dubious - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
dubious şüpheli adj.
  • Furthermore, this proposal is of very dubious legal value.
  • Ayrıca bu önerinin hukuki değeri de oldukça şüphelidir.
  • For the oil industry to adduce, such an argument is pretty dubious.
  • Petrol endüstrisinin böyle bir argüman ileri sürmesi oldukça şüphelidir.
  • This dubious outcome in plenary today is certainly nothing to write home about.
  • Bugün genel kurulda alınan bu şüpheli sonuç kesinlikle ev hakkında yazılacak bir şey değil.
Show More (24)
dubious şüpheci adj.
  • I am always very dubious about suspicions of danger or risk.
  • Tehlike ya da risk şüpheleri konusunda her zaman çok şüpheciyimdir.
  • I was always dubious.
  • Her zaman şüpheciydim.
  • Tom is dubious, isn't he?
  • Tom şüpheci, değil mi?
Show More (0)
dubious kuşkulu adj.
  • Tom looked dubious for a moment.
  • Tom bir an için kuşkulu göründü.
  • Tom looks like he's dubious.
  • Tom kuşkulu görünüyor.
Show More (-1)