|
- The bakery is immediately behind the post office.
- Fırın postanenin hemen arkasında.
- Will we have success immediately?
- Hemen başarıya ulaşacak mıyız?
- We immediately stressed that the new Parliament must work in tandem with the new Commission right from the start.
- Yeni Parlamento'nun en başından itibaren yeni Komisyon ile birlikte çalışması gerektiğini hemen vurguladık.
- We did so immediately, and the Commission presented its report to the Ghent European Council.
- Biz bunu hemen yaptık ve Komisyon raporunu Ghent Avrupa Konseyi'ne sundu.
- It is not immediately evident to the public which taxes go towards financing the EU's outgoings.
- AB'nin giderlerinin hangi vergilerle finanse edildiği kamuoyu tarafından hemen anlaşılamamaktadır.
- As far as enlargement is concerned, the number of services linked up will not actually be increased immediately now.
- Genişleme ile ilgili olarak, bağlantılı hizmetlerin sayısı aslında hemen şimdi arttırılmayacaktır.
- And so you shall, but not immediately.
- Ve öyle yapacaksınız, ama hemen değil.
- We shall now proceed immediately to the vote.
- Şimdi hemen oylamaya geçelim.
- The vote will take place immediately after this debate.
- Oylama bu tartışmanın hemen ardından yapılacaktır.
- The vote will take place immediately.
- Oylama hemen yapılacaktır.
- They are ready to start work again immediately.
- Çalışmalara hemen yeniden başlamaya hazırlar.
- We need to know immediately what kind of situation she is in.
- Ne tür bir durumda olduğunu hemen bilmemiz gerekiyor.
- He can think back to what has happened domestically and thus will immediately know whether the law is respected or not.
- Yurtiçinde neler olduğunu düşünebilir ve böylece yasalara uyulup uyulmadığını hemen anlayabilir.
- The question which immediately comes to mind is whether this is the best solution.
- Hemen akla gelen soru ise bunun en iyi çözüm olup olmadığıdır.
- We must immediately make them feel at home and that they are welcome.
- Onlara hemen kendilerini evlerinde ve hoş karşılandıklarını hissettirmeliyiz.
- So what do we need to happen immediately?
- Öyleyse hemen yapmamız gereken nedir?
- This will immediately mean more controls and inspections and less time for the farmer to tend his stock.
- Bu hemen daha fazla kontrol ve denetim ve çiftçinin hayvanlarıyla ilgilenmesi için daha az zaman anlamına gelecektir.
- The question which immediately comes to mind is whether this is the best solution.
- Hemen akla gelen soru, bunun en iyi çözüm olup olmadığıdır.
- More trade, the big global discussion, does not immediately help these people.
- Büyük küresel tartışma olan daha fazla ticaret bu insanlara hemen yardımcı olmuyor.
- It is immediately apparent that consumers are protected by rights such as these.
- Tüketicilerin bu gibi haklarla korunduğu hemen anlaşılmaktadır.
- Needless to say, not every innovation is immediately accessible to the public at large.
- Her yeniliğin kamuoyu tarafından hemen erişilebilir olmadığını söylemeye gerek yok.
- Firstly, they are projects at an advanced stage of development that can be launched immediately.
- İlk olarak, bunlar hemen başlatılabilecek ileri bir geliştirme aşamasındaki projelerdir.
- We expect talks to begin immediately in 2004.
- Görüşmelerin 2004 yılında hemen başlamasını bekliyoruz.
- The insurance companies will not immediately be able to appropriate this large market for themselves.
- Sigorta şirketleri bu büyük pazarı hemen kendilerine mal edemeyecekler.
- Why do we not bring that regulation forward immediately and not have our hands forced?
- Neden bu düzenlemeyi hemen gündeme getirmiyoruz ve elimizi kolumuzu bağlamıyoruz?
- We reacted immediately with an additional EUR 4 million.
- Hemen 4 milyon Avro'luk ek bir kaynakla karşılık verdik.
- I do not believe that the statements made within the Council and the votes are available to the public immediately.
- Konsey'de yapılan açıklamaların ve oylamaların hemen kamuoyuna açıklanabileceğine inanmıyorum.
- I think it would not be right to vote on it immediately.
- Bence bunu hemen oylamak doğru olmaz.
- Indeed, what happens to one pass immediately affects all the others.
- Gerçekten de, bir pasa olan şey hemen diğerlerini de etkiler.
- I was here, and I spoke immediately afterwards.
- Buradaydım ve hemen ardından konuştum.
- We shall now proceed immediately to the vote.
- Şimdi hemen oylamaya geçiyoruz.
- The explosive device is not immediately apparent and no details of the incident are known.
- Patlayıcı cihaz hemen fark edilmemiştir ve olayla ilgili herhangi bir ayrıntı bilinmemektedir.
- We can do this immediately.
- Bunu hemen yapabiliriz.
- Immediately following the vote on the 2002 Budget I asked how exactly Budget line B3-306 had been voted on.
- 2002 Bütçesinin oylanmasının hemen ardından B3-306 Bütçe kaleminin tam olarak nasıl oylandığını sordum.
- This is, in fact, what we had asked for, but the Council, because of difficulties, did not immediately accept it.
- Aslında bizim istediğimiz de buydu, ancak Konsey zorluklar nedeniyle bunu hemen kabul etmedi.
- Indeed, what happens to one pass immediately affects all the others.
- Gerçekten de, bir geçişte yaşananlar hemen diğerlerini de etkilemektedir.
- You replied that yes, of course, you would see to it immediately.
- Siz de evet, tabii ki hemen ilgileneceğim diye cevap verdiniz.
- Either you take intensive courses in the 11 EU languages, or we give you a pair of headphones immediately.
- Ya 11 AB dilinde yoğun kurslar alırsınız ya da size hemen bir çift kulaklık veririz.
- Needless to say, not every innovation is immediately accessible to the public at large.
- Söylemeye gerek yok ki, her inovasyon halkın geneli için hemen erişilebilir değildir.
- It ought not, therefore, to be immediately interpreted as a ban.
- Bu nedenle, hemen bir yasak olarak yorumlanmamalıdır.
- We are going quickly, so let us hold a second round immediately.
- Hızlı gidiyoruz, bu nedenle hemen ikinci bir tur yapalım.
- They are ready to start work again immediately.
- Hemen tekrar çalışmaya başlamaya hazırlar.
- In the game, you can find an armor/weapon shop and plenty of upgrades you can check out immediately.
- Oyunda bir zırh/silah dükkanı ve hemen satın alabileceğiniz çok sayıda yükseltme bulabilirsiniz.
- Unfortunately, the trade can't happen immediately.
- Ne yazık ki, değiş tokuş hemen olamaz.
- You can immediately do it on a USB flash drive or disk.
- Bunu hemen bir USB flash sürücü veya disk üzerinde yapabilirsiniz.
- Go immediately to the nearest hospital or emergency service.
- Hemen en yakın hastaneye ya da acil servise gidin.
- Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
- Bacaklarda üşüme hissi rahatsızlığa ve hemen ısınma isteğine neden olur.
- When you hear the alarm, come down immediately.
- Alarmı duyduğunuzda, hemen aşağı inin.
- Visitors need to know that they're in the right place immediately.
- Ziyaretçilerin hemen doğru yerde olduklarını bilmeleri gerekir.
- Unfortunately, the trade can't happen immediately.
- Maalesef değiş tokuş hemen gerçekleşemez.
- Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
- Bacaklarda üşüme hissi rahatsızlığa ve hemen ısınma arzusuna neden olur.
- Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
- Bacaklarda üşüme hissi duymak rahatsızlığa ve hemen ısınma isteğine neden olur.
- Sunlight, heat, chemical reactions, and other various energy sources cause molecules to break down immediately.
- Güneş ışığı, ısı, kimyasal reaksiyonlar ve diğer çeşitli enerji kaynakları moleküllerin hemen parçalanmasına neden olur.
- Unfortunately, the trade can't happen immediately.
- Ne yazık ki, takas hemen gerçekleşemez.
- If you don't eat breakfast at all, start immediately.
- Eğer hiç kahvaltı yapmıyorsanız, hemen yapmaya başlayın.
- Immediately after the election the two groups reunited.
- Seçimin hemen ardından iki grup yeniden bir araya geldi.
- When you hear the alarm, you must immediately come down.
- Alarmı duyduğunuzda, hemen aşağı inmelisiniz.
- If you don't eat breakfast at all, start immediately.
- Eğer hiç kahvaltı yapmıyorsanız hemen başlayın.
- She recognized immediately the voice of the young man that she had called.
- Aradığı genç adamın sesini hemen tanıdı.
- Police immediately began investigating.
- Polis hemen soruşturmaya başladı.
- Tom was arrested and immediately taken to headquarters.
- Tom tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.
- Tom denied the accusation immediately.
- Tom suçlamayı hemen reddetti.
- The general wished to attack immediately.
- General hemen saldırmak istedi.
- It should be revoked immediately.
- Bu hemen iptal edilmeli.
- I have to leave immediately.
- Hemen gitmeliyim.
- Please get out of here immediately.
- Lütfen hemen buradan çıkın.
- I hope you won't expect results immediately.
- Hemen sonuç beklemeyeceğinizi umuyorum.
- The boy wasn't immediately identified.
- Çocuğun kimliği hemen tespit edilmedi.
- The company didn't immediately respond to requests for comment.
- Şirket yorum taleplerine hemen cevap vermedi.
- I insist that we leave immediately.
- Hemen gitmemiz konusunda ısrar ediyorum.
