household - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
household ev n.
  • Similarly, we very often deal with water in our jobs and households.
  • Benzer şekilde, işlerimizde ve evlerimizde sıklıkla su ile uğraşıyoruz.
  • My robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.
  • Benim robot, yemekler hazırlayacak,temizlik yapacak, bulaşıkları yıkayacak ve diğer ev işlerini yapacak.
  • My robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.
  • Robotum yemek hazırlayacak, temizlik yapacak, bulaşık yıkayacak ve diğer ev işlerini yapacak.
Show More (19)
household hane n.
  • It therefore puts a strain on the poorest households.
  • Bu nedenle en yoksul haneler üzerinde bir baskı oluşturmaktadır.
  • The directives also set a binding collection target of 4 kg per inhabitant per year from private households.
  • Direktifler ayrıca özel hanelerden kişi başına yılda 4 kg'lık bağlayıcı bir toplama hedefi belirlemiştir.
  • Maybe the price of a pizza for an average household once a year.
  • Belki de yılda bir kez ortalama bir hane için bir pizza fiyatı.
Show More (6)
household ev halkı n.
  • The whole household was up and ready for the trip.
  • Tüm ev halkı ayakta ve yolculuk için hazırdı.
  • There are 5 members of my household.
  • Benim ev halkımın 5 üyesi vardır.
  • A household is a group that shares the same living space and finances.
  • Ev halkı, aynı yaşam alanını ve mali kaynakları paylaşan bir gruptur.
Show More (2)
household hane halkı n.
  • More up-to- date figures based on regional household consumption in 1994 suggest a similar gap.
  • Bölgesel hane halkı tüketimine dayalı daha güncel rakamlar 1994 yılında benzer bir uçuruma işaret etmektedir.
  • These liberalisations should be genuinely set in motion so that they are perceptible to households.
  • Bu liberalizasyonlar, hane halkları tarafından algılanabilmeleri için gerçekten harekete geçirilmelidir.
Show More (-1)
household ev işinde kullanılan adj.
  • All these household appliances make the electric bill skyrocket.
  • Tüm bu ev aletleri elektrik faturasını hepten şişiriyor.
Show More (-2)
household aile n.
  • In particular, health-care workers or household members of a SARS patient have been known to be affected.
  • Özellikle sağlık çalışanlarının ya da SARS hastalarının aile fertlerinin hastalığa yakalandığı bilinmektedir.
Show More (-2)