|
- I still feel bad.
- Hâlâ kötü hissediyorum.
- I really feel bad about it.
- Bu konuda gerçekten kötü hissediyorum.
- I feel bad for her.
- Onun için kötü hissediyorum.
- I'm feeling bad.
- Kötü hissediyorum.
- I didn't feel bad.
- Kötü hissetmedim.
- I feel bad today.
- Bugün kötü hissediyorum.
- I feel bad that I can't come today.
- Bugün gelemediğim için kötü hissediyorum.
- I feel bad enough already.
- Zaten yeterince kötü hissediyorum.
- I feel bad about it.
- Bu konuda kötü hissediyorum.
- I feel bad that Tom isn't here.
- Tom burada olmadığı için kötü hissediyorum.
- I feel bad about this.
- Bunun hakkında kötü hissediyorum.
- She felt bad.
- Kötü hissediyordu.
- I felt bad about it all day.
- O konuda kendimi bütün gün kötü hissettim.
- I felt bad for Tom.
- Tom için kötü hissettim.
- It made me feel bad.
- Bu beni kötü hissettirdi.
- Tom really feels bad.
- Tom gerçekten kötü hissediyor.
- I really feel bad.
- Gerçekten kötü hissediyorum.
- I know you feel bad.
- Kötü hissettiğini biliyorum.
- I feel bad for them.
- Onlar için kötü hissediyorum.
- Tom said he was feeling bad.
- Tom kötü hissettiğini söyledi.
- Yeah, I felt bad when we broke up, but I don't lose any sleep over it.
- Evet, ayrıldığımızda kötü hissettim ama uykularım kaçmıyor.
- I didn't mean to make you feel bad.
- Seni kötü hissettirmek istemedim.
- Don't feel bad.
- Kötü hissetme.
- You don't have to feel bad for that.
- Bunun için kötü hissetmek zorunda değilsiniz.
- Do you feel bad?
- Kötü hissediyor musun?
- Sami felt bad.
- Sami kötü hissetti.
- It didn't feel bad.
- Kötü hissettirmedi.
- You should feel bad for her.
- Onun adına kötü hissetmelisin.
- You should feel bad for them.
- Onlar adına kötü hissetmelisiniz.
- I didn't mean to make you feel bad.
- Seni kötü hissettirmek istememiştim.
- We should feel bad for them.
- Onlar adına kötü hissetmeliyiz.
- I feel bad for those people.
- Ben bu insanlar için kötü hissediyorum.
- She felt bad.
- O kötü hissetti.
- Tom said that Mary was feeling bad.
- Tom, Mary'nin kötü hissettiğini söyledi.
- I certainly feel bad.
- Kesinlikle kötü hissediyorum.
- I felt bad.
- Kötü hissettim.
- Tom told me he felt bad about that.
- Tom bu konuda kötü hissettiğini söyledi.
- Hey, don't feel bad.
- Hey, kötü hissetme.
- You should feel bad for him.
- Onun için kötü hissetmelisin.
- She feels bad today.
- Bugün o kötü hissediyor.
- You should feel bad for Tom.
- Tom için kötü hissetmelisin.
- Tom said he felt bad about that.
- Tom bu konuda kötü hissettiğini söyledi.
- I should feel bad for them.
- Onlar için kötü hissetmeliyim.
- Seeing that her husband was feeling bad, Ana called for the doctor.
- Kocasının kötü hissettiğini gören Ana, doktor çağırdı.
- You should feel bad for them.
- Onlar için kötü hissetmelisin.
- Now I feel bad.
- Şimdi kötü hissediyorum.
- I almost felt bad for him.
- Neredeyse kendimi onun için kötü hissettim.
- I feel bad about not having gone to his funeral.
- Onun cenazesine gitmemiş olmamla ilgili kötü hissediyorum.
- Tom said he felt bad about what he'd done.
- Tom yaptığı şey için kötü hissettiğini söyledi.
- If it makes you feel bad, why do you smoke?
- Bu sana kötü hissettiriyorsa, neden sigara içiyorsun?
- Tom said he felt bad about what he'd done.
- Tom yaptığı şey hakkında kötü hissettiğini söyledi.
- We all felt bad.
- Hepimiz kötü hissettik.
- I didn't feel bad.
- Ben kötü hissetmiyordum.
- I'm not trying to make you feel bad.
