| 1 |
insert |
takmak |
v. |
|
- Insert a USB flash drive in your Media Nav (minimum 4Gb, in FAT 32 format).
- Medya Nav'ınıza bir USB flash sürücü takın (minimum 4Gb, FAT 32 formatında).
- The computer turned on after I inserted the flash drive.
- Flash sürücüyü taktıktan sonra bilgisayar açıldı.
- Insert a USB flash drive into the PS3.
- USB flash sürücüyü PS3'e takın.
- You must insert a CD instead of a DVD.
- DVD yerine CD takmalısın.
- You must insert a CD instead of a DVD.
- DVD yerine bir CD takmalısın.
- Epiglottal damage is always a concern when inserting an endotracheal tube.
- Endotrakeal tüp takarken gırtlağa zarar vermemek her zaman önem arz eden bir konudur.
- To continue, please insert the disc labelled Disc 2.
- Devam etmek için lütfen Disk 2 etiketli diski takın.
- Insert this memory stick into my head, please!
- Şu belleği kafama tak, lütfen!
Show More (5)
|
| 2 |
insert |
yerleştirmek |
v. |
|
- Tom inserted the key.
- Tom anahtarı yerleştirdi.
- The secretary inserted the letter in the envelope.
- Sekreter mektubu zarfın içine yerleştirdi.
- To continue, please insert the disc labelled Disc 2.
- Devam etmek için lütfen Disk 2 etiketli diski yerleştirin.
- Man is inserting a tape into the VCR.
- Adam videoya bir kaset yerleştiriyor.
- Tom inserted a DVD into the player.
- Tom DVD'yi oynatıcıya yerleştirdi.
- Please insert your card.
- Lütfen kartınızı yerleştirin.
- Tom inserted a disk.
- Tom bir disk yerleştirdi.
- Do I have to insert coins first?
- Önce bozuk para mı yerleştirmem gerekiyor?
Show More (5)
|
| 3 |
insert |
eklemek |
v. |
|
- That is why the Commission was right to insert safeguard clauses.
- Bu nedenle Komisyon koruyucu hükümler eklemekte haklıydı.
- That is why the Commission was right to insert safeguard clauses.
- Bu nedenle Komisyon koruma hükümleri eklemekte haklıydı.
- It seeks to insert text.
- Metin eklemeye çalışıyor.
- Parliament's proposal is that this additional sum should be removed again, or rather not inserted in the first place.
- Parlamento'nun önerisi, bu ek meblağın tekrar çıkarılması ya da daha doğrusu ilk etapta eklenmemesi yönündedir.
- The word 'relevant' needs to be inserted before the word 'premises'.
- 'Tesisler' kelimesinden önce "ilgili" kelimesinin eklenmesi gerekmektedir.
Show More (2)
|
| 4 |
insert |
sokmak |
v. |
|
- Tom inserted a DVD into the player.
- Tom bir DVD'yi oynatıcıya soktu.
- Tom closed his eyes as the nurse inserted the needle into his arm.
- Hemşire koluna iğneyi sokarken Tom gözlerini kapattı.
- Tom inserted the key into the lock.
- Tom anahtarı kilide soktu.
- Please insert your card.
- Lütfen kartını sok.
Show More (1)
|
| 5 |
insert |
koymak |
v. |
|
- The secretary inserted the letter in the envelope.
- Sekreter mektubu zarfın içine koydu.
- Man is inserting a tape into the VCR.
- Adam video oynatıcıya bir kaset koyuyor.
Show More (-1)
|