- Mary liked it immediately.
- Mary hemen beğendi.
- Sami tried to escape but he was caught immediately.
- Sami kaçmaya çalıştı ama hemen yakalandı.
- Bring her here immediately.
- Onu hemen buraya getirin.
- She caught his eye immediately.
- Onunla hemen göz göze geldi.
- I immediately stopped laughing.
- Hemen gülmeyi bıraktım.
- Turn to the left immediately after the corner.
- Köşeden sonra hemen sola dön.
- Search and rescue operations began immediately.
- Arama ve kurtarma çalışmaları hemen başladı.
- Sami immediately called authorities.
- Sami hemen yetkilileri aradı.
- I'll see to it immediately.
- Hemen ilgileneceğim.
- The maid immediately cleaned the dishes from the table.
- Hizmetçi bulaşıkları hemen masadan temizledi.
- I recognized him immediately.
- Hemen tanıdım onu.
- The children need to go to bed immediately.
- Çocukların hemen yatması gerekiyor.
- They immediately began arguing about many issues.
- Onlar birçok konu hakkında hemen tartışmaya başladı.
- Tom will do that immediately.
- Tom bunu hemen yapacaktır.
- I'll speak to Tom about that immediately.
- Bu konuyu hemen Tom'la konuşacağım.
- Tom knew immediately what he should do.
- Tom ne yapması gerektiğini hemen anladı.
- Tom immediately fell asleep.
- Tom hemen uykuya daldı.
- Tom left immediately.
- Tom hemen gitti.
- I am looking for friends who can design immediately.
- Hemen tasarım yapabilecek arkadaşlar arıyorum.
- I need to see you immediately.
- Seni hemen görmem gerek.
- You need to call Tom immediately.
- Tom'u hemen aramalısın.
- I'd like you to leave immediately.
- Hemen ayrılmanı istiyorum.
- If I were you, I'd start immediately.
- Yerinde olsam hemen başlardım.
- Tom knew immediately what had happened.
- Tom ne olduğunu hemen bildi.
- Tom denied the accusation immediately.
- Tom hemen suçlamayı reddetti.
- If you went to sleep immediately it would have been better.
- Hemen gidip uyusaydın daha iyi olurdu.
- You need to go there immediately.
- Hemen oraya gitmelisin.
- When the tempura I make cools down, it immediately loses its crispiness and doesn't taste very good.
- Yaptığım tempura soğuduğunda hemen gevrekliğini kaybediyor ve tadı pek güzel olmuyor.
- I remembered you immediately.
- Seni hemen hatırladım.
- I wish to see her immediately.
- Ben hemen onu görmek istiyorum.
- I wish to see her immediately.
- Onu hemen görmek istiyorum.
- Go home immediately.
- Hemen eve git.
- Tom was hooked immediately.
- Tom hemen bağlandı.
- She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world.
- Ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, o da hemen işi bıraktı ve dünya turuna çıktı.
- Tom immediately called an ambulance.
- Tom hemen bir ambulans çağırmıştı.
- I was notified immediately of Tom's arrival.
- Tom'un gelişinden hemen haberdar edildim.
- Tom immediately went to Mary's place.
- Tom hemen Mary'nin evine gitti.
- I immediately thought of you.
- Hemen seni düşündüm.
- Tom immediately notified the police.
- Tom hemen polise bildirdi.
- Had I the money, I would immediately acquire this computer.
- Param olsaydı, hemen bu bilgisayarı alırdım.
- Tom was arrested immediately.
- Tom hemen tutuklandı.
- I recognised him immediately.
- Onu hemen tanıdım.
- Many people buy lottery tickets with the dream of immediately becoming wealthy.
- Birçok insan hemen zengin olma hayaliyle piyango bileti alır.
- Additions and deletions are not shown immediately.
- Ekleme ve çıkarmalar hemen gösterilmiyor.
- The old man was hit by a car and was immediately taken to the hospital.
- Yaşlı adama bir araba çarptı ve hemen hastaneye kaldırıldı.
- Tom immediately drove to pick up Mary from school.
- Tom hemen Mary'yi okuldan almaya gitti.
- I always wake up before eight o'clock, but I never get up immediately.
- Her zaman saat sekizden önce uyanırım ama asla hemen kalkmam.
- Sami's interrogation ended immediately.
- Sami'nin sorgusu hemen sona erdi.
- You must go there immediately.
- Hemen oraya gitmelisin.
- Call her immediately.
- Onu hemen arayın.
- The assassin was immediately caught, put into a car and driven away from the crime scene.
- Suikastçı hemen yakalandı, bir arabaya bindirildi ve olay yerinden uzaklaştırıldı.
- You must leave immediately.
- Hemen gitmelisiniz.
- You should go to a dentist immediately.
- Hemen bir dişçiye gitmelisiniz.
- We leave immediately.
- Hemen gidiyoruz.
- The sign was immediately removed.
- İşaret hemen kaldırıldı.
- Stop that immediately.
- Hemen onu durdurun.
- I want you to stop this immediately.
- Bunu hemen durdurmanı istiyorum.
- Tom answered immediately.
- Tom hemen cevap verdi.
- Layla immediately wanted to meet Sami.
- Leyla hemen Sami ile tanışmak istedi.
- He left immediately.
- Hemen gitti.
- Climb down out of that tree immediately!
- Hemen o ağaçtan in!
- Tom was immediately concerned.
- Tom hemen endişelendi.
- I immediately built a fire.
- Hemen bir ateş yaktım.
- Police immediately began investigating.
- Polis hemen araştırmaya başladı.
- You have to leave immediately.
- Hemen gitmelisiniz.
- We should leave immediately.
- Hemen gitmeliyiz.
- Please get out of my office immediately.
- Lütfen ofisimden hemen çıkın.
- The man was immediately arrested.
- Adam hemen tutuklandı.
- Dan immediately took a liking to Linda.
- Dan hemen Linda'dan hoşlanmaya başladı.
- When Cinderella heard midnight sounding, she left immediately.
- Külkedisi gece yarısı sesini duyunca, hemen ayrıldı.
- I'd like you to leave immediately.
- Hemen gitmenizi istiyorum.
- I didn't immediately understand it.
- Hemen anlayamadım.
- He immediately sought a response.
- Hemen bir cevap aradı.
- He will telephone you immediately when he comes back.
- Döndüğünde hemen size telefon edecek.
- He asked me to return the money to him immediately.
- Benden parayı hemen ona iade etmemi istedi.
- He is immediately above me in rank.
- Rütbe olarak hemen üzerimdedir.
- If you do not move immediately, you will be arrested.
- Hemen harekete geçmezseniz tutuklanacaksınız.
- He immediately got angry.
- Hemen sinirlendi.
- Tom said he called the police immediately.
- Tom hemen polisi aradığını söyledi.
- The police told the demonstrators that they'd be arrested if they didn't move immediately.
- Polis göstericilere hemen harekete geçmezlerse tutuklanacaklarını söyledi.
- Why wasn't I notified about this immediately?
- Neden bu konuda hemen bilgilendirilmedim?
- Tom told Mary to do it immediately.
- Tom, Mary'ye bunu hemen yapmasını söyledi.
- Please get out immediately.
- Lütfen hemen çıkın.
- I spotted Tom immediately.
- Tom'u hemen fark ettim.
- You need to act immediately; later will be too late.
- Hemen harekete geçmelisiniz; daha sonra çok geç olacak.
- He asked me to return the money to him immediately.
- Parayı hemen ona iade etmemi istedi.
- When the phone rang in the middle of the night, she immediately knew something was wrong.
- Gecenin bir yarısı telefon çaldığında, bir şeylerin ters gittiğini hemen anladı.
- He denied it immediately.
- Bunu hemen inkar etti.
- Tom didn't immediately give up hope.
- Tom umudunu hemen yitirmedi.
- I liked it immediately.
- Ben hemen beğendim.
- Notify them immediately.
- Onları hemen haberdar edin.
- Tom will do that immediately.
- Tom onu hemen yapacak.
- You must start immediately.
- Hemen başlamalısın.
- Please call the FBI immediately.
- Lütfen hemen FBI'ı arayın.
- The sign was immediately removed.
- Tabela hemen kaldırıldı.
- She lost her hat, but found it immediately.
- Şapkasını kaybetti ama onu hemen buldu.
- I suggest you come back home immediately.
- Ben hemen eve gelmeni öneririm.
- If you explain everything in medical jargon, it's impossible that everyone understands immediately.
- Her şeyi medikal jargonla açıklarsan, herkesin onu hemen anlaması imkansız.
- Tom reacted immediately.
- Tom hemen tepki gösterdi.
- It's important that I be informed immediately.
- Hemen bilgilendirilmem önemli.
- I wish to see him immediately.
- Ben hemen onu görmek istiyorum.
- You don't have to do it immediately.
- Bunu hemen yapmak zorunda değilsin.
- The fire was put out immediately.
- Yangın hemen söndürüldü.
- We ate a hasty meal and left immediately.
- Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- Whoever calls, let me know immediately!
- Arayan kimse, beni hemen bilgilendirsin!
- Leave the room immediately.
- Hemen odayı terk et.
- I said yes immediately.
- Hemen evet dedim.
- We must leave immediately.
- Hemen gitmeliyiz.
- I liked it immediately.
- Hemen hoşuma gitti.
- I immediately knew something was wrong.
- Bir şeylerin yolunda gitmediğini hemen anlamıştım.
- You need to call the police immediately.
- Hemen polisi aramalısın.
