| 1 |
damaged |
hasar görmüş |
adj. |
|
- The building was heavily damaged by fire.
- Bina, yangında ağır şekilde hasar gördü.
- His car was seriously damaged.
- Onun arabası ciddi şekilde hasar gördü.
- Our ship is badly damaged.
- Gemimiz ağır hasar gördü.
- His bag was badly damaged.
- Onun çantası ağır hasar gördü.
- His car was seriously damaged.
- Arabası ciddi hasar gördü.
- Tom's bag was badly damaged.
- Tom'un çantası ağır hasar gördü.
- Our ship wasn't damaged in the battle.
- Gemimiz savaşta hasar görmedi.
- The crop suffered serious damage as a consequence of the early frost.
- Ekin erken donun bir sonucu olarak ciddi hasar gördü.
- My liver is heavily damaged.
- Karaciğerim ağır hasar gördü.
- My car was badly damaged in the accident.
- Arabam kazada ağır hasar gördü.
- Tom's truck was slightly damaged.
- Tom'un kamyoneti biraz hasar görmüş.
- Tom's bag was badly damaged.
- Tom'un çantası ağır hasar görmüştü.
- His bag was badly damaged.
- Çantası çok kötü hasar görmüş.
- This tissue has been irreversibly damaged.
- Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
- Our ship is severely damaged.
- Gemimiz ağır hasar gördü.
- It's badly damaged.
- Kötü hasar gördü.
- Tom said his house wasn't damaged.
- Tom evinin hasar görmediğini söyledi.
- My liver is heavily damaged.
- Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
- I found a bird whose wing was severely damaged.
- Kanadı ciddi biçimde hasar görmüş bir kuş buldum.
- The building was heavily damaged by fire.
- Bina yangında ağır hasar gördü.
- We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun yüzünden çatımız hasar gördü.
- He had his roof damaged.
- Çatısı hasar görmüş.
- This tissue has been irreversibly damaged.
- Bu doku geri dönüşü olmayan bir şekilde hasar görmüş.
Show More (20)
|
| 2 |
damaged |
hasarlı |
adj. |
|
- A damaged roof can cause damage in other areas of the home as well.
- Hasarlı bir çatı evin diğer alanlarında da hasara neden olabilir.
- Escort all damaged ships to the base, and be careful.
- Tüm hasarlı gemilere üsse kadar eşlik edin ve dikkatli olun.
- Water was coming out of the damaged pipe.
- Hasarlı borudan su akıyordu.
- Exfoliating creams remove dead or damaged skin cells.
- Peeling kremleri ölü veya hasarlı cilt hücrelerini temizler.
- The street is damaged.
- Sokak hasarlı.
- The house with the damaged roof has been repaired.
- Çatısı hasarlı olan ev onarıldı.
- The road is damaged.
- Yol hasarlı.
- Is it damaged?
- Hasarlı mı?
- Water was coming out of the damaged pipes.
- Hasarlı borulardan su çıkıyordu.
- Water was coming out of the damaged pipes.
- Su hasarlı borulardan dışarı çıkıyordu.
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
- Hasarlı bagaj için herhangi bir tazminat aldınız mı?
- Chris' heart felt so empty and damaged that it couldn't be repaired.
- Chris'in kalbi o kadar boş ve hasarlıydı ki tamir edilemiyordu.
- Water was coming out of the damaged pipe.
- Hasarlı borudan su çıkıyordu.
- Two of the coffee cups were found to be damaged on arrival.
- Kahve fincanlarından ikisinin varışta hasarlı olduğu tespit edilmiştir.
- It's badly damaged.
- Ağır hasarlı.
- The ship was not damaged.
- Gemi hasarlı değildi.
- All our systems were damaged.
- Bütün sistemlerimiz hasarlıydı.
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
- Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
Show More (15)
|
| 3 |
damaged |
zarar görmüş |
adj. |
|
- This plastic is not damaged by fire.
- Bu plastik yangından zarar görmemiş.
Show More (-2)
|
| 4 |
damaged |
bozulmuş |
adj. |
|
- If the machine is damaged, you are responsible.
- Eğer makine bozulursa, sen sorumlusun.
Show More (-2)
|
