|
- Can I have some more candy?
- Biraz daha şeker alabilir miyim?
- Want some candy?
- Biraz şeker ister misin?
- I thought Tom wasn't allowed to eat candy.
- Tom'un şeker yemesine izin verilmediğini sanıyordum.
- I gave them some candy.
- Onlara biraz şeker verdim.
- Want some candy?
- Şeker ister misin?
- Just buy Tom some candy.
- Sadece Tom'a biraz şeker al.
- Buy me some candy.
- Bana biraz şeker al.
- What kind of candy is your favorite?
- En sevdiğin şeker hangisi?
- We're out of candy.
- Şekerimiz kalmadı.
- How much candy have you eaten?
- Ne kadar şeker yedin?
- Tom gave some candy to his grandchildren.
- Tom torunlarına biraz şeker verdi.
- Here's a piece of candy.
- İşte bir parça şeker.
- What's your favorite candy?
- En sevdiğin şeker nedir?
- Trust people, but don't take candy from strangers.
- İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.
- I like candy, too.
- Ben de şekeri severim.
- How many times do I have to tell you not to eat candy just before dinner?
- Akşam yemeğinden hemen önce şeker yememeni sana kaç kez söylemem gerekiyor?
- They sell candy.
- Onlar şeker satarlar.
- What kind of candy do you like?
- Ne tür şekerden hoşlanıyorsun?
- That child teased his mother for candy.
- O çocuk şeker için annesini darladı.
- I never should've let Tom eat so much candy.
- Tom'un o kadar çok şeker yemesine asla izin vermemeliydim.
- How much candy did you eat?
- Sen ne kadar şeker yedin?
- I gave each child three pieces of candy.
- Her çocuğa üç parça şeker verdim.
- Between meals, he usually manages to stow away a generous supply of candy, ice cream, popcorn and fruit.
- Yemekler arasında genellikle bol miktarda şeker, dondurma, patlamış mısır ve meyve saklamayı başarır.
- The ants followed each other to candy bar.
- Karıncalar şeker çubuğuna kadar birbirlerini izledi.
- He took a piece of candy from the bag.
- Çantadan bir parça şeker aldı.
- He was sick of eating candy.
- Şeker yemekten bıkmıştı.
- Tom doesn't allow Mary to eat candy.
- Tom, Mary'nin şeker yemesine izin vermiyor.
- That child teased his mother for candy.
- O çocuk şeker için annesine sataştı.
- Mom, can you give me money to buy candy?
- Anne, şeker almam için bana para verir misin?
- The child was permitted two pieces of candy.
- Çocuğun iki parça şeker almasına izin verildi.
- Mary's boss gave her a box of candy for her birthday.
- Mary'nin patronu doğum günü için ona bir kutu şeker verdi.
- Normally I eat popcorn and drink Coke when I watch a movie, but this time I'll eat candy.
- Normalde bir film izlerken patlamış mısır yerim ve kola içerim ama bu defa şeker yiyeceğim.
- Do you want some candy?
- Şeker ister misin?
- I ate your candy.
- Senin şekerini yedim.
- Tom brought Mary flowers and candy.
- Tom, Mary'ye çiçek ve şeker getirdi.
- I've been trying not to eat so much candy.
- O kadar çok şeker yememeye çalışıyorum.
- How much candy do you think Tom eats?
- Sence Tom ne kadar şeker yiyordur?
- Tom took a piece of candy from the bag.
- Tom çantadan bir parça şeker aldı.
- My mother told me I needed to eat less candy.
- Annem bana daha az şeker yemem gerektiğini söyledi.
- Tom was carrying a big bag of candy.
- Tom büyük bir çanta şeker taşıyordu.
- If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas.
- Eğer amalar ve fakatlar şeker ve fındık olsaydı, hepimiz mutlu bir Noel geçirirdik.
- Try this candy.
- Bu şekeri dene.
- Eat up the steak and then you can have a candy.
- Bifteğini bitirdikten sonra bir şeker alabilirsin.
- We used to go out to collect candy.
- Eskiden şeker toplamak için dışarı çıkardık.
- I am buying candy and cookies.
- Şeker ve kurabiye alıyorum.
- You shouldn't accept candy from strangers.
- Yabancılardan şeker kabul etmemelisiniz.
- I, too, like candy.
- Ben de şeker severim.
- They sell candy.
- Şeker satıyorlar.
- I don't like this candy.
- Ben bu şekeri sevmiyorum.
- You must not eat so much candy.
- O kadar çok şeker yememelisin.
- Tom knows how to make candy.
- Tom nasıl şeker yapılacağını biliyor.
- We want candy.
- Şeker istiyoruz.
- I want to buy her flowers or candy.
