grading - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
grading derecelendirme n.
  • There is no point in grading them on a scale of evilness and calling Fidel Castro's dictatorship 'benign'.
  • Fidel Castro'nun diktatörlüğüne "iyi huylu" diyerek onları kötülük skalasında derecelendirmenin bir anlamı yoktur.
  • Thirdly, we want to amend the provisions on grading the catches in order to reduce discards.
  • Üçüncü olarak ıskartaları azaltmak amacıyla avların derecelendirilmesine ilişkin hükümlerde değişiklik yapmak istiyoruz.
  • There is no point in grading them on a scale of evilness and calling Fidel Castro's dictatorship 'benign'.
  • Fidel Castro'nun diktatörlüğüne 'iyi huylu' diyerek onları kötülük skalasında derecelendirmenin bir anlamı yoktur.
Show More (0)
grading not verme n.
  • Tom sat at his desk grading papers.
  • Tom masasında oturmuş kağıtlara not veriyordu.
  • I'm grading papers.
  • Kağıtlara not veriyorum.
  • Tom is grading papers.
  • Tom kağıtlara not veriyor.
Show More (0)