- You need to act immediately; later will be too late.
- Hemen harekete geçmeniz gerekiyor; daha sonra çok geç olacak.
- I want this matter taken care of immediately.
- Bu meselenin hemen halledilmesini istiyorum.
- Jim must go to the hospital immediately.
- Jim hemen hastaneye gitmelidir.
- The dry leaves immediately caught fire.
- Kuru yapraklar hemen tutuştu.
- Return immediately.
- Hemen dön.
- Tom was immediately taken into custody for questioning.
- Tom sorgulanmak üzere hemen gözaltına alındı.
- I immediately recognized them and so did Tom.
- Onları hemen tanıdım, Tom da öyle.
- I asked Tom to come immediately.
- Tom'dan hemen gelmesini istedim.
- The law was enforced immediately.
- Yasa hemen uygulamaya konuldu.
- Many people do not immediately understand the difference between states and governments.
- Birçok insan devletler ve hükümetler arasındaki farkı hemen anlamıyor.
- I didn't think it necessary to call you immediately.
- Seni hemen aramam gerektiğini düşünmemiştim.
- I didn't immediately understand it.
- Bunu hemen anlamadım.
- You must return immediately.
- Hemen dönmelisin.
- If I could I would immediately stop.
- Yapabilseydim hemen dururdum.
- Tom needs to talk to you immediately.
- Tom'un sizinle hemen konuşması gerekiyor.
- Tom's appointment is effective immediately.
- Tom'un ataması hemen yürürlüğe girecek.
- We should operate immediately.
- Hemen harekete geçmeliyiz.
- Call a doctor immediately.
- Hemen bir doktor çağırın.
- Paul is such a nice guy that everyone immediately likes him.
- Paul öyle hoş bir adam ki herkes ondan hemen hoşlanıyor.
- I need to see them immediately.
- Onları hemen görmeliyim.
- Details weren't immediately available.
- Ayrıntılara hemen ulaşılamadı.
- Tom immediately recognized me.
- Tom beni hemen tanıdı.
- I like this work because you see the result immediately; it's very rewarding.
- Bu işi seviyorum çünkü sonucu hemen görüyorsunuz; çok ödüllendirici.
- Tom liked it immediately.
- Tom onu hemen sevdi.
- Let me know immediately if you have a problem.
- Bir sorunun varsa hemen haber ver.
- He denied it immediately.
- Hemen reddetti.
- Tom immediately agreed to pay the ransom.
- Tom hemen fidyeyi ödemeyi kabul etti.
- Tom immediately answered Mary's question.
- Tom hemen Mary'nin sorusunu yanıtladı.
- I want my money returned immediately.
- Paramın hemen iade edilmesini istiyorum.
- I need to see you immediately.
- Seni hemen görmeliyim.
- Do I need to leave immediately?
- Benim hemen ayrılmam gerekiyor mu?
- Come back here immediately.
- Hemen buraya geri gel.
- The defense attorney immediately objected.
- Savunma avukatı hemen itiraz etti.
- We have to take him to the emergency room immediately, he's gravely wounded.
- Onu hemen acil servise götürmeliyiz, ağır yaralı.
- We need assistance immediately.
- Hemen yardıma ihtiyacımız var.
- We need help immediately.
- Hemen yardıma ihtiyacımız var.
- I immediately knew something was wrong.
- Bir sıkıntı olduğunu anladım hemen.
- The children need to go to bed immediately.
- Çocukların hemen yatağa gitmesi gerekiyor.
- Stop immediately.
- Hemen durun.
- Tom reacted immediately.
- Tom hemen tepki verdi.
- An ambulance arrived immediately.
- Hemen bir ambulans geldi.
- She wanted to get married immediately.
- Hemen evlenmek istiyordu.
- Why wasn't I notified about this immediately?
- Neden bu konudan hemen haberdar edilmedi?
- I'm afraid I can't decide immediately.
- Korkarım hemen karar veremiyorum.
- You don't need to leave immediately.
- Hemen gitmene gerek yok.
- Tom began talking immediately.
- Tom hemen konuşmaya başladı.
- Tom didn't respond immediately.
- Tom hemen yanıt vermedi.
- Trouble began immediately.
- Sorun hemen başladı.
- Additional details weren't immediately available.
- Daha fazla ayrıntıya hemen ulaşılamadı.
- When the rain stopped, the game of tennis was continued immediately.
- Yağmur durduğunda tenis maçına hemen devam edildi.
- I have to speak with you immediately.
- Seninle hemen konuşmalıyım.
- I immediately said no.
- Hemen hayır dedim.
- I recognized him immediately.
- Onu hemen tanıdım.
- I need to see a doctor immediately.
- Hemen bir doktora görünmeliyim.
- He fell asleep immediately.
- Hemen uykuya daldı.
- Return to the ship immediately.
- Hemen gemiye dönün.
- I immediately called an ambulance.
- Hemen bir ambulans çağırdım.
- Please let me know immediately if you would like to use this computer.
- Bu bilgisayarı kullanmak isterseniz, lütfen hemen bana bildirin.
- I identified him immediately.
- Onu hemen tanıdım.
- I need to speak to Tom immediately.
- Tom ile hemen konuşmam gerekiyor.
- The old man was run over and immediately taken to the hospital.
- Yaşlı adam ezildi ve hemen hastaneye kaldırıldı.
- Layla immediately wanted to meet Sami.
- Layla hemen Sami'yle buluşmak istedi.
- Bring him here immediately.
- Onu hemen buraya getirin.
- The delegates voted immediately.
- Delegeler hemen oylamaya geçti.
- The cause wasn't immediately clear.
- Nedeni hemen anlaşılamadı.
- I must speak with you immediately.
- Seninle hemen konuşmalıyım.
- Tom returned immediately.
- Tom hemen döndü.
- We'll get on it immediately.
- Hemen işe koyulacağız.
- And so, they decided to act immediately.
- Ve böylece hemen harekete geçmeye karar verdiler.
- It wasn't immediately clear why.
- Nedeni hemen anlaşılmadı.
- Bring Tom here immediately.
- Tom'u hemen buraya getirin.
- Call him immediately.
- Onu hemen arayın.
- I suggest we leave immediately.
- Hemen gitmemizi öneririm.
- Please call the FBI immediately.
- Lütfen hemen FBI'ı ara.
- Mary liked it immediately.
- Bu hemen Mary'nin hoşuna gitti.
- Leave my room immediately.
- Hemen odamı terk edin.
- I wish to see them immediately.
- Ben hemen onları görmek istiyorum.
- She recognized him immediately.
- Onu hemen tanıdı.
- Tom wants to see you immediately.
- Tom seni hemen görmek istiyor.
- I knew you'd understand immediately.
- Hemen anlayacağını biliyordum.
- This medicine will cure your headache immediately.
- Bu ilaç baş ağrınızı hemen iyileştirecektir.
- I bought it immediately.
- Onu hemen satın aldım.
- She immediately went to the kitchen.
- Hemen mutfağa gitti.
- Tom knew immediately that something was wrong.
- Tom bir şeylerin yanlış gittiğini hemen anladı.
- Dan was immediately placed under arrest.
- Dan hemen gözaltına alındı.
- I hope you won't expect results immediately.
- Umarım hemen sonuç almayı beklemiyorsunuzdur.
- He immediately admitted that he was involved.
- Olaya karıştığını hemen itiraf etti.
- Many people buy lottery tickets with the dream of immediately becoming wealthy.
- Birçok insan hemen zengin olmak hayaliyle piyango bileti alır.
- I immediately knew what it was.
- Ne olduğunu hemen anladım.
- If someone irritates you, it is best not to react immediately.
- Biri sizi sinirlendirirse en iyisi hemen tepki vermemek.
- I need you to do that immediately.
- Bunu hemen yapmanı istiyorum.
- I have to speak with you immediately.
- Sizinle hemen konuşmak zorundayım.
- Layla immediately ran downstairs.
- Leyla hemen alt kata koştu.
- Sami immediately fell in love with Layla.
- Sami, Leyla'ya hemen aşık oldu.
- Can you please send ten $15 flashlights immediately?
- 15 dolarlık el fenerlerinden on tane hemen yollayabilir misin?
- If you explain everything in medical jargon, it's impossible that everyone understands immediately.
- Her şeyi tıbbi jargonla açıklarsanız, herkesin hemen anlaması imkansızdır.
- Tom has to leave immediately.
- Tom hemen gitmeli.
- Tom didn't immediately give up hope.
- Tom hemen umudunu yitirmedi.
- Tom stopped immediately.
- Tom hemen durdu.
- Sami immediately approached Layla.
- Sami hemen Layla'ya yaklaştı.
- We'll get on it immediately.
- Ona hemen bineceğiz.
- Let me know immediately.
- Hemen bana haber verin.
- Get out of here immediately!
- Hemen buradan çık!
- Tom wants to see you immediately, sir.
- Tom hemen sizi görmek istiyor, efendim.
- I thought of you immediately.
- Hemen seni düşündüm.
- He immediately goes after her, like an ox to the slaughter.
- Hemen onun peşinden gitti, kesime giden bir öküz gibi.
- If someone irritates you, it is best not to react immediately.
- Biri sizi rahatsız ederse, hemen tepki vermemek en iyisidir.
- Tom and Mary hit it off immediately.
- Tom ve Mary hemen anlaştı.
- I think we should attack immediately.
- Hemen saldırmamız gerektiğini düşünüyorum.
- Return immediately.
- Hemen geri dön.