- Ona çiçek ya da şeker almak istiyorum.
- Tom ate your candy.
- Tom senin şekerini yedi.
- Trust people, but don't take candy from strangers.
- İnsanlara güvenin, ama yabancılardan şeker almayın.
- I don't buy a lot of candy.
- Çok fazla şeker almıyorum.
- What's your favorite candy?
- Senin en sevdiğin şeker hangisidir?
- I gave him some candy.
- Ona biraz şeker verdim.
- It's better not to take candy from strangers.
- Yabancılardan şeker almamak daha iyidir.
- What kind of candy is your favorite?
- En sevdiğin şeker hangisidir?
- Just buy her some candy.
- Ona biraz şeker al.
- We're out of candy.
- Şekerimiz bitti.
- Lots of children in industrialised countries are too fat because they eat too much candy.
- Endüstrileşmiş ülkelerdeki pek çok çocuk çok fazla şeker yemesi nedeniyle çok şişman.
- This candy costs eighty cents.
- Bu şekerin fiyatı seksen sent.
- How much candy did Tom eat?
- Tom ne kadar şeker yedi?
- Tom said he wants to buy either flowers or candy for Mary.
- Tom, Mary için çiçek ya da şeker almak istediğini söyledi.
- How much candy is left?
- Ne kadar şeker kaldı?
- My son took a piece of candy from the box.
- Oğlum kutudan bir parça şeker aldı.
- I think you've had enough candy for one day.
- Bir gün için yeterli şeker yediğini düşünüyorum.
- I think you've had enough candy for one day.
- Bence bir gün için yeterince şeker yedin.
- You have eaten the candy.
- Sen şeker yedin.
- How much candy do we have left?
- Ne kadar şekerimiz kaldı?
- Just buy him some candy.
- Ona biraz şeker al.
- Tom took a piece of candy, unwrapped it and put it in his mouth.
- Tom bir parça şeker aldı, paketini açtı ve ağzına attı.
- We used to go out to collect candy.
- Şeker toplamaya çıkıyorduk.
- Tom took a piece of candy from the bag.
- Tom torbadan bir parça şeker aldı.
- Tom ate all my candy.
- Tom bütün şekerlerimi yedi.
- I've been trying not to eat so much candy.
- Bu kadar çok şeker yememeye çalışıyorum.
- I like candy, too.
- Ben de şeker severim.
- She knows how to make candy.
- Nasıl şeker yapılacağını biliyor.
- I fill my pockets with candy when I go to see the kids.
- Çocukları görmeye gittiğimde ceplerimi şekerle dolduruyorum.
- How much candy did you eat?
- Ne kadar şeker yedin?
- I want to buy her flowers or candy.
- Ona çiçek veya şeker almak istiyorum.
- I gave her some candy.
- Ona biraz şeker verdim.
- How much candy should I buy?
- Ne kadar şeker almalıyım?
- After Tom's dog ate a candy bar, Tom used his smartphone to calculate the level of chocolate poisoning.
- Tom'un köpeği şeker çubuğunu yedikten sonra, Tom çikolata zehirlenmesinin seviyesini hesaplamak için akıllı telefonunu kullandı.
- Just buy them some candy.
- Onlara biraz şeker al.
- Tom said he wants to buy either flowers or candy for Mary.
- Tom, Mary için ya çiçek ya da şeker almak istediğini söyledi.
- What surprised me most was that she didn't like candy.
- Beni en çok şaşırtan şey onun şeker sevmemesiydi.
- How much candy did you buy?
- Ne kadar şeker aldınız?
- What kind of candy is your favorite?
- Senin en sevdiğin şeker hangisi?
- Tom doesn't allow Mary to eat candy.
- Tom, Mary'nin şeker yemesine izin vermez.
- Lots of children in industrialised countries are too fat because they eat too much candy.
- Sanayileşmiş ülkelerdeki birçok çocuk çok fazla şeker yediği için çok şişman.
- Tom stole my candy.
- Tom şekerimi çaldı.
- I gave Tom some candy.
- Tom'a biraz şeker verdim.
- I like candy.
- Şeker severim.
- Bill and Joan divided the candy between them.
- Bill ve Joan, şekeri aralarında paylaştırdılar.
- The only thing he eats is candy.
- Yediği tek şey şeker.
- Don't take candy from strangers.
- Yabancılardan şeker almayın.
- I ate your candy.
- Şekerini yedim.
- You shouldn't eat too much candy.
- Çok fazla şeker yememelisin.
- Just buy Tom some candy.
- Tom'a biraz şeker al yeter.
- The baby almost choked on a piece of candy.
- Bebek neredeyse bir parça şekerle boğuluyordu.
- I want some candy.
- Biraz şeker istiyorum.
- The bowl contains many kinds of candy.