- Ben seni kötü hissettirmeye çalışmıyorum.
- I feel bad for everybody.
- Herkes için kötü hissediyorum.
- Tom felt bad.
- Tom kötü hissetti.
- I still feel bad.
- Hala kötü hissediyorum.
- Actually, I feel bad for Tom.
- Aslında Tom için kötü hissediyorum.
- You shouldn't feel bad.
- Kötü hissetmemelisin.
Show More (56)
|
|
- I feel bad about leaving you all by yourself at work too.
- Seni işte tek başına bıraktığım için de kendimi kötü hissediyorum.
- I feel bad about leaving you all by yourself at work too.
- Seni işte yalnız bıraktığım için de kendimi kötü hissediyorum.
- Don't feel bad.
- Kendinizi kötü hissetmeyin.
- I felt bad about it all day.
- Bütün gün kendimi kötü hissettim.
- I'm not trying to make you feel bad.
- Sana kendini kötü hissettirmeye çalışmıyorum.
- She was fine before lunch, but felt bad afterwards.
- O, öğle yemeğinden önce iyiydi ama sonradan kendini kötü hissetti.
- You should feel bad for her.
- Onun için kendini kötü hissetmen gerekir.
- I feel bad that I can't come today.
- Bugün gelemeyeceğim için kendimi kötü hissediyorum.
- I feel bad about this.
- Bu konuda kendimi kötü hissediyorum.
- You shouldn't feel bad.
- Kendini kötü hissetmemelisin.
- Tom said he was feeling bad.
- Tom kendini kötü hissettiğini söyledi.
- I felt bad about what I did.
- Yaptığım şey için kendimi kötü hissettim.
- I'm feeling better now, but I sure felt bad this morning.
- Şimdi daha iyiyim ama bu sabah kendimi kötü hissetmiştim.
- I feel bad about lying.
- Yalan söylediğim için kendimi kötü hissediyorum.
- I feel bad about ruining your party.
- Partini mahvettiğim için kendimi kötü hissediyorum.
- No one should feel bad for Tom.
- Kimse Tom için kendini kötü hissetmemeli.
- I don't feel bad about that.
- O konuda kendimi kötü hissetmiyorum.
- We all felt bad.
- Hepimiz kendimizi kötü hissettik.
- She feels bad today.
- Bugün kendini kötü hissediyor.
- I feel bad about what happened.
- Olanlar için kendimi kötü hissediyorum.
- Tom said he felt bad.
- Tom kendini kötü hissettiğini söyledi.
- I feel bad that Tom isn't here.
- Tom burada olmadığı için kendimi kötü hissediyorum.
- I still feel bad about it.
- Bu konuda hâlâ kendimi kötü hissediyorum.
- I feel bad for that guy.
- O adam için kendimi kötü hissediyorum.
- I'm feeling bad.
- Kendimi kötü hissediyorum.
- I feel bad about that.
- Bu konuda kendimi kötü hissediyorum.
- Tom said that Mary was feeling bad.
- Tom, Mary'nin kendini kötü hissettiğini söyledi.
- I feel bad.
- Kendimi kötü hissediyorum.
- Should I feel bad?
- Kendimi kötü hissetmem mi gerekiyor?
- I'm feeling better now, but I sure felt bad this morning.
- Şu an kendimi daha iyi hissediyorum ama bu sabah kendimi kötü hissetmiştim.
- I feel bad about not having gone to his funeral.
- Cenazesine gitmediğim için kendimi kötü hissediyorum.
- You don't have to feel bad for that.
- Bunun için kendini kötü hissetmene gerek yok.
- I feel bad today.
- Bugün kendimi kötü hissediyorum.
- Now I feel bad.
- Şimdi kendimi kötü hissediyorum.
- Sami felt bad.
- Sami kendini kötü hissediyordu.
- Don't make me feel bad about doing what I did.
- Yaptığım şey için kendimi kötü hissettirme.
- I felt bad about that.
- Bu konuda kendimi kötü hissettim.
- I feel bad about lying to Tom.
- Tom'a yalan söylediğim için kendimi kötü hissediyorum.
- I don't feel bad about that.
- Bu konuda kendimi kötü hissetmiyorum.
- I felt bad.
- Kendimi kötü hissettim.
- No one should feel bad for Tom.
- Kimsenin Tom için kendini kötü hissetmemesi gerekir.
Show More (38)
|