- Tom knew immediately what had happened.
- Tom ne olduğunu hemen anladı.
- Tom hired Mary immediately.
- Tom, Mary'yi hemen işe aldı.
- He immediately got angry.
- O hemen kızdı.
- I'll do so immediately.
- Hemen yapacağım.
- They fell for each other immediately.
- Onlar hemen birbirine aşık oldu.
- The results won't be immediately announced.
- Sonuçlar hemen açıklanmayacak.
- Call Tom immediately.
- Hemen Tom'u ara.
- Sami was immediately questioned by police.
- Sami hemen polis tarafından sorgulandı.
- Call me immediately if anything happens.
- Bir şey olursa hemen beni arayın.
- The gym was immediately evacuated.
- Spor salonu hemen tahliye edildi.
- I recognised him immediately.
- Hemen tanıdım onu.
- The company didn't immediately respond to requests for comment.
- Şirket yorum için olan talepleri hemen cevaplamadı.
- The cause wasn't immediately known.
- Nedeni hemen bilinmiyordu.
- Please do this immediately.
- Lütfen bunu hemen yap.
- He has to get up immediately.
- Hemen kalkması gerekiyor.
- I'll do that immediately.
- Onu hemen yapacağım.
- The fire started immediately.
- Yangın hemen başladı.
- Get in the car immediately.
- Hemen arabaya bin.
- Call me immediately if anything happens.
- Bir şey olursa hemen beni ara.
- Tom and Mary need to do that immediately.
- Tom ve Mary'nin bunu hemen yapması gerekiyor.
- I'll take care of it immediately.
- Hemen icabına bakacağım.
- I suggest you leave immediately.
- Hemen gitmeni öneriyorum.
- Call her immediately.
- Hemen onu ara.
- I remembered you immediately.
- Sizi hemen hatırladım.
- Please begin immediately.
- Lütfen hemen başlayın.
- Have Tom report to me immediately.
- Tom hemen beni rapor etti mi?
- We immediately became friends.
- Hemen arkadaş olduk.
- I saw immediately that he was uncomfortable.
- Rahatsız olduğunu hemen anladım.
- When the rain stopped, the game of tennis was continued immediately.
- Yağmur durur durmaz tenis oyununa hemen devam edildi.
- We'll start an investigation immediately.
- Hemen bir soruşturma başlatacağız.
- We'd better take up this issue immediately.
- Bu konuyu hemen ele alsak iyi olur.
- Dan was immediately placed under arrest.
- Dan hemen tutuklanmıştı.
- Bring them here immediately.
- Onları hemen buraya getir.
- I immediately ran downstairs to see what was happening.
- Neler olduğunu görmek için hemen aşağıya koştum.
- I want to do that immediately.
- Bunu hemen yapmak istiyorum.
- Tom's appointment takes effect immediately.
- Tom'un ataması hemen yürürlüğe girecek.
- I apologized immediately.
- Ben hemen özür diledim.
- I want you to go upstairs immediately.
- Hemen yukarı çıkmanı istiyorum.
- We'll begin immediately.
- Hemen başlayacağız.
- I don't know why you didn't tell me immediately.
- Bana neden hemen söylemediğini bilmiyorum.
- Sami immediately got out of bed.
- Sami hemen yataktan kalktı.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.
- Bir sigara daha yaktı ama hemen söndürdü.
- Seeing the police officers, he immediately ran away.
- Polis memurlarını görünce hemen kaçtı.
- This process must be stopped immediately, otherwise the server will breakdown.
- Bu işlem hemen durdurulmalı, yoksa sunucu çökecek.
- We must help him immediately.
- Ona hemen yardım etmeliyiz.
- Call a doctor immediately.
- Hemen bir doktor çağır.
- I sensed immediately that something was wrong.
- Bir şeylerin ters gittiğini hemen hissettim.
- The resolution was not approved immediately.
- Karar hemen onaylanmadı.
- The results won't be immediately announced.
- Sonuçlar hemen ilan edilmeyecek.
- Tom started crying immediately.
- Tom hemen ağlamaya başladı.
- I can take care of that immediately.
- Onunla hemen ilgilenebilirim.
- Get out of there immediately.
- Hemen oradan çıkın.
- She lost her hat, but found it immediately.
- Şapkasını kaybetti ama hemen buldu.
- I sensed immediately that something was wrong.
- Bir şeyin yanlış olduğunu hemen hissettim.
- She left the office immediately after work.
- İşten sonra ofisten hemen ayrıldı.
- Was that immediately apparent?
- O hemen belli oldu mu?
- I wrote to him to come immediately.
- Hemen gelmesi için ona yazdım.
- Tom immediately sensed danger.
- Tom tehlikeyi hemen hissetti.
- Tom immediately reported the crime.
- Tom hemen suçu rapor etti.
- Sami was immediately questioned by police.
- Sami polis tarafından hemen sorgulandı.
- You can skip stage three of the certification process and advance immediately to stage six.
- Sertifikasyon işleminin üçüncü aşamasını geçip hemen altıncı aşamaya doğru ilerleyebilirsiniz.
- We have to tell Tom immediately.
- Tom'a hemen söylemeliyiz.
- We must start immediately.
- Biz hemen başlamalıyız.
- Tom immediately recognized Mary.
- Tom Mary'yi hemen tanıdı.
- We took action immediately so that things wouldn't get worse.
- Her şeyin daha da kötüleşmemesi için hemen harekete geçtik.
- Call 110 immediately.
- Hemen 110'u ara.
- I recognized him immediately since we had previously met.
- Daha önce tanıştığımız için onu hemen tanıdım.
- Such a proposal would only be turned down immediately.
- Böyle bir teklif hemen geri çevrilir.
- And so, they decided to act immediately.
- Ve böylece, onlar hemen harekete geçmeye karar verdiler.
- Additions and deletions are not shown immediately.
- Eklemeler ve silmeler hemen gösterilmez.
- He retorted immediately.
- Hemen karşılık verdi.
- Dan immediately took a liking to Linda.
- Dan, Linda'dan hemen hoşlandı.
- Sami immediately approached Layla.
- Sami hemen Leyla'ya yaklaştı.
- They immediately informed the police about it.
- Hemen polise haber verdiler.
- Take me home immediately.
- Beni hemen eve götür.
- Tom knew immediately what he should do.
- Tom hemen ne yapması gerektiğini biliyordu.
- If you wish us to reserve an alternative room, please let us know immediately.
- Başka bir oda ayırmamızı istiyorsanız, lütfen hemen bize bildirin.
- Tom knew immediately that what Mary said was a lie.
- Tom, Mary'nin söylediklerinin yalan olduğunu hemen anladı.
- Bring her here immediately.
- Onu hemen buraya getir.
- Tom called an ambulance immediately.
- Tom hemen bir ambulans çağırdı.
- Tom immediately answered Mary's question.
- Tom, Mary'nin sorusuna hemen cevap verdi.
- I need to talk to you immediately.
- Seninle hemen konuşmalıyım.
- Get on the horse immediately!
- Hemen ata bin!
- Tom nodded immediately.
- Tom hemen başını salladı.
- He sized up the situation and acted immediately.
- Durumu değerlendirdi ve hemen harekete geçti.
- I suggest you come back home immediately.
- Hemen eve dönmeni öneririm.
- It is necessary for you to go there immediately.
- Hemen oraya gitmen gerekli.
- I need to see her immediately.
- Onu hemen görmeliyim.
- If you went to sleep immediately it would have been better.
- Hemen uyumaya gitsen daha iyi olurdu.
- I think we should attack immediately.
- Bence hemen saldırmalıyız.
- We leave immediately.
- Biz hemen gideriz.
- I have to leave immediately.
- Hemen gitmek zorundayım.
- Call 110 immediately.
- Hemen 110'u arayın.
- He caught her eye immediately.
- O hemen onun dikkatini çekti.
- We began catching fish immediately.
- Hemen balık yakalamaya başladık.
- Dan was immediately smitten with Linda.
- Dan hemen Linda'ya vuruldu.
- Traffic was immediately halted.
- Trafik hemen durduruldu.
- I immediately started crying.
- Hemen ağlamaya başladım.
- Tom told Mary to do that immediately.
- Tom, Mary'ye bunu hemen yapmasını söyledi.
- I need to see Tom immediately.
- Hemen Tom'u görmeliyim.
- I was immediately concerned.
- Hemen endişelendim.
- Tom didn't immediately do that.
- Tom bunu hemen yapmadı.
- I can take care of that immediately.
- Bununla hemen ilgilenebilirim.
- The company did not immediately know how to ward off these attacks.
- Şirket bu saldırıları nasıl savuşturacağını hemen bilemedi.
- The gym was immediately evacuated.
- Spor salonu hemen boşaltıldı.
- I have to go home immediately.
- Hemen eve gitmem gerekiyor.
- He was arrested and immediately taken to headquarters.
- Tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.
- I liked it immediately.
- Hemen beğendim.
- We fell for each other immediately.
- Birbirimize hemen aşık olduk.
- Having done the lessons, he immediately went to bed.
- Dersleri yaptıktan sonra o hemen yatmaya gitti.
- She immediately went to the kitchen.
- O hemen mutfağa gitti.
- I'll do that immediately.
- Bunu hemen yapacağım.
- Get down from there immediately.
- Hemen oradan aşağı in.
- I saw immediately that he was uncomfortable.
- Onun rahatsız olduğunu hemen gördüm.
- He caught her eye immediately.
- Onunla hemen göz göze geldi.
- We became best friends immediately.
