want to buy a house with at least three bedrooms.
- Tom ve Mary en az üç yatak odalı bir ev satın almak istiyor.
- The family wants to buy a house.
- Aile bir ev satın almak istiyor.
- Tom wanted to buy a house in Boston.
- Tom Boston'da bir ev satın almak istiyordu.
- Nobody wants to buy a house in my country.
- Kimse ülkemde bir ev satın almak istemiyor.
- Tom can't afford to buy a house.
- Tom'un bir ev satın almaya gücü yetmez.
Show More (47)
|