disgraceful - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
disgraceful utanç verici adj.
  • These immigrants are under-paid; they are often housed in disgraceful conditions.
  • Bu göçmenlere düşük ücret ödeniyor; çoğu zaman utanç verici koşullarda barındırılıyorlar.
  • We all know that a disgraceful amount of fish is discarded in the European Union every year.
  • Avrupa Birliği'nde her yıl utanç verici miktarda balığın çöpe atıldığını hepimiz biliyoruz.
  • There has been no solidarity among European Union countries and that is disgraceful.
  • Avrupa Birliği ülkeleri arasında hiçbir dayanışma olmamıştır ve bu utanç vericidir.
Show More (25)