- Biz hemen en iyi arkadaş olduk.
- We must start immediately.
- Hemen başlamalıyız.
- Tom's resignation took effect immediately.
- Tom'un istifası hemen yürürlüğe girdi.
- I immediately said no.
- Ben hemen hayır dedim.
- Get down from there immediately.
- Oradan hemen in.
- Tom told Mary to do that immediately.
- Tom Mary'ye bunu hemen yapmasını söyledi.
- I need to see Tom immediately.
- Tom'u hemen görmem gerekiyor.
- If I could I would immediately stop.
- Eğer durabilsem hemen dururum.
- Come immediately.
- Hemen gel.
- Please begin immediately.
- Lütfen hemen başla.
- The dry leaves immediately caught fire.
- Kuru yapraklar hemen alev aldı.
- A problem immediately arose.
- Hemen bir sorun ortaya çıktı.
- I can't reply to your message immediately, since I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajınıza hemen cevap veremiyorum.
- He immediately left us.
- O hemen bizi terk etti.
- Tom and Mary immediately became friends.
- Tom ve Mary hemen arkadaş oldular.
- I am looking for friends who can design immediately.
- Hemen Tasarım yapabilecek arkadaşları arıyorum.
- I immediately accepted his offer.
- Onun teklifini hemen kabul ettim.
- Come back here immediately!
- Hemen buraya gel!
- Tom recognized Mary immediately.
- Tom Mary'yi hemen tanıdı.
- Tom immediately called an ambulance.
- Tom hemen bir ambulans çağırdı.
- I'll leave immediately.
- Hemen gideceğim.
- Please let me know immediately if you would like to use this computer.
- Bu bilgisayarı kullanmak isterseniz, lütfen bana hemen haber verin.
- I can't reply to you immediately.
- Sana hemen cevap veremem.
- We have to save him immediately.
- Onu hemen kurtarmak zorundayız.
- I'd like to see Tom immediately.
- Tom'u hemen görmek istiyorum.
- Tom was hooked immediately.
- Tom hemen kapılmıştı.
- Get off the train immediately.
- Hemen trenden in.
- Tom immediately sprang into action.
- Tom hemen harekete geçti.
- Due to his impolite behavior toward a customer, Tom was immediately fired.
- Bir müşteriye karşı kaba davranışı nedeniyle Tom hemen kovuldu.
- Sami immediately fell in love with Layla.
- Sami Layla'ya hemen aşık oldu.
- The boy wasn't immediately identified.
- Çocuğun kimliği hemen tespit edilemedi.
- You can skip stage three of the certification process and advance immediately to stage six.
- Sertifikasyon sürecinin üçüncü aşamasını atlayıp hemen altıncı aşamaya geçebilirsiniz.
- To stop the bleeding immediately press on the wound.
- Kanamayı hemen durdurmak için yaranın üzerine baskı uygulayın.
- Medics were immediately called.
- Sağlık görevlileri hemen çağrıldı.
- He immediately left us.
- Bizi hemen terk etti.
- Tom hired Mary immediately.
- Tom, Mary'i hemen işe aldı.
- You need to call Tom immediately.
- Hemen Tom'u aramalısın.
- I need to talk to you immediately.
- Seninle hemen konuşmam lazım.
- She caught his eye immediately.
- O hemen dikkat çekti.
- Turn this music off immediately.
- Bu müziği hemen kapat.
- Go home immediately.
- Hemen eve gidin.
- The store was immediately closed.
- Mağaza hemen kapatıldı.
- I liked it immediately.
- Hemen beğenmiştim.
- I felt immediately a bit better.
- Kendimi hemen biraz daha iyi hissettim.
- Have Tom report to me immediately.
- Tom hemen bana rapor versin.
- She wrote to me that I should come immediately.
- Bana hemen gelmem gerektiğini yazdı.
- The crowd immediately grew quiet.
- Kalabalık hemen sessizleşti.
- Tom did not immediately respond to a request for comment.
- Tom yorum talebimize hemen cevap vermedi.
- I need it immediately.
- Buna hemen ihtiyacım var.
- Tom fell asleep immediately.
- Tom hemen uykuya daldı.
- Tom has to leave immediately.
- Tom hemen gitmek zorunda.
- Tom left immediately.
- Tom hemen ayrıldı.
- The general wished to attack immediately.
- General hemen saldırmayı arzuluyordu.
- I need to see you immediately.
- Seni hemen görmem gerekiyor.
- I recognized Tom immediately.
- Tom'u hemen tanıdım.
- Do I need to leave immediately?
- Hemen gitmem gerekiyor mu?
- Dan was immediately smitten with Linda.
- Dan, Linda'ya hemen vuruldu.
- We fell for each other immediately.
- Biz hemen birbirimize aşık olduk.
- Let's leave immediately.
- Hemen gidelim.
- Tom agreed immediately.
- Tom hemen kabul etti.
- We ate a hasty meal and left immediately.
- Alelacele bir yemek yedik ve hemen oradan ayrıldık.
- Trouble began immediately.
- Sorunlar hemen başladı.
- Tom called me and told me that I should come immediately.
- Tom bana telefon edip hemen gelmem gerektiğini söyledi.
- I wish to see Tom immediately.
- Tom'u hemen görmek isterdim.
- Layla immediately ran downstairs.
- Layla hemen aşağı koştu.
- We took action immediately so that things wouldn't get worse.
- İşler daha kötüye gitmesin diye hemen harekete geçtik.
- We began catching fish immediately.
- Hemen balık tutmaya başladık.
- I felt immediately a bit better.
- Hemen biraz daha iyi hissettim.
- Tom didn't respond immediately.
- Tom hemen cevap vermedi.
- Can you please send ten $15 flashlights immediately?
- Lütfen hemen on tane 15 dolarlık el feneri gönderebilir misiniz?
- The doctor came immediately.
- Doktor hemen geldi.
- Was that immediately apparent?
- Bu hemen belli oldu mu?
- In case of fire, you should dial 119 immediately.
- Yangın durumunda, hemen 119'u aramanız gerekir.
- The old man was run over and immediately taken to the hospital.
- Yaşlı adam araç tarafından ezildi ve hemen hastaneye götürüldü.
- They immediately began arguing about many issues.
- Hemen birçok konuda tartışmaya başladılar.
- To stop the bleeding immediately press on the wound.
- Kanamayı durdurmak için hemen yaranın üzerine bastırın.
- I need to see him immediately.
- Onu hemen görmem gerek.
- He immediately started the next attack on the republic.
- Hemen cumhuriyete bir sonraki saldırıyı başlattı.
- I don't know why you didn't tell me immediately.
- Neden hemen bana söylemedin bilmiyorum.
- I'm afraid I can't decide immediately.
- Korkarım ki ben hemen karar veremem.
- We immediately became friends.
- Biz hemen arkadaş olduk.
- Having done the lessons, he immediately went to bed.
- Derslerini yaptıktan sonra hemen yattı.
- Please leave immediately.
- Lütfen hemen gidin.
- Tom understood immediately.
- Tom hemen anladı.
- Tom wants to see you immediately, sir.
- Tom sizi hemen görmek istiyor, efendim.
- We have to evacuate immediately.
- Hemen tahliye etmeliyiz.
- We left immediately.
- Hemen ayrıldık.
- In case anything happens, call me immediately.
- Bir şey olursa, hemen beni arayın.
- I identified him immediately.
- Onu hemen teşhis ettim.
- Tom immediately tried to call Mary.
- Tom hemen Mary'yi aramaya çalıştı.
- Could we start immediately?
- Hemen başlayabilir miyiz?
- I immediately lost my concentration.
- Ben hemen konsantrasyonumu kaybettim.
- Dan was immediately smitten with Linda.
- Dan hemen Linda'ya aşık oldu.
- Tom needs to talk to you immediately.
- Tom'un seninle hemen konuşması gerekiyor.
- You must start immediately.
- Hemen başlamalısınız.
- I have to speak to Tom immediately.
- Tom'la hemen konuşmalıyım.
- I need to speak with Tom immediately.
- Tom'la hemen konuşmalıyım.
- We need to do it immediately.
- Bunu hemen yapmalıyız.
- Bring them here immediately.
- Onları hemen buraya getirin.
- Tom responded immediately.
- Tom hemen cevap verdi.
- Tom and Mary hit it off immediately.
- Tom ve Mary hemen anlaştılar.
- Search and rescue operations began immediately.
- Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- He will telephone you immediately when he comes back.
- Geri dönünce seni hemen arayacak.
- President Roosevelt decided not to strike back at Japan immediately.
- Başkan Roosevelt Japonya'ya hemen saldırmamaya karar verdi.
- Paul is such a nice guy that everyone immediately likes him.
- Paul o kadar iyi bir adam ki herkes onu hemen seviyor.
- Many people do not immediately understand the difference between states and governments.
- Birçok kişi devletler ve hükümetler arasındaki farkı hemen anlayamıyor.
- It must be done immediately.
- Hemen yapılmalı.
- I hope you won't expect results immediately.
- Umarım hemen sonuç beklemezsiniz.
- Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
- Eve vardığında hemen yemek hazırlamaya başladı.
- He is immediately above me in rank.
- Rütbe olarak hemen benim üstümde.
- Bring Tom here immediately.
- Tom'u hemen buraya getir.
- Tom was released immediately.
- Tom hemen serbest bırakıldı.
- You need to leave immediately.
- Hemen gitmelisiniz.
- Tom died immediately.
- Tom hemen öldü.
- Please do this immediately.
