1 |
fanatic |
fanatik |
n., adj. |
|
- A fanatic, by definition, has no interlocutors, only enemies.
- Bir fanatiğin tanımı gereği muhatabı yoktur, sadece düşmanı vardır.
- Tom is a sports fanatic.
- Tom bir spor fanatiğidir.
- Tom isn't a fanatic.
- Tom bir fanatik değil.
- Tom's a bit of a fanatic.
- Tom biraz fanatiktir.
- He's a fanatic.
- O bir fanatik.
- Tom isn't a fanatic.
- Tom bir fanatik değildir.
- I'm a sports fanatic.
- Ben bir spor fanatiğiyim.
- I'm not a fanatic.
- Ben fanatik değilim.
- Tom turned into a fanatic.
- Tom bir fanatiğe dönüştü.
- Tom was a desperate fanatic.
- Tom umutsuz bir fanatikti.
- Tom was a fanatic.
- Tom bir fanatikti.
- Tom's a bit of a fanatic.
- Tom biraz fanatik.
- Tom is a sports fanatic.
- Tom bir spor fanatiği.
- Tom is a fanatic.
- Tom bir fanatik.
- Tom turned into a fanatic.
- Tom bir fanatik haline gelmiş.
- Are you a religious fanatic?
- Dindar bir fanatik misin?
- She's a fanatic.
- O bir fanatik.
- He is a fanatic.
- O bir fanatik.
- Tom is a religious fanatic.
- Tom dindar bir fanatik.
- I'm not a fanatic.
- Ben bir fanatik değilim.
- Tom is a fitness fanatic.
- Tom bir fitness fanatiğidir.
- Are you a religious fanatic?
- Dindar bir fanatik misiniz?
- Tom was a desperate fanatic.
- Tom çaresiz bir fanatikti.
Show More (20)
|
2 |
fanatic |
fanatik |
n. |
|
- At any rate, President Ali only has religious fanatics in mind.
- Her halükarda, Başkan Ali'nin aklında sadece dini fanatikler var.
- Our concern now is to combat the international terrorism fostered by some notorious fanatics.
- Şu anki kaygımız, bazı azılı fanatikler tarafından teşvik edilen uluslararası terörizmle mücadele etmektir.
- It would probably please everyone, except for unification fanatics.
- Birleşme fanatikleri dışında muhtemelen herkesi memnun edecektir.
- I hate fanatics.
- Fanatiklerden nefret ediyorum.
- I hate fanatics.
- Fanatiklerden nefret ederim.
Show More (2)
|
3 |
fanatic |
yobaz |
adj. |
|
- Tom is a religious fanatic.
- Tom yobaz biri.
Show More (-2)
|