- Kasede birçok çeşit şeker var.
- Tom stole my candy.
- Tom benim şekerimi çaldı.
- What kind of person hates cats and candy floss?
- Ne tür bir insan kedi ve şekerden nefret eder?
- I stole Tom's candy.
- Tom'un şekerini çaldım.
- Make sure Tom doesn't eat too much candy.
- Tom'un çok fazla şeker yemediğinden emin ol.
- You must not eat so much candy.
- Bu kadar çok şeker yememelisin.
- What kind of candy do you like?
- Ne tür şeker seversin?
- How much candy does Tom have left?
- Tom'un ne kadar şekeri kaldı?
- Does this candy contain liquor?
- Bu şekerin içinde likör var mı?
- I also like candy.
- Ben de şekeri severim.
- This candy costs eighty cents.
- Bu şeker seksen senttir.
- The ants followed each other to candy bar.
- Karıncalar birbirlerini şeker çubuğuna kadar takip ettiler.
- Eat up the steak and then you can have a candy.
- Bifteği ye, sonra şeker alabilirsin.
- Normally I eat popcorn and drink Coke when I watch a movie, but this time I'll eat candy.
- Normalde film izlerken patlamış mısır yerim ve kola içerim ama bu sefer şeker yiyeceğim.
- Here, have some candy.
- İşte, biraz şeker al.
- How much candy did Tom eat yesterday?
- Tom dün ne kadar şeker yedi?
- I gave each child three pieces of candy.
- Her çocuğa üç adet şeker verdim.
- What kind of candy is your favorite?
- Ne tür şeker en sevdiğin şekerdir?
- Bill and Joan divided the candy between them.
- Bill ve Joan, şekeri aralarında bölüştüler.
- There are various kinds of candy in that bowl.
- O kasede çeşit çeşit şeker var.
- I brought some candy for you.
- Sana biraz şeker getirdim.
- Don't give candy to my children.
- Çocuklarıma şeker vermeyin.
- Make sure Tom doesn't eat too much candy.
- Tom'un çok fazla şeker yemediğinden emin olun.
- He took a piece of candy from the bag.
- Çantadan bir şeker çıkardı.
- You have eaten the candy.
- Şekeri yedin.
- Tom bought Mary some candy.
- Tom, Mary'ye şeker aldı.
- They are the ones who get the children accustomed to candy, and then they complain.
- Çocukları şekere alıştırıp sonra da şikâyet eden onlar.
- Tom didn't want Mary to eat so much candy.
- Tom, Mary'nin bu kadar çok şeker yemesini istemedi.
- What kind of candy did you buy?
- Ne tür bir şeker satın aldın?
- My children will probably have eaten all the candy by the time I get home.
- Ben eve gelene kadar çocuklarım muhtemelen bütün şekerleri yemiş olacaklar.
- How much candy do you think Tom eats?
- Tom'un ne kadar şeker yediğini düşünüyorsun?
- Tom bought a box of candy to give to Mary.
- Tom, Mary'ye vermek için bir kutu şeker aldı.
- Do your parents let you eat candy?
- Anne ve baban şeker yemene izin veriyor mu?
- Do your parents let you eat candy?
- Ailen şeker yemene izin veriyor mu?
- Tom bought Mary some candy.
- Tom Mary'ye biraz şeker aldı.
- What kind of candy did you buy?
- Ne tür şeker aldın?
- I love candy.
- Şekeri severim.
- They are the ones who get the children accustomed to candy, and then they complain.
- Çocukları şekere alıştıran onlar, sonra da şikayet ediyorlar.
- Mom, can you give me money to buy candy?
- Anne, şeker almam için bana para verebilir misin?
- Mary is sucking on a candy.
- Mary şeker emiyor.
- Tom ate all my candy.
- Tom tüm şekerlerimi yedi.
- Tom was carrying a big bag of candy.
- Tom büyük bir şeker torbası taşıyordu.
- Tom didn't want Mary to eat so much candy.
- Tom, Mary'nin o kadar çok şeker yemesini istemedi.
- You are my eye candy.
- Sen benim göz şekerimsin.
- The child grabbed the candy.
- Çocuk, şekeri kaptı.
- How much candy did you buy?
- Ne kadar şeker aldın?
- Do you like candy?
- Şeker sever misin?
- I also like candy.
- Ben de şeker severim.
- I stole Tom's candy.
- Ben Tom'un şekerini çaldım.
- I want a piece of candy.
- Bir parça şeker istiyorum.
- How much candy have you had?
- Ne kadar şeker yedin?
- She bought him some candy.
- Ona biraz şeker aldı.
- What's your favorite kind of candy?
- En sevdiğin şeker türü nedir?
Show More (154)
|