- Lütfen bunu hemen yapın.
- Tom immediately headed for the door.
- Tom hemen kapıya yöneldi.
- I'll leave immediately.
- Ben hemen gideceğim.
- Tom immediately answered.
- Tom hemen cevap verdi.
- You need to call me immediately.
- Beni hemen aramalısın.
- We bonded immediately.
- Hemen kaynaştık.
- When Cinderella heard midnight sounding, she left immediately.
- Sindirella gece yarısı sesini duyunca hemen oradan ayrıldı.
- I immediately accepted his offer.
- Teklifini hemen kabul ettim.
- We need to take care of this immediately.
- Bunu hemen halletmeliyiz.
- Tom immediately reported the crime.
- Tom hemen suçu bildirdi.
- I want you to do that immediately.
- Bunu hemen yapmanı istiyorum.
- The posters were immediately removed from the wall.
- Posterler hemen duvardan indirildi.
- Layla was immediately sentenced to life in prison.
- Layla hemen ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
- Jim must go to the hospital immediately.
- Jim hemen hastaneye gitmeli.
- I didn't think it necessary to call you immediately.
- Seni hemen aramayı gerekli görmedim.
- You should get yourself examined by the doctor immediately.
- Hemen bir doktora muayene olmalısın.
- She began doing her homework immediately after dinner.
- O, akşam yemeğinden sonra hemen ev ödevini yapmaya başladı.
- I want Tom to leave immediately.
- Tom'un hemen gitmesini istiyorum.
- We should call Tom immediately.
- Hemen Tom'u aramalıyız.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
- Ürünleriniz için konferans salonunda bir alan ayarlamak isterseniz lütfen hemen bana bildirin.
- This has to stop immediately.
- Bu hemen durmalı.
- I put on my shoes immediately.
- Hemen ayakkabılarımı giydim.
- Tom knew immediately that something was wrong.
- Tom bir şeyin yanlış olduğunu hemen bildi.
- Tom tackled the problem immediately.
- Tom sorunu hemen çözdü.
- This medicine will cure your headache immediately.
- Bu ilaç senin baş ağrını hemen iyileştirecek.
- He gave me money, but I gave it back to him immediately.
- Bana para verdi ama ben hemen geri verdim.
- They fell for each other immediately.
- Birbirlerine hemen aşık oldular.
- I always wake up before eight o'clock, but I never get up immediately.
- Ben her zaman sekizden önce uyanırım ama asla hemen kalkmam.
- Sami immediately called 911.
- Sami hemen 911'i aradı.
- You need to go there immediately.
- Hemen oraya gitmeniz gerekiyor.
- I immediately thought of you.
- Ben hemen seni düşündüm.
- Stop that immediately.
- Hemen durdur şunu.
- I wish to see them immediately.
- Onları hemen görmek istiyorum.
- I bought it immediately.
- Hemen aldım.
- You must leave immediately.
- Hemen gitmelisin.
- I need help immediately.
- Hemen yardıma ihtiyacım var.
- It is necessary for you to go there immediately.
- Hemen oraya gitmeniz gerekiyor.
- Tom liked it immediately.
- Tom hemen beğendi.
- I wish to see him immediately.
- Onu hemen görmek istiyorum.
- I apologized immediately.
- Hemen özür diledim.
- Sami immediately got out of bed.
- Sami hemen yataktan çıktı.
- Tom recognized Mary and John immediately.
- Tom, Mary ve John'u hemen tanıdı.
- I immediately recognized them and so did Tom.
- Onları hemen tanıdım ve Tom da.
- Whoever calls, let me know immediately!
- Kim ararsa arasın, hemen bana haber verin!
- Leave immediately!
- Hemen git!
- I immediately called Tom.
- Ben hemen Tom'u aradım.
- They all responded immediately.
- Hepsi hemen cevap verdi.
- Tom immediately reported the theft.
- Tom hemen hırsızlığı bildirdi.
- Tom and Mary hit it off immediately.
- Tom ve Mary hemen kaynaştılar.
- I must speak with you immediately.
- Seninle hemen konuşmak zorundayım.
- Tom left the office immediately after work.
- Tom işten sonra hemen ofisi terk etti.
- Tom recognized Mary and John immediately.
- Tom hemen Mary ve John'u tanıdı.
- I need to see Tom immediately.
- Tom'u hemen görmeliyim.
- Tom immediately obeyed.
- Tom hemen itaat etti.
- I said yes immediately.
- Ben hemen evet dedim.
- I'll call her immediately.
- Onu hemen arayacağım.
- Call the doctor in immediately.
- Hemen doktoru çağırın.
- The sick child's mother implored the doctor to come immediately.
- Hasta çocuğun annesi doktorun hemen gelmesi için yalvardı.
- Tom immediately agreed to pay the ransom.
- Tom fidyeyi ödemeyi kabul etti hemen.
- Tom immediately asked Mary to leave.
- Tom hemen Mary'den gitmesini istedi.
- Tom immediately called the police.
- Tom hemen polisi aradı.
- We have to save him immediately.
- Onu hemen kurtarmalıyız.
- You should leave immediately.
- Hemen gitmelisiniz.
- He commanded me to leave the bedroom immediately.
- Yatak odasını hemen terk etmemi emretti.
- Get off the train immediately.
- Hemen trenden inin.
- Tom called me and told me that I should come immediately.
- Tom beni aradı ve hemen gelmem gerektiğini söyledi.
- Yes, I'm coming immediately.
- Evet, hemen geliyorum.
- Tom immediately fell in love with Mary.
- Tom hemen Mary'ye aşık oldu.
- I want you to do that immediately.
- Onu hemen yapmanı istiyorum.
- You should go to bed immediately.
- Hemen yatağa gitmelisin.
- The maid immediately cleaned the dishes from the table.
- Hizmetçi hemen masadaki bulaşıkları temizledi.
- You need to call me immediately.
- Hemen beni aramanız gerekiyor.
- Tom needs to get to the hospital immediately.
- Tom'un hemen hastaneye gitmesi gerekiyor.
- If I had the money, I would immediately purchase this computer.
- Param olsaydı, hemen bu bilgisayarı satın alırdım.
- You need to call Tom immediately.
- Hemen Tom'u araman gerekiyor.
- It wasn't immediately clear why.
- Nedeni hemen belli olmadı.
- In case of fire, you should dial 119 immediately.
- Yangın durumunda hemen 119'u aramalısınız.
- Tom and Mary need to do that immediately.
- Tom ve Mary bunu hemen yapmalı.
- Tom fell asleep immediately.
- Tom hemen uyuyakaldı.
- Sami was immediately taken into custody for questioning.
- Sami sorgulanmak üzere hemen gözaltına alındı.
- You need to leave immediately.
- Hemen ayrılman gerekir.
- The possibility of a lack of connection between the events can be dismissed immediately.
- Olaylar arasında bir bağlantı olmaması ihtimali hemen göz ardı edilebilir.
- Medics were immediately called.
- Hemen sağlık görevlileri çağrıldı.
- I can't reply to your message immediately, since I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
- Tell Tom I'd like to meet with him immediately.
- Tom'a hemen onunla buluşmak istediğimi söyle.
- Tom did not immediately respond to a request for comment.
- Tom bir yorum talebine hemen yanıt vermedi.
- Sami was rushed immediately to the hospital.
- Sami hemen hastaneye kaldırıldı.
- He immediately called the White House.
- Hemen Beyaz Saray'ı aradı.
- We became best friends immediately.
- Hemen çok iyi arkadaş olduk.
- You may leave immediately after you finish your work.
- İşinizi bitirdikten sonra hemen gidebilirsiniz.
- Bring tea immediately!
- Hemen çay getir!
- Tom called the police immediately.
- Tom hemen polisi aradı.
- Tom immediately began talking.
- Tom hemen konuşmaya başladı.
- He immediately follows her, like an ox to the slaughter.
- Hemen onu takip ediyor, kesime giden bir öküz gibi.
- Tom immediately called 911.
- Tom hemen 911'i aradı.
- Tom was immediately worried.
- Tom hemen endişelendi.
- Takuya told me to depart immediately.
- Takuya hemen gitmemi söyledi.
- We must help him immediately.
- Ona hemen yardım etmek zorundayız.
- Get out of here immediately!
- Hemen çıkın buradan!
- If you do not move immediately, you will be arrested.
- Hemen hareket etmezseniz tutuklanacaksınız.
- I'll bring you the bill immediately.
- Size faturayı hemen getireceğim.
Show More (618)
|
|
- He should be released immediately.
- Kendisi derhal serbest bırakılmalıdır.
- It will not be tolerated, and must stop immediately.
- Buna müsamaha gösterilmeyecektir ve derhal durdurulmalıdır.
- We are prepared to discuss the budget for this campaign immediately.
- Bu kampanyanın bütçesini derhal görüşmeye hazırız.
- It is deeply unimpressive and needs to be looked at immediately.
- Hiç etkileyici değil ve derhal gözden geçirilmesi gerekiyor.
- We shall, of course, inform her of your dissatisfaction and she will immediately find out what can be done.
- Memnuniyetsizliğinizi elbette kendisine bildireceğiz ve o da derhal ne yapılabileceğini öğrenecektir.
- On behalf of the European Union, the Presidency immediately condemned this "cowardly attack".
- Avrupa Birliği adına Başkanlık, bu "korkakça saldırıyı" derhal kınadı.
- The soldiers ordered us to leave immediately, threatening to shoot us.
- Askerler bizi vurmakla tehdit ederek derhal oradan ayrılmamızı emrettiler.
