1 |
crossing |
geçiş |
n. |
|
- There are 36 crossing points along this border where it is legally possible to cross.
- Bu sınır boyunca geçişin yasal olarak mümkün olduğu 36 geçiş noktası bulunmaktadır.
- The number of illegal crossing attempts in Bulgaria is negligible.
- Bulgaristan'daki yasadışı geçiş girişimlerinin sayısı ihmal edilebilir düzeydedir.
- Even in normal times there are not enough crossing points.
- Normal zamanlarda bile yeterli geçiş noktası yoktur.
- It makes me wonder how those early sea crossings happened.
- Bu, bana ilk deniz geçişlerinin nasıI olduğunu merak ettiriyor.
Show More (1)
|
2 |
crossing |
kavşak |
n. |
|
- The accident happened at that crossing.
- Kaza şu kavşakta oldu.
- Turn right at the next crossing.
- Bir sonraki kavşakta sağa dön.
- Turn right at the next crossing.
- Bir sonraki kavşaktan sağa dön.
Show More (0)
|
3 |
crossing |
yaya geçidi |
n. |
|
- You need to look in all directions before crossing the street, even at a crosswalk when the light is green.
- Yeşil ışık yandığında, caddeden geçmeden önce yaya geçidindeyken bile tüm yönlere bakman gerekir.
Show More (-2)
|
4 |
crossing |
geçit |
n. |
|
- The accident happened at that crossing.
- Kaza o geçitte oldu.
Show More (-2)
|