1 |
comparison |
karşılaştırma |
n. |
|
- He made a comparison of the two computer brands.
- İki bilgisayar markasının karşılaştırmasını yaptı.
- For example, there is no clearly set-out table to permit comparison of the individual Member States.
- Örneğin münferit Üye Devletlerin karşılaştırılmasına olanak tanıyacak açık bir tablo bulunmamaktadır.
- This comparison may not seem relevant to you, but it is relevant in terms of the candidate countries' expectations.
- Bu karşılaştırma size uygun görünmeyebilir, ancak aday ülkelerin beklentileri açısından önemlidir.
- It is always interesting to make this comparison.
- Bu karşılaştırmayı yapmak her zaman ilginçtir.
- Allow me to draw a comparison between this and sporting competition.
- İzninizle bunu bir spor müsabakası ile karşılaştırmak istiyorum.
- I mentioned the issue of the 5 million to illustrate that I do not fully agree with your comparison of the figures.
- 5 milyon meselesini, rakamları karşılaştırmanıza tam olarak katılmadığımı göstermek için belirttim.
- We are thus opposed to a comparison of the employment barometer with the environmental section.
- Bu nedenle istihdam barometresinin çevre bölümü ile karşılaştırılmasına karşıyız.
- I think the comparison is absolutely outrageous.
- Karşılaştırmanın kesinlikle çirkin olduğunu düşünüyorum.
- Therefore the comparison you have just drawn is inappropriate to my mind.
- Bu nedenle az önce yaptığınız karşılaştırma bana göre uygunsuzdur.
- This comparison may not seem relevant to you, but it is relevant in terms of the candidate countries' expectations.
- Bu karşılaştırma sizin için önemli görünmeyebilir, ancak aday ülkelerin beklentileri açısından önemlidir.
- This comparison is the only democratic means of establishing the real results of the ballot.
- Bu karşılaştırma, oylamanın gerçek sonuçlarını tespit etmenin tek demokratik yoludur.
- That's not a valid comparison.
- Bu geçerli bir karşılaştırma değil.
- They did a DNA comparison to see if the body was Tom's.
- Onlar cesedin Tom'a ait olup olmadığını anlamak için bir DNA karşılaştırması yaptılar.
- The comparison is apt.
- Karşılaştırma uygundur.
- That's not exactly an accurate comparison.
- Bu tam olarak doğru bir karşılaştırma değil.
- I like your comparison.
- Karşılaştırmanı beğeniyorum.
- The comparison is legitimate.
- Karşılaştırma meşrudur.
- I like your comparison.
- Karşılaştırmanı beğendim.
- That's not a valid comparison.
- O geçerli bir karşılaştırma değil.
- Comparison is the mother of violence.
- Karşılaştırma, şiddetin anasıdır.
- That isn't a valid comparison.
- Bu geçerli bir karşılaştırma değil.
- What a ridiculous comparison!
- Ne saçma bir karşılaştırma!
- Comparison is the mother of violence.
- Karşılaştırma şiddetin anasıdır.
- The comparison is legitimate.
- Karşılaştırma meşru.
- That's not exactly an accurate comparison.
- O tam olarak doğru bir karşılaştırma değil.
- They did a DNA comparison to see if the body was Tom's.
- Cesedin Tom'a ait olup olmadığını anlamak için DNA karşılaştırması yaptılar.
Show More (23)
|
2 |
comparison |
kıyaslama |
n. |
|
- In fact, what it comes down to is that the United States thinks it is above comparison with other nations.
- Aslında işin özü, ABD'nin kendisini diğer uluslarla kıyaslanamayacak kadar üstün görmesidir.
- This means that, in comparison, this 1 billion is really peanuts.
- Bu, kıyaslandığında bu 1 milyarın gerçekten çerez parası olduğu anlamına gelmektedir.
- After all, it is only 1% of GDP, by comparison with national spending.
- Sonuçta, ulusal harcamalarla kıyaslandığında GSYİH'nin sadece %1'idir.
- In comparison to him, I am still older.
- Onunla kıyaslarsak, ben hâlâ daha büyüğüm.
- Comparison is the thief of joy.
- Kıyaslama neşenin hırsızıdır.
- That isn't a valid comparison.
- Bu geçerli bir kıyaslama değil.
- The comparison is apt.
- Kıyaslama uygun.
Show More (4)
|
3 |
comparison |
benzerlik |
n. |
|
- He drew a comparison between English and Spanish.
- İngilizce ve İspanyolca arasında bir benzerlik kurdu.
Show More (-2)
|
4 |
comparison |
kıyas |
n. |
|
- Comparison is the thief of joy.
- Kıyas neşenin hırsızıdır.
Show More (-2)
|