- That is why it is important for the Council to approve time-limited protection measures of this kind immediately.
- Bu nedenle Konsey'in bu türden zaman sınırlı koruma tedbirlerini derhal onaylaması önemlidir.
- Lebanon will benefit immediately from market access for its agricultural and processed agricultural products.
- Lübnan, tarım ve işlenmiş tarım ürünleri için pazara erişimden derhal faydalanacaktır.
- They also allow the Commission to react immediately to any weak points identified.
- Bu değişiklikler aynı zamanda Komisyon'un tespit edilen zayıf noktalara derhal tepki vermesine de imkan tanımaktadır.
- Following this, however, a broad directive must be adopted immediately, not only in the form of studies.
- Ancak bunun ardından, sadece çalışmalar şeklinde değil, derhal geniş bir direktif kabul edilmelidir.
- We need to demand that Turkey withdraw its troops immediately.
- Türkiye'den askerlerini derhal geri çekmesini talep etmeliyiz.
- Firstly, we will immediately ask the Commission to issue a framework directive, as we have repeatedly done.
- İlk olarak, defalarca yaptığımız gibi Komisyon'dan derhal bir çerçeve yönerge yayınlamasını isteyeceğiz.
- When we are certain that the goods are coming from settlements, duties are applied immediately by Member States.
- Malların yerleşim yerlerinden geldiğinden emin olduğumuzda, Üye Devletler tarafından derhal vergi uygulanmaktadır.
- I ask you to do what you can to see to it that the 500 people still in prison are released immediately.
- Halen cezaevinde bulunan 500 kişinin derhal serbest bırakılması için elinizden geleni yapmanızı rica ediyorum.
- We therefore call again on the Iraqi regime to comply immediately with these resolutions.
- Bu nedenle Irak rejimine bir kez daha bu kararlara derhal uyması çağrısında bulunuyoruz.
- Together with the other political prisoners in the country, Aung San Suu Kyi must be released immediately.
- Ülkedeki diğer siyasi mahkumlarla birlikte Aung San Suu Kyi de derhal serbest bırakılmalıdır.
- We must immediately break off all communication with, and suspend all assistance to, the Zimbabwean regime.
- Zimbabve rejimi ile tüm iletişimimizi derhal kesmeli ve bu rejime yönelik tüm yardımları askıya almalıyız.
- Our civil protection unit was also activated immediately.
- Sivil koruma birimimiz de derhal harekete geçirildi.
- Suitable measures can then be taken immediately.
- Bu durumda uygun önlemler derhal alınabilir.
- We shall adjourn the sitting and leave the Chamber immediately.
- Oturuma ara vereceğiz ve derhal Meclis'i terk edeceğiz.
- You want to grant subsidiary protection, for five years and with a residence permit, immediately.
- Beş yıl süreyle ve oturma izniyle birlikte derhal ikincil koruma sağlamak istiyorsunuz.
- I call for his sentence to be suspended immediately, because that is this man's only way out.
- Cezasının derhal askıya alınması çağrısında bulunuyorum, çünkü bu adamın tek çıkış yolu budur.
- We should therefore put this situation right immediately.
- Bu nedenle bu durumu derhal düzeltmeliyiz.
- The killing must end immediately.
- Ölümler derhal sona ermelidir.
- Only then can we ensure that infringements of the law can be acted upon immediately.
- Ancak bu şekilde yasa ihlallerine karşı derhal harekete geçilmesini sağlayabiliriz.
- The opposition leaders and all other political prisoners must be released immediately.
- Muhalefet liderleri ve diğer tüm siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır.
- The Commission expects the Turkish Government to address this matter immediately.
- Komisyon, Türk Hükümeti'nin bu konuyu derhal ele almasını beklemektedir.
- UNAMA, the United Nations Assistance Mission to Afghanistan, must stop funding these offending warlords immediately.
- Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu UNAMA, suç işleyen bu savaş ağalarını finanse etmeyi derhal durdurmalıdır.
- The soldiers ordered us to leave immediately, threatening to shoot us.
- Askerler bizi vurmakla tehdit ederek derhal ayrılmamızı emrettiler.
- Anyone who drives when drunk loses his driving licence immediately.
- Sarhoşken araç kullanan herkes ehliyetini derhal kaybeder.
- With this in mind, the trial must be annulled and the political prisoners freed immediately.
- Bu düşünceyle, dava iptal edilmeli ve siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır.
- We need to know immediately what kind of situation she is in.
- Ne tür bir durumda olduğunu derhal bilmemiz gerekiyor.
- And I hope that Israel will immediately release the remaining money.
- Ve İsrail'in kalan parayı derhal serbest bırakacağını umuyorum.
- The military operation must end, and not in stages, and not city by city, but immediately and completely.
- Askeri operasyon aşamalı olarak ya da şehir şehir değil, derhal ve tamamen sona erdirilmelidir.
- All the economic and financial sanctions imposed against Iraq in 1990 should be lifted immediately.
- Irak'a 1990 yılında uygulanan tüm ekonomik ve mali yaptırımlar derhal kaldırılmalıdır.
- The Commission will immediately launch a study of supplementary health insurance.
- Komisyon derhal tamamlayıcı sağlık sigortası ile ilgili bir çalışma başlatacaktır.
- Firstly, there are some who would want this directive to apply immediately to minors too.
- İlk olarak, bu direktifin reşit olmayanlar için de derhal uygulanmasını isteyenler var.
- Apologies were made, and the data tap was turned off immediately.
- Özür dilendi ve veri musluğu derhal kapatıldı.
- The Commission must inform the complainant immediately and consistently.
- Komisyon şikayetçiyi derhal ve tutarlı bir şekilde bilgilendirmelidir.
- What we should do urgently and immediately is help those who have lost their livelihood and restore the environment.
- Acilen ve derhal yapmamız gereken şey, geçim kaynaklarını kaybedenlere yardım etmek ve çevreyi eski haline getirmektir.
- There is clearly a very serious problem, and Aung San Suu Kyi should be released immediately.
- Ortada çok ciddi bir sorun olduğu açıktır ve Aung San Suu Kyi derhal serbest bırakılmalıdır.
- We must make it possible for Europol to become immediately operational.
- Europol'ün derhal faaliyete geçmesini mümkün kılmalıyız.
- We must try to alleviate the suffering by immediately making every effort to provide humanitarian aid.
- İnsani yardım sağlamak için derhal her türlü çabayı göstererek acıları hafifletmeye çalışmalıyız.
- The more than 1 000 political prisoners must be released immediately, and all repressive measures must be rescinded.
- 1000'den fazla siyasi mahkum derhal serbest bırakılmalı ve tüm baskıcı tedbirler iptal edilmelidir.
- With the precautionary principle in mind, parabens, polysorbates and aluminium phosphates should be banned immediately.
- İhtiyatlılık ilkesi göz önünde bulundurularak parabenler, polisorbatlar ve alüminyum fosfatlar derhal yasaklanmalıdır.
- The international community must act on this issue immediately.
- Uluslararası toplum bu konuda derhal harekete geçmelidir.
- The country must comply with these obligations immediately.
- Ülke bu yükümlülükleri derhal yerine getirmelidir.
- Audacious because it immediately proposes a set of amendments to improve the workings of the Council.
- Cüretkâr çünkü Konsey'in işleyişini iyileştirmek için derhal bir dizi değişiklik öneriyor.
- For instance, the Commission immediately notified Member States when it learned of this particular contamination.
- Örneğin, Komisyon bu özel kontaminasyonu öğrendiğinde Üye Devletleri derhal bilgilendirmiştir.
- Vessels that fail the strict inspection controls will be immediately held in any port of the European Union.
- Sıkı denetim kontrollerinden geçemeyen gemiler Avrupa Birliği'nin herhangi bir limanında derhal tutulacaktır.
- We for our part say that the exchange of data must stop immediately.
- Biz kendi adımıza veri alışverişinin derhal durdurulması gerektiğini söylüyoruz.
- When we are certain that the goods are coming from settlements, duties are applied immediately by Member States.
- Malların yerleşim yerlerinden geldiğinden emin olduğumuzda Üye Devletler tarafından derhal vergi uygulanmaktadır.
- The honourable Members will, of course, be informed immediately.
- Sayın Üyeler elbette derhal bilgilendirilecektir.
- Steps should be taken immediately to freeze their overseas assets and to impose a travel ban.
- Yurtdışındaki mal varlıklarının dondurulması ve seyahat yasağı getirilmesi için derhal adım atılmalıdır.
- I therefore propose that we immediately vote on referral back to committee.
- Bu nedenle komiteye geri gönderme kararının derhal oylanmasını öneriyorum.
- The Commission must also be praised for sending this report to Parliament immediately.
- Komisyon ayrıca bu raporu derhal Parlamentoya gönderdiği için de takdir edilmelidir.
- If it is not accurately reported, then you should immediately correct it.
- Eğer doğru bir şekilde rapor edilmemişse, bunu derhal düzeltmelisiniz.
- I will, therefore, immediately put the two possible solutions to the vote.
- Bu nedenle, iki olası çözümü derhal oylamaya sunacağım.
- The EU should instead immediately abolish the extensive subsidies it pays out for the cultivation of tobacco.
- AB bunun yerine tütün ekimi için ödediği kapsamlı sübvansiyonları derhal kaldırmalıdır.
- We must immediately proceed on the basis of a rights-based approach.
- Derhal hak temelli bir yaklaşım temelinde ilerlemeliyiz.
