defend - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
defend savunmak v.
  • In this respect, we really are willing to jointly defend our project.
  • Bu bakımdan, projemizi ortaklaşa savunmaya gerçekten istekliyiz.
  • That is a position I have often defended, both in the Commission and in outside discussions.
  • Bu, hem Komisyon'da hem de harici tartışmalarda sık sık savunduğum bir tutumdur.
  • They could thus defend their interests more forcefully.
  • Böylece çıkarlarını daha güçlü bir şekilde savunabileceklerdi.
Show More (213)
defend korumak v.
  • They must take it on the head for failing to defend their products.
  • Ürünlerini koruyamadıkları için bunu başlarına kakmalılar.
  • The United States has no hesitation in violating any agreements made in order to defend their interests.
  • Amerika Birleşik Devletleri, kendi çıkarlarını korumak için yapılan anlaşmaları ihlal etmekten çekinmemektedir.
  • Even in peacetime, she was not powerful enough to defend her empire against everyone.
  • Barış döneminde bile imparatorluğunu herkese karşı korumaya yetecek gücü yoktu.
Show More (12)
defend müdafaa etmek v.
  • I defended myself.
  • Kendimi müdafaa ettim.
  • Don't defend Fadil.
  • Fadıl'ı müdafaa etmeyin.
  • Layla tried to defend Sami.
  • Layla Sami'yi müdafaa etmeye çalıştı.
Show More (1)