fertile - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
fertile verimli adj.
  • All this creates fertile ground for the rise in forms of racism.
  • Tüm bunlar ırkçılık türlerinin yükselmesi için verimli bir zemin yaratmaktadır.
  • This formed a fertile breeding ground for a Maoist insurgency, which claimed 7 000 lives.
  • Bu durum, 7000 kişinin hayatına mal olan Maoist isyan için verimli bir zemin oluşturdu.
  • We have managed to bring in hundreds of amendments, which says a lot for the fertile imagination of Parliament.
  • Yüzlerce değişiklik önergesi vermeyi başardık ki bu da Parlamento'nun verimli hayal gücü için çok şey söylüyor.
Show More (14)
fertile bereketli adj.
  • Tom has a fertile imagination.
  • Tom'un bereketli bir hayal gücü var.
  • Now there is nothing but desert, where there used to be a fertile plain.
  • Şimdi, bereketli bir ovanın olduğu yerde, çölden başka bir şey yok.
  • This valley is very fertile.
  • Bu vadi çok bereketli.
Show More (0)
fertile doğurgan adj.
  • She has a fertile imagination.
  • Onun doğurgan bir hayal gücü var.
  • Layla was very fertile.
  • Leyla çok doğurgandı.
Show More (-1)