- You boys come down from there immediately.
- Siz çocuklar derhal aşağı inin.
- Go immediately to the nearest hospital or emergency service.
- Derhal en yakın hastaneye veya acil servise gidin.
- Let's leave immediately.
- Derhal terk edelim.
- I need to speak to Tom immediately.
- Tom'la derhal konuşmam gerekiyor.
- Something must be done immediately to deal with this problem.
- Bu sorunla başa çıkmak için derhal bir şey yapılmalı.
- Tom must be found immediately.
- Tom derhal bulunmalı.
- We must stop using ozone-depleting chemicals immediately.
- Ozon tabakasını incelten kimyasalları kullanmayı derhal bırakmalıyız.
- Come immediately.
- Derhal gel.
- Tom immediately sprang into action.
- Tom derhal harekete geçti.
- You should leave immediately.
- Derhal gitmelisin.
- The old man was hit by a car and was immediately taken to the hospital.
- Yaşlı adama bir araba çarptı ve derhal hastaneye götürüldü.
- He retorted immediately.
- O, derhal karşılık verdi.
- The cancer needed to be removed immediately.
- Kanserin derhal alınması gerekiyordu.
- We should operate immediately.
- Derhal ameliyat yapmalıyız.
- Tom immediately notified the police.
- Tom derhal polise haber verdi.
- Tom recognized Mary immediately.
- Tom Mary'yi derhal tanıdı.
- It's important that I be informed immediately.
- Derhal haberdar edilmem önemli.
- You should go to a dentist immediately.
- Derhal bir dişçiye gitmelisin.
- It must be done immediately.
- O derhal yapılmalı.
- I need to speak with Tom immediately.
- Tom'la derhal konuşmam gerekiyor.
- I was notified immediately of Tom's arrival.
- Tom'un varışı bana derhal bildirildi.
- You must return immediately.
- Derhal geri dönmelisiniz.
- Tom wants to see you immediately.
- Tom derhal seni görmek istiyor.
- You must go there immediately.
- Derhal oraya gitmelisin.
- Call Tom immediately.
- Derhal Tom'u arayın.
- Call them immediately.
- Derhal onları ara.
- Tom called an ambulance immediately.
- Tom derhal bir ambulans çağırdı.
- Layla was immediately sentenced to life in prison.
- Layla derhal ömür boyu hapse mahkum edildi.
- We need to leave immediately.
- Derhal gitmeliyiz.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.
- Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü.
- Tom immediately answered.
- Tom derhal cevap verdi.
- Call the doctor in immediately.
- Derhal doktor çağırın.
- Tom immediately asked Mary to leave.
- Tom derhal Mary'den ayrılmasını istedi.
- You must return immediately.
- Derhal dönmelisin.
- Takuya told me to depart immediately.
- Takuya bana derhal gitmemi söyledi.
- You need to call the police immediately.
- Derhal polisi araman gerekiyor.
- Please get out of my office immediately.
- Lütfen derhal ofisimden çıkın.
- I have something to be done immediately.
- Derhal yapılacak bir şeyim var.
- We have to operate immediately.
- Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- I want him to stop erasing his comments immediately.
- Yorumlarını silmeyi derhal bırakmasını istiyorum.
- Leave my room immediately.
- Derhal odamı terk et.
- Leave immediately!
- Derhal terk edin!
- Tom should be fired immediately.
- Tom derhal kovulmalı.
- The fire was put out immediately.
- Yangın derhal söndürüldü.
- I want you to stop this immediately.
- Bunu derhal durdurmanı istiyorum.
- I need it immediately.
- Ona derhal ihtiyacım var.
- Tom told Mary to do it immediately.
- Tom Mary'ye onu derhal yapmasını söyledi.
- I need you to do that immediately.
- Bunu derhal yapmanı istiyorum.
- They all responded immediately.
- Hepsi derhal yanıt verdiler.
- I need to talk to you immediately.
- Sizinle derhal konuşmam gerekiyor.
- I want this matter taken care of immediately.
- Bu meselenin derhal halledilmesini istiyorum.
- Tom's appointment takes effect immediately.
- Tom'un ataması derhal yürürlüğe girer.
- I suggest we leave immediately.
- Derhal gitmemizi öneririm.
- I have to speak to Tom immediately.
- Derhal Tom'la konuşmalıyım.
- We must operate immediately.
- Derhal ameliyat yapmalıyız.
- I hope you will correct the situation immediately.
- Umarım durumu derhal düzeltirsiniz.
- Get in the car immediately.
- Derhal arabaya bin.
- This process must be stopped immediately, otherwise the server will breakdown.
- Bu işlem derhal durdurulmalıdır, aksi takdirde sunucu bozulacak.
- He has to get up immediately.
- O derhal kalkmak zorunda.
- You must leave immediately.
- Derhal gitmelisin.
- We have to tell Tom immediately.
- Derhal Tom'a söylemek zorundayız.
- Turn this music off immediately.
- Derhal kapatın şu müziği.
- Call him immediately.
- Derhal onu ara.
- I need to see her immediately.
- Onu derhal görmem gerekiyor.
- Tom's resignation took effect immediately.
- Tom'un istifası derhal yürürlüğe girdi.
- She wrote to me that I should come immediately.
- Bana derhal gelmem gerektiğini yazdı.
- It should be revoked immediately.
- Derhal iptal edilmeli.
- Tom was arrested immediately.
- Tom derhal tutuklandı.
- I'm ordering you to leave immediately.
- Derhal gitmeni emrediyorum.
- Please get out of here immediately.
- Lütfen derhal buradan çık.
- I wrote to him to come immediately.
- Ona derhal gelmesini yazdım.
- The law was enforced immediately.
- Yasa derhal yürürlüğe girdi.
- An ambulance arrived immediately.
- Derhal bir ambulans geldi.
- She recognized immediately the voice of the young man that she had called.
- O aradığı genç adamın sesini derhal tanıdı.
- The assassin was immediately caught, put into a car and driven away from the crime scene.
- Suikastçı derhal yakalandı, bir arabaya konuldu ve suç mahallinden uzaklaştırıldı.
- They needed assistance immediately.
- Onların derhal yardıma ihtiyacı vardı.
- I'll call her immediately.
- Onu derhal arayacağım.
- We need assistance immediately.
- Derhal yardıma ihtiyacımız var.
- We must operate immediately.
- Derhal operasyona başlamalıyız.
- He commanded me to leave the bedroom immediately.
- Bana yatak odasını derhal terk etmemi emretti.
- I'll take care of it immediately.
- Derhal onunla ilgileneceğim.
- We have to evacuate immediately.
- Derhal tahliye etmek zorundayız.
- Tom needs to resign immediately.
- Tom'un derhal istifa etmesi gerekiyor.
- This has to stop immediately.
- Buna derhal son verilmelidir.
- I want Tom to leave immediately.
- Tom'un derhal terk etmesini istiyorum.
- I need to talk to you immediately.
- Seninle derhal konuşmam lâzım.
- In case anything happens, call me immediately.
- Herhangi bir şey olması durumunda, derhal beni ara.
- We need to take care of this immediately.
- Derhal buna bakmamız gerek.
- Stop immediately.
- Derhal dur.
- Tom's appointment is effective immediately.
- Tom'un ataması derhal yürürlüğe girer.
- You must leave immediately.
- Derhal terk etmelisin.
- I need to speak with Tom immediately.
- Tom'la derhal konuşmam lâzım.
- Leave the room immediately.
- Odayı derhal terket.
- Notify them immediately.
- Derhal onlara haber salın.
- We have to operate immediately.
- Derhal faaliyete geçmeliyiz.
- Bring him here immediately.
- Onu derhal buraya getir.
- I'll see to it immediately.
- Onunla derhal ilgileneceğim.
- You have to leave immediately.
- Derhal terk etmek zorundasın.
- I need to speak to Tom immediately.
- Derhal Tom'la konuşmalıyım.
- I need to see them immediately.
- Onları derhal görmem gerekiyor.
- Tell Tom I'd like to meet with him immediately.
- Tom'a derhal onunla görüşmek istediğimi söyle.
- Something must be done immediately to deal with this problem.
- Bu sorunla başa çıkmak için derhal bir şeyler yapılmalıdır.
- The police told the demonstrators that they'd be arrested if they didn't move immediately.
- Polis göstericilere derhal hareket etmezlerse tutuklanacaklarını söyledi.
- Tom immediately reported the theft.
- Tom hırsızlığı derhal rapor etti.
- Tell Tom I want my belongings returned to me immediately.
- Tom'a eşyalarımın derhal bana geri verilmesini istediğimi söyle.
- Tom immediately called the police.
- Tom derhal polisi aradı.
- I want my money returned immediately.
- Paramın derhal iade edilmesini istiyorum.
- Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
- Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti.
- I need to speak to Tom immediately.
- Tom'la derhal konuşmam lâzım.
- I have to go home immediately.
- Derhal eve gitmek zorundayım.
- Sami was immediately taken into custody for questioning.
- Sami sorgulanmak üzere derhal gözaltına alındı.
- We left immediately.
- Biz derhal ayrıldık.
- We need to operate immediately.
- Derhal faaliyete geçmeliyiz.
- I want you to go upstairs immediately.
- Derhal yukarı çıkmanı istiyorum.
- I asked Tom to come immediately.
- Tom'dan derhal gelmesini istedim.
- I need to see him immediately.
- Onu derhal görmem gerekiyor.
- We have to leave immediately.
- Derhal gitmeliyiz.
Show More (175)
|
