|
- We, the politicians, have an enormous responsibility to explain, educate and guide opinion.
- Biz politikacıların, kamuoyunu açıklama, eğitme ve yönlendirme konusunda büyük bir sorumluluğu vardır.
- How can we better educate club managers and organisers of games?
- Kulüp yöneticilerini ve oyun organizatörlerini nasıl daha iyi eğitebiliriz?
- We, the politicians, have an enormous responsibility to explain, educate and guide opinion.
- Biz politikacıların, kamuoyunu açıklama, eğitme ve yönlendirme gibi muazzam bir sorumluluğu var.
- You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
- İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
- She took pains to educate her children.
- O, çocuklarını eğitmek için saçını süpürge etti.
- Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
- Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri eğitti.
- We need to educate our children.
- Çocuklarımızı eğitmeliyiz.
- In the last analysis, methods don't educate children; people do.
- Son tahlilde, çocukları yöntemler eğitmez; insanlar eğitir.
- Educate your children!
- Çocuklarınızı eğitin!
- Educating the mind without educating the heart is no education at all.
- Kalbi eğitmeden zihni eğitmek hiç eğitim görmemektir.
- Those who have no children educate them well.
- Çocuğu olmayanlar onları iyi eğitir.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
- Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak üzere, bakım faaliyetlerimiz sırasında müşterilerimizi eğitmek ve kollamak için çalışıyoruz.
- Traveling educates young people.
- Seyahat genç insanları eğitir.
- Sami educated Layla about Islam.
- Sami Leyla'yı İslam konusunda eğitti.
- Educate yourself about money.
- Para hakkında kendinizi eğitin.
- You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
- İyi kahveyi kötüden ayırmak için dilinizi eğitmelisiniz.
- Educating the mind without educating the heart is no education at all.
- Kalbi eğitmeden aklı eğitmek, eğitim falan değildir.
- Sami educated Layla about Islam.
- Sami, Layla'yı İslam hakkında eğitti.
- Educate yourself before buying.
- Satın almadan önce kendinizi eğitin.
- Traveling educates young people.
- Seyahat etmek gençleri eğitir.
- The friend educates the friend.
- Arkadaş arkadaşı eğitir.
- Educate yourself about money.
- Kendinizi para konusunda eğitin.
- She took pains to educate her children.
- Çocuklarını eğitmek için çok uğraştı.
- Please educate me.
- Lütfen beni eğit.
Show More (21)
|
