1 |
clear up |
açmak |
v. |
|
- This morning it cleared up.
- Bu sabah hava açtı.
- Ten to one it'll clear up in an hour or so.
- Çok yüksek ihitmalle, bir saat içinde açar.
- It is clearing up.
- Hava açıyor.
- No, I don't think the weather will clear up.
- Hayır, havanın açacağını sanmıyorum.
- It rained yesterday, but it cleared up this morning.
- Dün yağmur yağdı ama bu sabah hava açtı.
- If the weather clears up, we'll go for a walk in the forest.
- Eğer hava açarsa, ormanda yürüyüşe gideceğiz.
- It has been raining since the day before yesterday, but it may clear up this afternoon.
- Evvelsi günden beri yağmur yağıyor ama bu öğleden sonra açabilir.
- I thought it would clear up in the afternoon.
- Öğleden sonra hava açılır diye düşünmüştüm.
- It has been raining since the day before yesterday, but it may clear up this afternoon.
- Önceki günden beri yağmur yağıyor ama öğleden sonra hava açabilir.
- I hope the weather will clear up on Sunday.
- Havanın pazar günü açacağını umuyorum.
- I hope it'll clear up soon.
- Umarım yakında hava açar.
- I hope it will clear up soon.
- Umarım yakında hava açar.
- If the weather clears up, we'll go for a walk in the forest.
- Hava açarsa, ormanda yürüyüşe çıkarız.
- We'll be able to go on when it clears up.
- Hava açtığında devam edebileceğiz.
- It seems to be clearing up.
- Hava açıyor gibi görünüyor.
Show More (12)
|
2 |
clear up |
gidermek |
v. |
|
- At the same time I would like to thank you for trying to clear up any misunderstandings.
- Aynı zamanda yanlış anlaşılmaları gidermeye çalıştığınız için size teşekkür etmek isterim.
- In our Union there are still many deficiencies which we must clear up.
- Birliğimizde halen giderilmesi gereken pek çok eksiklik bulunmaktadır.
- Misunderstandings must be cleared up.
- Yanlış anlaşılmalar giderilmelidir.
- In our Union there are still many deficiencies which we must clear up.
- Birliğimizde hala gidermemiz gereken pek çok eksiklik var.
- My advice is that we need to clear up this discrepancy.
- Benim tavsiyem, bu tutarsızlığı gidermemiz gerektiği yönünde.
- This is a discrepancy that we therefore hope will be cleared up when we vote in plenary.
- Bu nedenle genel kurulda oylama yapıldığında bu çelişkinin giderileceğini umuyoruz.
- In the conciliation in July some problems were cleared up, but some very important issues were left open.
- Temmuz ayındaki uzlaşmada bazı sorunlar giderilmiş ancak bazı çok önemli konular açık bırakılmıştır.
- We would like to ask your help in clearing up our financial problems with your company.
- Şirketinizle aramızdaki mali sorunların giderilmesi konusunda yardımınızı rica ediyoruz.
- Let's try to clear up this misunderstanding.
- Bu yanlış anlaşılmayı gidermeye çalışalım.
Show More (6)
|
3 |
clear up |
düzeltmek |
v. |
|
- Let me clear up one misunderstanding at this point, which has also played a role in our own group.
- Bu noktada kendi grubumuzda da rol oynayan bir yanlış anlamayı düzeltmeme izin verin.
- I should merely like to clear up a misunderstanding.
- Ben sadece bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum.
- I should merely like to clear up a misunderstanding.
- Sadece bir yanlış anlamayı düzeltmek istiyorum.
- Let me clear up this misunderstanding from the outset.
- Bu yanlış anlaşılmayı en baştan düzeltmeme izin verin.
- Let me clear up one misunderstanding at this point, which has also played a role in our own group.
- Bu noktada, kendi grubumuzda da rol oynayan bir yanlış anlamayı düzeltmeme izin verin.
- Let me clear up this misunderstanding from the outset.
- Bu yanlış anlamayı en baştan düzelteyim.
- Let's try to clear up this misunderstanding.
- Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışalım.
- Thank you for clearing up the misunderstanding.
- Yanlış anlaşılmayı düzelttiğiniz için teşekkür ederim.
- Thank you for clearing up the misunderstanding.
- Yanlış anlaşılmayı düzelttiğin için teşekkürler.
Show More (6)
|
4 |
clear up |
açıklığa kavuşturmak |
v. |
|
- There is just one contradiction I wish to clear up.
- Açıklığa kavuşturmak istediğim tek bir çelişki var.
- It is other types of causes that need to be cleared up.
- Açıklığa kavuşturulması gereken başka tür nedenlerdir.
- There are matters which need clearing up in the agricultural sector, for example.
- Örneğin tarım sektöründe açıklığa kavuşturulması gereken konular var.
- It is other types of causes that need to be cleared up.
- Açıklığa kavuşturulması gereken diğer neden türleridir.
- One point - the social issue - remains to be cleared up.
- Bir husus, yani sosyal mesele, açıklığa kavuşturulmayı beklemektedir.
