clear up - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
clear up açmak v.
  • This morning it cleared up.
  • Bu sabah hava açtı.
  • Ten to one it'll clear up in an hour or so.
  • Çok yüksek ihitmalle, bir saat içinde açar.
  • It is clearing up.
  • Hava açıyor.
Show More (12)
clear up gidermek v.
  • At the same time I would like to thank you for trying to clear up any misunderstandings.
  • Aynı zamanda yanlış anlaşılmaları gidermeye çalıştığınız için size teşekkür etmek isterim.
  • In our Union there are still many deficiencies which we must clear up.
  • Birliğimizde halen giderilmesi gereken pek çok eksiklik bulunmaktadır.
  • Misunderstandings must be cleared up.
  • Yanlış anlaşılmalar giderilmelidir.
Show More (6)
clear up düzeltmek v.
  • Let me clear up one misunderstanding at this point, which has also played a role in our own group.
  • Bu noktada kendi grubumuzda da rol oynayan bir yanlış anlamayı düzeltmeme izin verin.
  • I should merely like to clear up a misunderstanding.
  • Ben sadece bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum.
  • I should merely like to clear up a misunderstanding.
  • Sadece bir yanlış anlamayı düzeltmek istiyorum.
Show More (6)
clear up açıklığa kavuşturmak v.
  • There is just one contradiction I wish to clear up.
  • Açıklığa kavuşturmak istediğim tek bir çelişki var.
  • It is other types of causes that need to be cleared up.
  • Açıklığa kavuşturulması gereken başka tür nedenlerdir.
  • There are matters which need clearing up in the agricultural sector, for example.
  • Örneğin tarım sektöründe açıklığa kavuşturulması gereken konular var.
Show More (6)
clear up düzelmek v.
  • The weather will probably clear up tomorrow.
  • Hava yarın muhtemelen düzelecek.
  • Will it clear up soon?
  • Yakında düzelecek mi?
  • The rain is finally clearing up.
  • Yağmur nihayet düzeliyor.
Show More (5)
clear up halletmek v.
  • We would like to ask your help in clearing up our financial problems with your company.
  • Şirketinizle olan mali sorunlarımızı halletmede yardımınızı istirham etmek istiyoruz.
  • I have some work to clear up.
  • Halledecek biraz işim var.
  • I have some work to clear up.
  • Halletmem gereken bazı işler var.
Show More (3)
clear up temizlemek v.
  • Prevention is better than having to use military means to clear up afterwards.
  • Önlem almak, sonradan askeri yöntemlerle temizlemek zorunda kalmaktan iyidir.
  • We must clear up our own mess instead of exporting it to developing countries.
  • Gelişmekte olan ülkelere ihraç etmek yerine kendi pisliğimizi kendimiz temizlemeliyiz.
  • Your first duty ought to have been to clear up the old cases and call those responsible to account.
  • İlk göreviniz eski davaları temizlemek ve sorumlulardan hesap sormak olmalıydı.
Show More (2)
clear up (gökyüzü) açılmak v.
  • The sky cleared up.
  • Gökyüzü açıldı.
  • It was raining when I woke up, but by afternoon the sky had cleared up and the sun was shining.
  • Uyandığımda yağmur yağıyordu, ancak öğleden sonra gökyüzü açılmış ve güneş parlamaya başlamıştı.
  • It was raining when I woke up, but by afternoon the sky had cleared up and the sun was shining.
  • Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.
Show More (2)
clear up hava düzelmek v.
  • No, I don't think the weather will clear up.
  • Hayır, havanın düzeleceğini sanmıyorum.
  • It'll clear up in the afternoon.
  • Öğleden sonra hava düzelecek.
  • We'll leave as soon as the weather clears up.
  • Hava düzelir düzelmez gideceğiz.
Show More (2)
clear up aydınlanmak v.
  • Little by little, the sky is clearing up.
  • Yavaş yavaş gökyüzü aydınlanıyor.
  • It looks like it is going to clear up soon.
  • Yakında aydınlanacak gibi görünüyor.
  • It seems to be clearing up.
  • Aydınlanıyor gibi görünüyor.
Show More (0)
clear up çözmek v.
  • There is a legal problem here that only you can clear up.
  • Burada sadece sizin çözebileceğiniz yasal bir sorun var.
  • We want to clear up this problem.
  • Bu sorunu çözmek istiyoruz.
Show More (-1)
clear up çözülmek v.
  • When will that mystery be cleared up?
  • Bu gizem ne zaman çözülecek?
  • It's already cleared up.
  • Zaten çözüldü.
Show More (-1)
clear up geçirmek v.
  • A cup of coffee cleared up my headache.
  • Bir fincan kahve baş ağrımı geçirdi.
  • This medicine will clear up your cold.
  • Bu ilaç soğuk algınlığınızı geçirecektir.
Show More (-1)