|
- That the Commission and the Council will determine the final shape of the regulation should be a consolation.
- Yönetmeliğin nihai şeklini Komisyon ve Konsey'in belirleyecek olması bir teselli olsa gerek.
- The only consolation I have is that the turnout in the last American presidential elections was only 50%.
- Tek tesellim son Amerikan başkanlık seçimlerine katılım oranının sadece %50 olması.
- The imminent integration of Asia Minor will, no doubt, be a considerable consolation in this respect.
- Küçük Asya'nın yakın zamanda bütünleşecek olması şüphesiz bu açıdan önemli bir teselli olacaktır.
- It is five years' consolation for all those who are finished in their own countries.
- Bu, kendi ülkelerinde işi bitmiş olanlar için beş yıllık bir tesellidir.
- That was our only consolation.
- O bizim tek tesellimizdi.
- That was our only consolation.
- Tek tesellimiz buydu.
- Alex found consolation in the words of his friend.
- Alex arkadaşının sözleriyle teselli buldu.
Show More (4)
|