- There is one point of confusion which I wish to clear up.
- Açıklığa kavuşturmak istediğim bir karışıklık noktası var.
- Let's clear up this problem.
- Bu sorunu açıklığa kavuşturalım.
- Would you mind clearing up a few points for me?
- Benim için birkaç noktayı açıklığa kavuşturabilir misiniz?
- It's already cleared up.
- Çoktan açıklığa kavuşturuldu.
Show More (6)
|
5 |
clear up |
düzelmek |
v. |
|
- The weather will probably clear up tomorrow.
- Hava yarın muhtemelen düzelecek.
- Will it clear up soon?
- Yakında düzelecek mi?
- The rain is finally clearing up.
- Yağmur nihayet düzeliyor.
- It'll clear up soon.
- Yakında düzelir.
- The weather will probably clear up tomorrow.
- Hava muhtemelen yarın düzelecek.
- I think it's clearing up.
- Sanırım düzeliyor.
- I hope it'll clear up soon.
- Umarım yakında düzelir.
- Ten to one it'll clear up in an hour or so.
- Çok yüksek ihitmalle, bir saat içinde düzelir.
Show More (5)
|
6 |
clear up |
halletmek |
v. |
|
- We would like to ask your help in clearing up our financial problems with your company.
- Şirketinizle olan mali sorunlarımızı halletmede yardımınızı istirham etmek istiyoruz.
- I have some work to clear up.
- Halledecek biraz işim var.
- I have some work to clear up.
- Halletmem gereken bazı işler var.
- I have a lot of work to clear up by the weekend.
- Hafta sonuna kadar halledecek çok işim var.
- We want to clear up this problem.
- Bu sorunu halletmek istiyoruz.
- I have a lot of work to clear up by the weekend.
- Hafta sonuna kadar halletmem gereken bir sürü iş var.
Show More (3)
|
7 |
clear up |
temizlemek |
v. |
|
- Prevention is better than having to use military means to clear up afterwards.
- Önlem almak, sonradan askeri yöntemlerle temizlemek zorunda kalmaktan iyidir.
- We must clear up our own mess instead of exporting it to developing countries.
- Gelişmekte olan ülkelere ihraç etmek yerine kendi pisliğimizi kendimiz temizlemeliyiz.
- Your first duty ought to have been to clear up the old cases and call those responsible to account.
- İlk göreviniz eski davaları temizlemek ve sorumlulardan hesap sormak olmalıydı.
- We must clear up our own mess instead of exporting it to developing countries.
- Gelişmekte olan ülkelere ihraç etmek yerine kendi pisliğimizi temizlemeliyiz.
- I cleared up my desk.
- Masamı temizledim.
Show More (2)
|
8 |
clear up |
(gökyüzü) açılmak |
v. |
|
- The sky cleared up.
- Gökyüzü açıldı.
- It was raining when I woke up, but by afternoon the sky had cleared up and the sun was shining.
- Uyandığımda yağmur yağıyordu, ancak öğleden sonra gökyüzü açılmış ve güneş parlamaya başlamıştı.
- It was raining when I woke up, but by afternoon the sky had cleared up and the sun was shining.
- Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.
- Little by little, the sky is clearing up.
- Yavaş yavaş gökyüzü açılıyor.
- Little by little, the sky is clearing up.
- Yavaş yavaş, gökyüzü açılıyor.
Show More (2)
|
9 |
clear up |
hava düzelmek |
v. |
|
- No, I don't think the weather will clear up.
- Hayır, havanın düzeleceğini sanmıyorum.
- It'll clear up in the afternoon.
- Öğleden sonra hava düzelecek.
- We'll leave as soon as the weather clears up.
- Hava düzelir düzelmez gideceğiz.
- We'll leave as soon as the weather clears up.
- Hava düzelir düzelmez yola çıkacağız.
- It rained yesterday, but it cleared up this morning.
- Dün yağmur yağdı ama bu sabah hava düzeldi.
Show More (2)
|
10 |
clear up |
aydınlanmak |
v. |
|
- Little by little, the sky is clearing up.
- Yavaş yavaş gökyüzü aydınlanıyor.
- It looks like it is going to clear up soon.
- Yakında aydınlanacak gibi görünüyor.
- It seems to be clearing up.
- Aydınlanıyor gibi görünüyor.
Show More (0)
|
11 |
clear up |
çözmek |
v. |
|
- There is a legal problem here that only you can clear up.
- Burada sadece sizin çözebileceğiniz yasal bir sorun var.
- We want to clear up this problem.
- Bu sorunu çözmek istiyoruz.
Show More (-1)
|
12 |
clear up |
çözülmek |
v. |
|
- When will that mystery be cleared up?
- Bu gizem ne zaman çözülecek?
- It's already cleared up.
- Zaten çözüldü.
Show More (-1)
|
13 |
clear up |
geçirmek |
v. |
|
- A cup of coffee cleared up my headache.
- Bir fincan kahve baş ağrımı geçirdi.
- This medicine will clear up your cold.
- Bu ilaç soğuk algınlığınızı geçirecektir.
Show More (-1)
|