1 |
drama |
drama |
n. |
|
- There is no hurry, therefore, no drama, no cause for despair or distress.
- Dolayısıyla aceleye, dramaya, umutsuzluğa ya da sıkıntıya neden olacak bir durum yoktur.
- Let us treat the whole business as a didactic drama.
- Tüm bu işi didaktik bir drama olarak ele alalım.
- I don't like the drama any more than you do.
- Ben de dramayı senin kadar sevmiyorum.
- He's a drama queen.
- O bir drama kraliçesi.
- I'm studying English drama.
- İngilizce drama çalışıyorum.
- I went to the theater to see a modern drama.
- Modern bir drama izlemek için tiyatroya gittim.
- How does this drama end?
- Bu drama nasıl bitiyor?
- All the characters in this drama are fictitious.
- Bu dramadaki tüm karakterler hayali.
- There's a lot of drama in my family.
- Ailemde çok fazla drama var.
- They made the novel into a drama.
- Romanı bir drama haline getirdiler.
- Peggy did not go to see the drama, and neither did I.
- Peggy de ben de tiyatro dramasını izlemeye gitmedik.
- The drama was presented last month.
- Drama geçen ay sahneye kondu.
- Who is the author of this drama?
- Bu dramanın yazarı kimdir?
- I hate drama.
- Dramadan nefret ederim.
- Peggy did not go to see the drama, and neither did I.
- Peggy dramayı izlemeye gitmedi, ben de gitmedim.
- Who is the author of this drama?
- Bu dramanın yazarı kim?
- They made the novel into a drama.
- Onlar romanı bir dramaya çevirdiler.
- Why is there always so much drama around you?
- Neden senin etrafında hep bu kadar drama var?
- This drama will be on the air tomorrow.
- Bu drama yarın yayında olacak.
Show More (16)
|
2 |
drama |
dram |
n. |
|
- A never-ending drama seems to be unfolding in Burma.
- Burma'da hiç bitmeyen bir dram yaşanıyor gibi görünüyor.
- Indeed, behind the drama a political process has been brutally called into question.
- Aslında bu dramın arkasında siyasi bir süreç acımasızca sorgulanmaktadır.
- The drama being played out in the Middle East deserves more than hypocrisy or pious hopes.
- Orta Doğu'da oynanan dram, ikiyüzlülükten ya da dindar umutlardan daha fazlasını hak ediyor.
- We must respond quickly because we cannot close our eyes to the dramas currently being played out in our Member States.
- Hızlı bir şekilde yanıt vermeliyiz çünkü şu anda Üye Devletlerimizde yaşanan dramlara gözlerimizi kapatamayız.
- This film is a drama.
- Bu film bir dram.
- Leave your drama at the door.
- Dramınızı kapıda bırakın.
- I went to the theater to see a modern drama.
- Modern bir dram izlemek için tiyatroya gittim.
- We shouldn't overdramatise this drama.
- Bu dramı fazla dramatize etmemeliyiz.
- There's a lot of drama in my family.
- Ailemde birçok dram var.
- Leave your drama at the door.
- Dramını kapıda bırak.
- Why is there always so much drama around you?
- Neden senin etrafında bu kadar çok dram var?
Show More (8)
|
3 |
drama |
tiyatro |
n. |
|
- He majored in drama at college.
- Üniversitede tiyatro eğitimi aldı.
- I'm studying English drama.
- İngilizce tiyatro eğitimi alıyorum.
- He majored in drama at college.
- O, üniversitede tiyatro eğitimi aldı.
- I majored in drama.
- Tiyatroda uzmanlaştım.
- Tom majored in drama.
- Tom tiyatro bölümü okudu.
Show More (2)
|
4 |
drama |
oyun |
n. |
|
- The drama was presented last month.
- Oyun geçtiğimiz ay sahnelendi.
- How does this drama end?
- Bu oyun nasıl sona eriyor?
- All the characters in this drama are fictitious.
- Bu oyundaki tüm karakterler tamamen hayal ürünüdür.
- The drama differs from the original story.
- Oyun, orijinal hikayeden farklı.
Show More (1)
|
5 |
drama |
tiyatro sanatı |
n. |
|
- I majored in drama.
- Tiyatro sanatında ihtisas yaptım.
Show More (-2)
|
6 |
drama |
tiyatro edebiyatı |
n. |
|
- Tom majored in drama.
- Tom tiyatro edebiyatında okudu.
Show More (-2)
|