caution - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
caution dikkat n.
  • This calls for staying power and caution.
  • Bu, dayanma gücü ve dikkat gerektirir.
  • We must proceed with maximum caution due to scientific uncertainties about the methods of contamination.
  • Kirlenme yöntemlerine ilişkin bilimsel belirsizlikler nedeniyle azami dikkatle hareket etmeliyiz.
  • We should proceed with great caution.
  • Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
Show More (10)
caution uyarı n.
  • While we need answers as soon as is reasonable, I would caution against a rush to judgment.
  • Makul olan en kısa sürede cevaplara ihtiyacımız olsa da acele karar verilmemesi konusunda uyarıda bulunmak isterim.
  • But I want to add a word of caution.
  • Ancak bir uyarıda bulunmak istiyorum.
  • My final note is one of caution.
  • Son olarak bir uyarıda bulunmak istiyorum.
Show More (3)
caution ihtiyat n.
  • Events unfolding today before other committees suggest that this caution is necessary.
  • Bugün diğer komiteler önünde yaşanan olaylar bu ihtiyatın gerekli olduğunu göstermektedir.
  • America's attitude towards North Korea is a model of caution compared with her stance towards Iraq.
  • Amerika'nın Kuzey Kore'ye yönelik tutumu, Irak'a yönelik tutumuyla karşılaştırıldığında bir ihtiyat örneğidir.
Show More (-1)
caution ikaz etmek v.
  • The advisers who cautioned us years ago have been listened to.
  • Yıllar önce bizi ikaz eden danışmanların sözlerine kulak verilmiştir.
Show More (-2)
caution tedbir n.
  • Sometimes courage is more valuable than caution.
  • Bazen cesaret tedbirden daha değerlidir.
Show More (-2)
caution uyarmak v.
  • He cautioned me against being careless of my health.
  • Sağlığıma dikkat etmemem konusunda beni uyardı.
Show More (-2)