deprive of - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
deprive of mahrum bırakmak v.
  • Women were deprived of their most basic human rights overnight.
  • Kadınlar bir gecede en temel insan haklarından mahrum bırakıldı.
  • We do not want a few states to be deprived of their veto right, as it were, when we come to revise the Treaty.
  • Antlaşmayı gözden geçirmeye geldiğimizde, birkaç devletin veto hakkından mahrum bırakılmasını istemiyoruz.
  • Can the seven Italian radicals be deprived of their equal political status with other groupings?
  • Yedi İtalyan radikal, diğer gruplarla eşit siyasi statüden mahrum bırakılabilir mi?
Show More (4)
deprive of mahrum etmek v.
  • No one can deprive of your human rights.
  • Kimse seni insan haklarından mahrum edemez.
Show More (-2)
deprive of yoksun bırakmak v.
  • No one shall be arbitrarily deprived of his property.
  • Hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.
Show More (-2)