fanatic - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
fanatic fanatik n., adj.
  • A fanatic, by definition, has no interlocutors, only enemies.
  • Bir fanatiğin tanımı gereği muhatabı yoktur, sadece düşmanı vardır.
  • Tom is a sports fanatic.
  • Tom bir spor fanatiğidir.
  • Tom isn't a fanatic.
  • Tom bir fanatik değil.
Show More (20)
fanatic fanatik n.
  • At any rate, President Ali only has religious fanatics in mind.
  • Her halükarda, Başkan Ali'nin aklında sadece dini fanatikler var.
  • Our concern now is to combat the international terrorism fostered by some notorious fanatics.
  • Şu anki kaygımız, bazı azılı fanatikler tarafından teşvik edilen uluslararası terörizmle mücadele etmektir.
  • It would probably please everyone, except for unification fanatics.
  • Birleşme fanatikleri dışında muhtemelen herkesi memnun edecektir.
Show More (2)
fanatic yobaz adj.
  • Tom is a religious fanatic.
  • Tom yobaz biri.
Show More (-2)