Tureng - fight for - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	fight for	uğruna savaşmak	v.
	That is a right one should of course be prepared to fight for. Bu, elbette uğruna savaşmaya hazır olunması gereken bir haktır. They're important to a cause I'm fighting for. Uğruna savaştığım bir amaç için önemliler. It's a bigger cause we are fighting for. Uğruna savaştığımız daha büyük bir dava var. I know what it's like to lose people fighting for a cause. Bir amaç uğruna savaşan insanları kaybetmenin ne demek olduğunu bilirim. They're here with us, fighting for the same cause. Onlar da burada bizimle birlikte aynı amaç uğruna savaşıyorlar. They're important to a cause I'm fighting for. Uğruna savaştığım dava adına önemliler. I know what it's like to lose people fighting for a cause. Bir amaç uğruna savaşan insanları kaybetmek nedir bilirim. I know what it's like to lose people fighting for a cause. Bir amaç uğruna savaşan insanları kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. They're important to a cause I'm fighting for. Uğruna savaştığım dava için önemliler. It's a bigger cause we are fighting for. Uğruna savaştığımız daha büyük bir amaç. They fought for the sake of their country. Ülkeleri uğruna savaştılar. It's something worth fighting for. Uğruna savaşmaya değer bir şey. Dan was fighting for his life. Dan hayatı uğruna savaşıyordu. Freedom can never be secure if people don't fight for it. İnsanlar uğruna savaşmazsa özgürlük asla güvende olamaz. I won't give up because I have something worth fighting for. Pes etmeyeceğim çünkü uğruna savaşmaya değer bir şeyim var. Freedom is what we're fighting for. Uğruna savaştığımız şey özgürlüktür. People can't have freedom if they don't fight for it. İnsanlar uğruna savaşmazlarsa özgürlüğe sahip olamazlar. They fought for the sake of their country. Onlar ülkeleri uğruna savaştılar. Show More (15)
2	fight for	uğruna mücadele etmek	v.
	This type of Europe is not the European Europe for which I have fought for 40 years. Bu tür bir Avrupa, benim 40 yıldır uğruna mücadele ettiğim Avrupa değildir. They want to extinguish the personal and collective rights and democratic freedoms that workers have fought for. İşçilerin uğruna mücadele ettiği kişisel ve kolektif hakları ve demokratik özgürlükleri ortadan kaldırmak istiyorlar. Rights are not given, they are fought for. Haklar verilmez, uğrunda mücadele edilir. Show More (0)