incur - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
incur uğramak v.
  • There is a fear that, once again, the reputation of rail transport will incur lasting damage.
  • Demiryolu taşımacılığının itibarının bir kez daha kalıcı hasara uğramasından korkulmaktadır.
  • You do not want to incur the wrath of God.
  • Sen Tanrının gazabına uğramak istemezsin.
  • You do not want to incur the wrath of God.
  • Tanrı'nın gazabına uğramak istemezsiniz.
Show More (0)
incur girmek v.
  • We do not think that the new Commission, under any circumstances, could incur liability for the past.
  • Yeni Komisyon'un hiçbir koşul altında geçmişe yönelik sorumluluk altına girebileceğini düşünmüyoruz.
Show More (-2)